Artık Türkiye o eski Türkiye değil.
Olası bir erken seçimde çok kritik rol oynaması beklenen yaklaşık 20 milyon genç seçmen, dünkü saçma ve gereksiz ideolojik saplantılardan tamamen uzak bir hayat sürüyor.
İdeolojileri adeta "DİN" yerine koyan dünkü seçmen profilinin aksine bugün, her şeyi tartışan ve sorgulayan büyük bir genç seçmen kitlesi söz konusudur.
İktidarın bundan böyle ne yapsa seçimleri kazanma imkan ve ihtimalinin kalmamış olmasıyla birlikte, an itibariyle çok dağınık ve ortak bir akıldan yoksun gözüken muhalefetin de daha yapacağı çok önemli işler ve alacağı çok mesafeler olduğu kanaatindeyim.
Bu arada CHP'nin Cumhurbaşkanı adayının ön seçimle belirlemesi konusunda almış olduğu kararını doğru, ancak stratejisini çok yanlış buluyorum.
Elbette ki CHP bir parti olarak kendi üye tabanına böyle bir ön seçim veya eğilim yoklaması yaptırabilir ve bunda hiçbir sakınca da yoktur.
Ancak CHP kendi partisine değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için Cumhurbaşkanı adayı belirleyecekse, bunun yolu ve yöntemi sadece kendi üye tabanına danışmak şeklinde değil, 85 milyonun kanaatini sormak şeklinde olmalıdır.
Bunu illa da kendisinin yapmasına gerek olmayıp, bu konuda çalışmalar yürüten Araştırma şirketlerinden yardım talep etmekten gocunmamalıdır.
Ayrıca muhalefet açısından mevcut koşulların ortadan kaldırılması ve iktidar olunması hedefleniyorsa, bunu CHP'nin tek başına yapma ve başarma ihtimali yoktur.
Şu halde daha herhangi bir şekilde bir erken seçim kararı alınmamışken, en son çare olarak ve bir oy bile çok kıymetlidir diyerek kapısını çalmak zorunda kalacağın diğer muhalefet partilerine, neden şimdiden gidilmiş olumasın?
Sen zannediyorsun ki herkes adayını açıklar ve iş 2. Tura kalınca muhalefetin adayı işi götürür.
Aynı hata geçtiğimiz genel seçimlerinde muhalefet açısından yapılmıştır ve sırf bu stratejik hata yüzünden seçim altın tepside Erdoğan'a sunulmuştur.
Gördüğüm kadarıyla Özgür Özel Bey bunlardan hiç ders çıkartmamışa benziyor.
CHP olarak senin diğer muhalif partilere oranla oyun daha fazla olduğu için mi halen daha her konuyu tek başına halletmeye çalışıyorsun.
Oyum daha fazla diye bunu yapabilirsin belki ama, halen daha sandıklara tam anlamıyla hakim değilsin mesela.
Mesela seçimlere kadar geniş bir zaman dilimi söz konusu olacağından, meydanlara çıkıp kalabalığı hangi ekonomi tezinle coşturacak ve onlara umut olacaksın.
Oysa bugün Türkiye'de konuşulacak ve konuşulması gereken tek şey, ekonomi ve çözüme dair projelerdir.
Bu açıdan bakıldığında BTP'nin dışında iktisat tezi olan Türkiye'de hiçbir parti bulunmamaktadır.
Sevgili Özgür Özel sen bunu görmüyor musun?
Şimdi kapısını çalacaksın Hüseyin Baş'ın.
Yarın şartlar öyle bir değişir ve gelişir ki, Erdoğan'dan bir davet gelir ve Hüseyin Baş bu davete icabet ederse, sana yeminle söylüyorum tarihi bir mağlubiyet yaşarsın! Bunlar bana ait tespit ve kanaatlerin çok ötesinde, bilinen gerçekleridir.
Mesela Zafer Partisi ve Genel Başkanı vatansever bir insan olan Ümit Özdağ.
Bu partinin de kapısı şimdiden çalınmalı.
İYİ Parti ve onun Genel Başkanı Dervişoğlu son derece milli bir insan.
Tabanı ve teşkilatı aynı şekilde.
Memleket Partisi lideri Muharrem İnce mesela.
Bu partilere eklenecek diğer Cumhuriyet ve Atatürkçü partilerden de destek talep edilmeli.
Bir düşünün…
Bir halk mitingi yapıyorsunuz ve platformda bu saydığım partilerin Genel Başkanlarının tamamı halkı selamlıyor.
Rusya'nın ayakta kalmasını sağlayan ve Türkiye'yi 6 aydan düzlüğe çıkaracak olan BTP'nin "Milli Ekonomi Modeli" ile rakibin kim olursa olsun, seçim sonucunda tabela partisine dönüşür.
Denebilir ki, madem bu tez bu kadar güçlü ve etkili, neden BTP'yi iktidara taşıyamadı?
Çünkü "MEM" öylesine büyük bir okyanus ki, bir çay kaşığı su istemeye alıştırılmış milletimize, sanki hayalmiş ve olması mümkün değilmiş gibi gelmiş olabilir.
Ayrıca bu sistem popülist sloganlardan ibaret olmayıp, akademik ve ilmi bir çalışma olması dolayısıyla, anlatılması ve anlaşılması uzun yıllar alabilmektedir.
İşte bu sistemin güçlü bir muhalefet tarafından halka anlatılması ve gerçekleşebileceğine toplumun inandırılması aşamasına daha yeni gelinmiştir.
İktidar olmasına kesin gözüyle bakılacak böyle bir ortak aklın, geçmiş hadiselerden de ders çıkartarak asla çatlak ses çıkmasına olanak tanımayacaklarına inanmaktayım.
Siz bir düşünün bir kere.
Aynı gün iki miting.
Birisinde Erdoğan, diğerinde Mansur Yavaş veya siyasi yasağa takılmayan Ekrem İmamoğlu.
Birinde modelin şartları gereği olarak diyelim ki emekli maaşı 50 bin TL olarak açıklanırken ve bunun kaynakları detaylarıyla ortaya konurken, diğer taraftan bu sistemin olmadığı tarafın mitinginde aynı kesim için takdir edilen maaş, 25 bin TL olsun.
Sizce pazardan çürük meyve toplamak zorunda bırakılan ve kirasını bile aldığı maaşla ödeyemeyen emekli 25 bin lira vereceğim diyen bir ittifaka tıpış tıpış gider ve oyunu verir mi?
Milleti bu kadar kör ve sağır sanmak, sananları seçimde ağır bir bedel ödetecektir.
İşte o zaman haksız ihraç edilen Teğmenler yeniden şanlı Türk ordusunda görev alacak, bu kaderi onlara yaşatanlar ise bir daha gelmemek üzere, Türk milletinin ferasetiyle ihraç edileceklerdir.
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır diyenler görev başına.
- Erken seçimin hukuki formülü / 11.02.2025
- Merkez Bankası ihanet içinde! / 10.02.2025
- Milletin gönlünde orgeneral oldular / 04.02.2025
- Erken seçimin hukuki formülü / 31.01.2025
- Dolar imparatorluğu için işlenen cinayetler -2- / 30.01.2025
- Dolar imparatorluğu için işlenen cinayetler -1- / 29.01.2025
- Tabut Otel ve devletçilik / 28.01.2025
- Muhalefet partileri gökten elçi mi bekliyor? / 27.01.2025
- Nutuk’u çok okuyun / 22.01.2025