ABD'nin İsrail'e olan tam desteği İsrail'i iyice pervasızlaştırdı.
Doha'da arabulucular vasıtasıyla İsrail-Hamas ateşkes müzakereleri devam ederken, ABD'nin İsrail'e milyarlarca dolarlık yeni silah satışına onay vermesinin ne anlama geldiği bugünlerde daha iyi anlaşılıyor.
Meğer ateşkes görüşmelerini bir "oyalama taktiği" olarak kullanmışlar, yeni saldırılara hazırlık yapmışlar.
18 Mart sabahında Gazze Şeridi'ndeki saldırılarına yeniden başlayan İsrail, Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Halil El Dakran'ın verdiği bilgilere göre, bugüne kadar 710 kişiyi katletti, 900 kişinin de yaralanmasına sebep oldu.
İsrail, ateşkesin gereği olan insani yardımların girişini durdurduğu için, ayrıca Gazze'nin elektriğini de kestiği için burada tam bir insanlık dramı yaşanıyor.
Daha 7 Ekim 2023 sonrası vahşi katliamların yaraları sarılmamışken, şimdi yeni yaralar ekleniyor. Barınacak yer yok, yemek yok, su yok, elektrik yok, tıbbi yardım yok, kısaca yaşam hakkı yok.
El Dakran, İsrail'in katliamlarında yaralananların birçoğunun acil tıbbi bakım sağlanamaması nedeniyle yaşamını yitirdiğini aktardı. Yaralıların yaklaşık yüzde 70'inin çocuk ve kadınlardan oluştuğunu, çoğunun durumunun ağır olduğunu belirtti.
Dün itibarıyla son 24 saatte öldürülen kişi sayısı 1'i BM çalışanı 70 kişi.
İsrail daha önce olduğu gibi yine sivillerin bulunduğu yerleri hedef almaya devam ediyor. Önceki gün bir cenaze töreninin bulunduğu yere hava saldırısı düzenledi ve bu saldırıda 16 kişi öldü, 30 kişi yaralandı.
Yine önceki akşam Gazze'deki bir Birleşmiş Milletler (BM) tesisini hedef aldı ve Bulgaristan vatandaşı bir BM çalışanını öldürdü, 5 BM çalışanı da yaralandı.
BM'den yapılan açıklamada, "Bu bir kaza değildi. Gazze'de yaşananları vicdan kabul etmez" denildi.
İsrailli yetkililer bu saldırıları gerçekleştirirken hep Hamas'la mücadeleyi gerekçe gösteriyorlar. ABD de İsrail'e desteğini sürdürürken aynı bahaneyi sunuyor.
Şimdi soru şu: Cenaze törenindeki siviller mi Hamas militanı, BM tesislerinde çalışanlar mı?
Yaşanan bu son sivil katliamları ifade edilerek ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce'a, ABD'nin İsrail'e silah vermesinin uygun olup olmadığı soruldu. Tammy Bruce, ABD'nin İsrail'e silah temin etmesinin, insan hakları ihlallerine karışan ülkelere yardım sağlanmasını yasaklayan "Leahy Yasası'na" uygun olduğunu iddia etti. Bruce, silah yardımının Leahy Yasası'na uygunluğunu değerlendirmek adına Bakanlık olarak bir süreç yürütülüp yürütülmediğine dair soruyu ise cevapsız bıraktı.
"Minareyi çalan kılıfını uydurur" demiş atalarımız, aynen öyle…
Kuruluşu Kızılderili katliamlarıyla başlayan, sonrasında da dünyanın birçok bölgesinde başta Hiroşima ve Nagasaki'de olmak üzere toplu katliamlara imza atmış olan bir ABD'ye, İsrail'in katliamları uygun mu, değil mi diye soruluyor? Ne desin, tabii ki uygundur diyecek.
ABD-İsrail ikilisi kafaya koymuşlar, Gazze'yi boşaltacaklar, Batı Şeria'yı ilhak edecekler, sonra da Doğu Kudüs'ü de tamamen ele geçirecekler, Mescid-i Aksa da dahil. Böylece Filistin toprağı diye bir yer kalmayacak.
Zaten Lübnan'da ve Suriye'de bazı bölgeleri işgal etmişlerdi, bu işgalleri genişletmeye çalışacaklar. Büyük İsrail devleti planı adım adım hayata geçiriliyor.
En çok korktukları Lübnan'daki Hizbullah'tı. Hizbullah lideri Nasrallah'a suikast düzenleyip şehit ederek, çağrı cihazlarını ve telsizleri patlatarak binlerce Hizbullah mensubunu etkisiz hale getirerek, Suriye'deki rejim değişikliğiyle Hizbullah'ın tüm ikmal yollarını keserek, ayrıca Lübnan hükümetiyle anlaşma yapıp, Hizbullah'ı sınırlardan uzaklaştırarak buradaki direnişe ciddi zarar verdiler.
Suriye'de Esad yönetimi varken Suriye topraklarını işgal edemiyorlardı, şimdi Şara yönetimi İsrail'e karşı hiçbir direnç ortaya koymuyor. Hatta zaman zaman Lübnan sınırında Hizbullah'la çatışarak İsrail'in yapması gerekeni yapıyor.
İran ise, kendi derdine düşmüş durumda. Cumhurbaşkanı Reisi'nin helikopter kazasında ölmesinden sonra Ortadoğu'dan elini çekmiş vaziyette.
Yemen'de Husiler kaldı, onlar İsrail'in Gazze saldırılarından dolayı, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki İsrail gemilerine ya da İsrail'e giden germileri hedef alarak bir mücadele yürütüyor. Dikkat ederseniz, 18 Mart'ta İsrail'in Gazze'ye saldırılarının başlaması, ABD'nin Yemen'e savaş ilan etmesinden hemen sonra oldu. İsrail, önünde bir engel kalmayınca vahşetinin dozunu artırarak devam ediyor.
Şimdi bu İsrail'i, Türkiye mi durduracak, Şara'nın yönettiği Suriye mi, en büyük desteğini Pentagon'dan alan Lübnan ordusu mu, Taliban'ın yönettiği Afganistan mı, Sisi'li Mısır mı, Suudi Arabistan mı, Irak mı, ABD'nin her dediğini evet diyen Ürdün mü, Katar mı, Birleşik Arap Emirlikleri mi… Hangisi? Elbette ki hiçbiri…
Ama hepsi BOP'un ve büyük İsrail devletinin hedefinde, hepsi Gazze ve Batı Şeria olmaya aday. Hepsi, sırasını bekliyor.
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025
- Yargı, muhalefeti cezalandırma aracı mı? / 18.03.2025
- Trump planı mı, Mısır planı mı? / 15.03.2025
- Salih Müslim: YPG silah bırakmayacak / 13.03.2025
- YPG’nin silah bırakmayacağı kesinleşti / 12.03.2025
- Suriye'de bundan sonra birlik sağlanabilir mi? / 11.03.2025
- Bu faiz oranıyla, bu enflasyon mümkün mü? / 07.03.2025
- PKK bitecek mi, daha da güçlenecek mi? / 06.03.2025
- Teröristbaşının çağrısının muhatabı kim? / 05.03.2025