Geçtiğimiz akşam BTP Genel Başkanı ve bana göre genç insanların lideri Av. Hüseyin Baş, Sözcü televizyonunda bir programda herkesin aklından geçen ancak seslendirmeye cesaret edemediği konuları çatır çatır ortaya koydu.
Neyse ki, Türkiye'de neler olup bittiğini, ülkenin nereye doğru ve hangi tehlikelere açık hale geldiğini gözlemleyen, bunları da dile getirenler olduğu için sevinenlerden biriyim. Şu sıralarda sağlık nedenlerimden ötürü pek düzenli yazamasam da, dostların destekleri ve arayışları sürüyor. Bu da bana büyük bir moral kaynağı oluyor ne yalan söyleyeyim mutlu oluyorum.
Ülkenin içinde bulunduğu durumu kavrayamayanlar, bizi bekleyen büyük tehlikeyi fark edemeyenler çoğunlukta… Türk lirasının değerinin kar gibi eridiğini, kar suyunun ise çıkar odaklarının işine yaradığını görmeyenler suçu birbirlerine atıyorlar.
***
Rahmetli Haydar Hoca'nın Milli Devlet ve Milli Ekonomi Modelini okumamış binlerce siyasetçi onun gösterdiği hedeflerin farkında bile değiller. Tabii, çözüm önerileri de bir çırpıda ret edildiği için bu konuda yorum yapmanın ne kadar doğru olduğunu bilemem.
Ancak sevgili Hüseyin Baş, babasının izinden yürümeye, kapı kapı gezerek doğruları anlatmaya devam ediyor. Bir yandan siyaseten BTP'nin doğru olarak kabul ettiği konuları anlatıp bir çözümler manzumesi ortaya koymaya çalışırken, muhtemelen öte tarafta da partinin ayakta kalması için kendine iyi bir ekonomik yol haritası yapmaya çalışıyor.
Tanımadığınız bir insanın bile acısına ağlarken eğer onunla birlikte aynı duyguları hissedebiliyorsanız, ya da iyi bir anında onun sevinçlerine ortak olabiliyorsanız, ancak bunu yaparken içinizden geliyor, gözünüz yaşarıyor, kalbiniz çarpıyorsa o zaman siz gerçek bir insansınız demektir.
Ucu başı belli olmayan dünyadaki şu kısacık yaşamda sevginin, iyiliğin, bir başkasına yardım etmenin mutluluğunun yerini hiçbir şeyin tutamayacağını; gönlünüzde yer eden insanları unutmanın pek mümkün olmadığını, uğradığınız bir haksızlık karşısında sizi savunanların ve gerçeği bilenlerin dostluğunun ne kadar önemli olduğunu zaman içinde fark ediyorsunuz.
***
Sınırlarınıza dayanmış bir savaşı inkâr etmenin, binlerce masum sivilin ölmesine seyirci kalmanın, hele hele topraklarınızın her an bir savaş tehdidi altında olduğunu bilmenin, bunun karşısında bireysel çaresizliğinizin, işe yaramazlığınızın, ihtiyarlığınızın, göğsünüze oturmuş ağır yükü taşımanın zorluğunu bilmeyenler ile yan yana oturmanın kızgınlığını ve kırgınlığını taşımanın üzüntüsü içinde olmanın, paylaşamamanın zorluğunu anlatamazsınız.
İnsan her ne kadar yalnız başına dünyaya gelse ve ölürken bu dünyayı tek başına terk etse de yaşam çizgisinde pek çok kişi ile birlikte, çok şeyi paylaşıyor. Yaşadığımız ve hayatı hissettiğimiz sürece birbirimize yardım etmek, destek olmak, bizim ideallerimizi savunan insanları desteklemek gibi bir borcumuz var.
Sevgili Hüseyin Baş, duruşu ve tavrı ile, sözleri ile bu vatanın has bir evladı olarak bu misyonu yerine getirmeye çalışıyor.
Bize düşen, babasını aratmayan oğula destek olmak ve onun sözlerine kulak vermektir.
Başarılar onunla olsun. Haydar Hoca'nın da ruhu şad olsun. Ne kadar övünse azdır…
- Haydar Hoca'yı hatırlarken… / 06.08.2024
- Kıyılarda sorun büyük… / 05.08.2024
- Bir kral, bir prenses ve bir Demir Leydi / 28.07.2024
- Koca Nazım… / 04.06.2024
- Bizim 19 Mayıslarımız… / 19.05.2024
- Helallik / 14.05.2024
- Gerçek… / 18.01.2024
- Gözyaşı… / 27.12.2023
- Yazmak, yaşamaktır… / 23.12.2023