HÜDA PAR'ın Diyarbakır'da düzenlediği sözde "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı" sonrası yayımlanan bildirgede, Türkiye Cumhuriyeti devletinin milletiyle bölünmez bütünlüğü ve Atatürk ilkeleri açıktan hedef alınmıştır!
Çalıştayın ardından yayımlanan bildirgede, anadilde eğitimin önünün açılması, sözde Kürtçenin anayasal güvence altına alınması, anayasanın değiştirilmesi ve "herkesin Türk olduğu" tanımından vazgeçilmesi gibi zırva talepler yer aldı.
Bildirgede ayrıca, "Kürt meselesinin kaynağını oluşturan 'Kemalist' zihniyetin ürünü olan darbe anayasasının değiştirilmesi" gerektiği vurgulandı.
Bu bildirge ile HÜDA PAR, bizzat Türk devlet yapısını ve anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükmü ile koruma altına aldığı temel hükümlerine savaş açmıştır.
Bu açıklamanın hedefinde bizzat, aziz hatırası önünde saygı ile eğildiğimiz ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet devrimleri vardır.
Bu tür açıklamada bulunanlar çok iyi bilmelidirler ki; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 3'üncü maddesine göre, "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür."
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olması, onun "üniter devlet" olması demektir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, üniter bir devlettir yani kendi bünyesinde farklı kanunların geçerli olduğu farklı yönetim bölgeleri yoktur.
"Federatif" yapılar yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yetkisi tüm Türkiye topraklarını kapsar ve her Türk vatandaşı olan herkes, bu topraklar üzerinde eşit muamele görür.
Söz konusu üniter devlet yapısı, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünün ve iç huzurunun en büyük teminatıdır.
Anayasa Madde 66: Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür.
Anayasa MADDE 42: Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.
Sonuç olarak diyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğünü hedef alan bu tür açıklamaları yapan bir parti ve lideri hakkında, derhal soruşturma başlatılmalıdır.
Bu sözleri sarfı nazar eden şahıs, şahıslar ve partinin, anayasaya aykırılıklarından ötürü mutlaka kapatılması gerekmektedir.
Şurası asla unutulmamalıdır ki, Türklüğü, Cumhuriyetimizi ve Atatürk'ü doğrudan ve aleni şekilde hedef alan açıklamalar ve eylemlerin olduğu dönem, son 20 yıllık dönemdir.
Bu arada çok defa yazdığım için bu yazımda değinme gereği duymadığım bir diğer çok önemli meselede şudur;
Tarihin hiçbir döneminde, Türk ortak isminden ve ondan kaynaklanan kadim Türk kültüründen başka, "Kürt" diye ayrı bir topluluğun olmadığı ve bu ismin yanlış tarihi ve yazıt okumalar sonucu ortaya çıktığını, yapılmış olan çok derin ilmi çalışmaların sonucunda elde edilen sonuç ve bu sonuçlara dayanak teşkil eden kaynakçalarla ortaya koymuştum.
Türkiye'de yaşayan herkes, TÜRK'tür.
Ne Mutlu Türküm Diyene.
- Adalet yoksa devlet de yok olur! / 27.02.2025
- MHP’den 100 yılın çözüm önerisi! / 26.02.2025
- ‘Yüzde 50 birleşmeli’ / 25.02.2025
- Demokrasi yoksa sen de yok olursun! / 21.02.2025
- Alın size “dindar” nesil! / 20.02.2025
- Atatürk’e kim dil uzatırsa haindir! / 19.02.2025
- ‘İfadeye yalnız gittiğim günü unutmayacağım!’ / 18.02.2025
- SWIFT’e karşı SPFS ve ‘MEM’ / 17.02.2025
- Erken seçimin kilit partisi BTP olacak / 12.02.2025