Yaşananlar gençleri gelecek kaygısına düşürmüş durumda… Hiç kimse mezun olacağı meslek dalında iş bulabileceğine, kaliteli bir yaşam sürebileceğine, sağlık konusundaki sorunlarına çözüm üretileceğine inanmıyor.
Yabancı dil konusu giderek ön plana çıkmış durumda. Özellikle İngiliz dili ve edebiyatı revaçta. Her ne kadar Arapça ve Fransızca dillerinin öğrenilmesine yönelik teşvikler varsa da gençler dünyanın her yerinde konuşabilecekleri bir dil peşindeler…
Özellikle makine ve robot teknolojisinde Almancanın revaçta olduğunu söyleyebiliriz. Çevremizdeki, yakınımızdaki pek çok genç şimdiden okumak için Almanya, İtalya ve Arnavutluk'un yolunu tutmuş bulunuyorlar.
İkinci sınıf vatandaş olarak yaşamayı göze alan pek çok kimse ise Kanada ve Kuzey ülkelerine yerleşmiş bile. Hele elinde geçerli bir mesleği olan, özellikle doktorluk, mühendislik, bilgisayar yazılımcısı ve sağlık personeli gibi sıfatları olanlar çok daha kolay iş bulup çalışma şansına sahipler.
Hedef, gelecek kaygısı duymadan kavgadan-gürültüden, yokluktan ve yoksulluktan uzaklaşarak huzurlu bir yaşam sürmek. Her ne kadar mesleği olan göçmenler gittikleri yerlerde ucuz iş gücü olarak istihdam edilip sömürülmeyi göze alsalar da, sosyal hakları bile yeterli buluyorlar.
Türkiye gibi her geçen gün azalan genç nüfusun bu kadar imkan var iken ülke dışını tercih etmeleri zorunluluktan ziyade özgürlük taleplerinden ve insanca yaşama imkanlarını bulabilecekleri düşüncesinden kaynaklanıyor.
Dini ve etnik dayatmalar olmadan, kadın ve kızların iş yerlerinde mobinge uğramadan çalışma talepleri de ayrı bir neden. Yaşlanmış siyasi parti kadroları nedeni ile siyasete ilgi duymamaları, sorunlarının politikacılar aracılığı ile çözümlenemeyeceğine inanmaları da ayrı bir sıkıntı. Bu durum parti kadrolarına katılmayıp seyirci olmalarına neden oluyor. BTP gibi gençlere önem veren parti neredeyse yok denecek kadar az. Genellikle gençleri ileride kendilerine iş ve aş yükü olarak algılayan yaşlı kadrolar onlardan uzak duruyorlar.
Oysa ülkemiz gençliğini heyecanlandıracak, onlara her dalda millî bir seferberlik ruhu aşılayacak liderlere ihtiyaç var. Tabii, bu liderlerin geçmişte yaptıkları işler ile güven duyulacak kişiler olması da önemli.
Genç kadroların organize olmaları, ortak bir hedefe yürümeleri için birlik olmaları, ortak bir kültür oluşturmaları da önemli. Ne yazık ki bizim bu konudaki ortak kültürümüz kulüp, okul, mahalle ve cami/dergâh anlayışı ile sınırlı…
Hatırlıyorum da Gençlik ve Spor Bakanlığı kurulurken en çok tartışılan konulardan birisi de gençlerin nasıl bir araya gelecekleri ve anılarını birlikte nasıl inşa edebilecekleri idi. Bunun için Almanya'daki gençlik merkezleri, kır konakları, mahalledeki gençlik evleri incelenmiş, yıllık kamp ve kurslar için İzcilik teşkilatlarının kullanabilecekleri oluşumlar ülkemizde de gerçekleştirilmişti.
Ancak mevcut iktidar yıllardır gençlere hizmet eden bu tür yerleri kapatarak hizmet dışı bıraktı ve farklı kurumlara tahsis etti.
Maalesef bir kere yanlış bir patikaya saparsanız dağda ormanda yolunuzu ya kaybeder ya da farklı bir yerlere varırsınız. Bizde de olay aynen böyle gelişti. Özellikle de bir zamanlar üyesi oldukları kurumlardan aldıkları uzmanlık belgeleri –ki onlar için iftihar vesilesi idi- iptal edilip, işe yaramaz hale gelince geçmiş emeklerine de acımaktan başka bir şey yapamadılar.
Kısacası yeni nesile güven verecek, onları yeniden isteklendirecek pek çok tedbir alınması, yaşamın sadece para kazanmaktan ibaret olmadığı, hayatı doğru ve iyi yaşamanın ne olduğunun da yeniden öğretilmesi gerekiyor.
Yoksa bizler dünkü gençleri mumla aramaya devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Taner Tümerdirim / diğer yazıları
- Gelecek kaygısı… / 21.03.2025
- VEFA… / 19.03.2025
- Doğruları söylemek… / 14.10.2024
- Haydar Hoca'yı hatırlarken… / 06.08.2024
- Kıyılarda sorun büyük… / 05.08.2024
- Bir kral, bir prenses ve bir Demir Leydi / 28.07.2024
- Koca Nazım… / 04.06.2024
- Bizim 19 Mayıslarımız… / 19.05.2024
- Helallik / 14.05.2024
- Gerçek… / 18.01.2024
- VEFA… / 19.03.2025
- Doğruları söylemek… / 14.10.2024
- Haydar Hoca'yı hatırlarken… / 06.08.2024
- Kıyılarda sorun büyük… / 05.08.2024
- Bir kral, bir prenses ve bir Demir Leydi / 28.07.2024
- Koca Nazım… / 04.06.2024
- Bizim 19 Mayıslarımız… / 19.05.2024
- Helallik / 14.05.2024
- Gerçek… / 18.01.2024