Bugün 14 Nisan 2025 Pazartesi.
Öyle bir yıldız kayıp gitti ki aramızdan, sanki tüm ölçüler onunla beraber eşlik etti.
Hakk'a vuslatının 5. yıldönümünde bu yüce ruhlu insanı bir kez daha hasret ve özlemle yâd ediyoruz.
Ruhun şad olsun Prof. Dr. Haydar Baş Bey.
Haydar Baş Bey, dünya siyaset tarihinde alışılagelmiş tüm ezberleri bozan bir insan olarak tanınır ve bilinirdi.
Atatürk aşığı, Cumhuriyet sevdalısı bir insandı.
Elbette ki tarifi çok zor bir insanı anıyor ve anlamaya çalışıyoruz.
Bir yönüyle O'nun en çok arzu ettiği şey, Türkiye'yi dünya lideri yapacak olan fikirlerinin anlaşılması ve milletin yararına kullanılmasıydı.
Bunlar öyle fikir ve tezlerdi ki, bütün dünya insanlığını peşinden sürükleyecek kapsayıcılıkta ve muhteviyatta idi.
İnsanlık bugün hangi sorunla karşı karşıya bulunuyor ve içinden çıkmakta zorlanıyorsa, bunların tamamına Haydar Baş Bey tarafından ilmi çözümler üretilmişti.
O, herkesten farklı olarak olaylara yaklaşır ve çözümsüz zannedilen tüm meselelere, kimsenin aklına gelmeyecek şekilde formüller üretirdi.
Kendisine özgü bu farklı bakış açısını da, eşyanın hakikatini kavramak diye tanımlardı.
Öylesine geniş bir ufka ve gönle sahip bir insandı ki, dünyanın en dertli insanı bile olsanız, onun yanına vardığınızda adeta kuş olup uçardınız.
Herkesi kapsayacak şekilde bir kuşatıcılığa sahip olmak, elbette ki öyle sıradan insanların yapabileceği işler olmasa gerek.
Tıpkı ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, çok özel vasıflara sahip olması gibi.
Ben bu iki liderin, Türk'ün tarihinde çok ayrı ve özel bir yere konulması gerektiğini ve daima onların yön tayin edici görüş ve fikirlerinden istifade edilmesinin, kesinlikle hayati öneme sahip olduğu kanaatindeyim.
Bir insan düşünün ki, geceli-gündüzlü memleket sorunları ile meşgul olsun.
Bir saniyesi bile, bu duygu ve düşüncenin dışında olmasın.
Türk milletinin tarihinde çok önemli yer tutan bu iki liderin kıyamet sabahına kadar ruhen ve fikren aramızda olacağından, kimsenin kuşkusu olmasın.
Onlarsız bir Türkiye olamaz, asla tasavvur edilemez!
Zira her iki lider de Türk milleti açısından şaşmaz pusula gibidir.
Ben ömrümde Haydar Baş'tan başka, Atatürk'ü anlama ve ilkelerine sahip çıkma bakımından ondan daha önde olan birini görmedim, tanımadım.
Haydar Baş Bey de tıpkı Atatürk gibi, tam bağımsız Türkiye diyordu. Milli Ekonomi diyordu.
Atatürk'ün en çok önem verdiği ve tüm ülkelerden bağımsız bir iktisadiye konusu, Haydar Baş Bey tarafından hayata geçirilmişti.
Dünya iktisat tarihi açısından çok büyük bir devrim olarak kabul gören Haydar Baş Bey'e ait Milli Ekonomi Modeli, Atatürk'ün en büyük özlem duyduğu ve hayalini kurduğu bir meseleydi.
Bugün Türkiye şayet bu modeli hayatına geçirmiş olsaydı, en ufak bir kuşkunuz olmasın ki, dünya lideri olurduk. Tek bir kuruş borcumuz olmaz, işsiz bir Allah kulu kalmazdı.
Türkiye bu modeli uygulamış olsaydı, ABD ve Avrupa'ya giden ne kadar Türk evladı varsa, kendi ülkesinin yararına katma değer üretmek için geri gelirdi.
Bu kadarı yetmez, bu ülkelerden işçi bile ithal ederdik.
Bu modele sırtımızı döndüğümüz için, şimdi samanı ithal ediyoruz.
Sadece ekonomik açıdan hizmetleri söz konusu değildi Haydar Baş Bey'in, Türkiye'de FETÖ ihanetini ilk sezen ve tüm kesimleri ilk ikaz eden, tek insandı Haydar Baş Bey.
Dış politika genelinde yaptığı uyarılarının yanı sıra, Suriye özelinde mevcut iktidara yönelik çok sayıda ikazları olmuştu.
Haydar Baş Bey bu açıdan da ikazlarına kulak verilen kişi olsaydı, bugün Türkiye ile Suriye ve diğer komşuları arasında en küçük bir sorun yaşanmayacaktı.
Devletimizin kurucusu aziz Atatürk'e en ağır hakaretlerin yapıldığı dönemde, bir tek o bunlara göğüs germiş ve "Hoş Geldin Atatürk" eseri ile milletimizin gönlüne Atatürk sevgisini nakşetmiştir.
Genelde İslam dünyasında ve özelde Türkiye'de çıkarılmak istenen mezhep kavgaları ve daha ileri boyutta mezhep savaşlarına karşı en dik duruşu sergileyen isim, yine Haydar Baş olmuştu.
"Tevhid'in Merkezi Ehl-i Beyt'tir" eseri ile tüm bu oyunları boşa çıkartmıştır.
'Türklük' kavramı ve 'Türk milleti' üzerine yapılan çokça ve maksatlı tartışmalarda, hep onun ölçülü çıkışlarıyla nefes aldık.
Kısaca Haydar Baş Bey, tüm bu faaliyet ve çalışmalarıyla tarihin altın sayfalarında hak ettiği çok müstesna yerini almıştır.
O'nun görüş ve fikirlerinin hayata geçirilmesine sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada ihtiyaç vardı.
Ruh ikizi gibi tarihe damga vuran, Prof. Dr. Haydar Baş'a ve ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e selam olsun.
Türk milleti var olsun.
Öyle bir yıldız kayıp gitti ki aramızdan, sanki tüm ölçüler onunla beraber eşlik etti.
Hakk'a vuslatının 5. yıldönümünde bu yüce ruhlu insanı bir kez daha hasret ve özlemle yâd ediyoruz.
Ruhun şad olsun Prof. Dr. Haydar Baş Bey.
Haydar Baş Bey, dünya siyaset tarihinde alışılagelmiş tüm ezberleri bozan bir insan olarak tanınır ve bilinirdi.
Atatürk aşığı, Cumhuriyet sevdalısı bir insandı.
Elbette ki tarifi çok zor bir insanı anıyor ve anlamaya çalışıyoruz.
Bir yönüyle O'nun en çok arzu ettiği şey, Türkiye'yi dünya lideri yapacak olan fikirlerinin anlaşılması ve milletin yararına kullanılmasıydı.
Bunlar öyle fikir ve tezlerdi ki, bütün dünya insanlığını peşinden sürükleyecek kapsayıcılıkta ve muhteviyatta idi.
İnsanlık bugün hangi sorunla karşı karşıya bulunuyor ve içinden çıkmakta zorlanıyorsa, bunların tamamına Haydar Baş Bey tarafından ilmi çözümler üretilmişti.
O, herkesten farklı olarak olaylara yaklaşır ve çözümsüz zannedilen tüm meselelere, kimsenin aklına gelmeyecek şekilde formüller üretirdi.
Kendisine özgü bu farklı bakış açısını da, eşyanın hakikatini kavramak diye tanımlardı.
Öylesine geniş bir ufka ve gönle sahip bir insandı ki, dünyanın en dertli insanı bile olsanız, onun yanına vardığınızda adeta kuş olup uçardınız.
Herkesi kapsayacak şekilde bir kuşatıcılığa sahip olmak, elbette ki öyle sıradan insanların yapabileceği işler olmasa gerek.
Tıpkı ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, çok özel vasıflara sahip olması gibi.
Ben bu iki liderin, Türk'ün tarihinde çok ayrı ve özel bir yere konulması gerektiğini ve daima onların yön tayin edici görüş ve fikirlerinden istifade edilmesinin, kesinlikle hayati öneme sahip olduğu kanaatindeyim.
Bir insan düşünün ki, geceli-gündüzlü memleket sorunları ile meşgul olsun.
Bir saniyesi bile, bu duygu ve düşüncenin dışında olmasın.
Türk milletinin tarihinde çok önemli yer tutan bu iki liderin kıyamet sabahına kadar ruhen ve fikren aramızda olacağından, kimsenin kuşkusu olmasın.
Onlarsız bir Türkiye olamaz, asla tasavvur edilemez!
Zira her iki lider de Türk milleti açısından şaşmaz pusula gibidir.
Ben ömrümde Haydar Baş'tan başka, Atatürk'ü anlama ve ilkelerine sahip çıkma bakımından ondan daha önde olan birini görmedim, tanımadım.
Haydar Baş Bey de tıpkı Atatürk gibi, tam bağımsız Türkiye diyordu. Milli Ekonomi diyordu.
Atatürk'ün en çok önem verdiği ve tüm ülkelerden bağımsız bir iktisadiye konusu, Haydar Baş Bey tarafından hayata geçirilmişti.
Dünya iktisat tarihi açısından çok büyük bir devrim olarak kabul gören Haydar Baş Bey'e ait Milli Ekonomi Modeli, Atatürk'ün en büyük özlem duyduğu ve hayalini kurduğu bir meseleydi.
Bugün Türkiye şayet bu modeli hayatına geçirmiş olsaydı, en ufak bir kuşkunuz olmasın ki, dünya lideri olurduk. Tek bir kuruş borcumuz olmaz, işsiz bir Allah kulu kalmazdı.
Türkiye bu modeli uygulamış olsaydı, ABD ve Avrupa'ya giden ne kadar Türk evladı varsa, kendi ülkesinin yararına katma değer üretmek için geri gelirdi.
Bu kadarı yetmez, bu ülkelerden işçi bile ithal ederdik.
Bu modele sırtımızı döndüğümüz için, şimdi samanı ithal ediyoruz.
Sadece ekonomik açıdan hizmetleri söz konusu değildi Haydar Baş Bey'in, Türkiye'de FETÖ ihanetini ilk sezen ve tüm kesimleri ilk ikaz eden, tek insandı Haydar Baş Bey.
Dış politika genelinde yaptığı uyarılarının yanı sıra, Suriye özelinde mevcut iktidara yönelik çok sayıda ikazları olmuştu.
Haydar Baş Bey bu açıdan da ikazlarına kulak verilen kişi olsaydı, bugün Türkiye ile Suriye ve diğer komşuları arasında en küçük bir sorun yaşanmayacaktı.
Devletimizin kurucusu aziz Atatürk'e en ağır hakaretlerin yapıldığı dönemde, bir tek o bunlara göğüs germiş ve "Hoş Geldin Atatürk" eseri ile milletimizin gönlüne Atatürk sevgisini nakşetmiştir.
Genelde İslam dünyasında ve özelde Türkiye'de çıkarılmak istenen mezhep kavgaları ve daha ileri boyutta mezhep savaşlarına karşı en dik duruşu sergileyen isim, yine Haydar Baş olmuştu.
"Tevhid'in Merkezi Ehl-i Beyt'tir" eseri ile tüm bu oyunları boşa çıkartmıştır.
'Türklük' kavramı ve 'Türk milleti' üzerine yapılan çokça ve maksatlı tartışmalarda, hep onun ölçülü çıkışlarıyla nefes aldık.
Kısaca Haydar Baş Bey, tüm bu faaliyet ve çalışmalarıyla tarihin altın sayfalarında hak ettiği çok müstesna yerini almıştır.
O'nun görüş ve fikirlerinin hayata geçirilmesine sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada ihtiyaç vardı.
Ruh ikizi gibi tarihe damga vuran, Prof. Dr. Haydar Baş'a ve ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e selam olsun.
Türk milleti var olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- “Kürt sorunu vardır” diyen ajandır! / 17.04.2025
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025