7 Ekim'den bu yana İsrail'in vahşi saldırıları sebebiyle yerle bir olan Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için iki plan ifade ediliyor: Trump planı ve Mısır planı. Mısır planına Arap planı da deniyor. İki plan da Gazze'nin inşasını öngörüyor, bu hususta örtüşüyorlar ama temel ayrıldıkları nokta, Trump planı "Filistinlilerin olmadığı bir Gazze" derken, Mısır planı "Filistinli bir Gazze" diyor.
Konuyu görüşmek için Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati ile ABD Başkanı Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Katar'ın başkenti Doha'da bir araya geldi. Görüşmede taraflar, Gazze Şeridi'nin yeniden inşası çabalarının temeli olarak Arap planı konusunda istişare ve koordinasyonun sürdürülmesinde mutabık kaldı.
Bakan Abdulati, görüşmede, 4 Mart'ta Kahire'de düzenlenen olağanüstü Arap Birliği Zirvesi'nde onaylanan Gazze'nin yeniden inşasına yönelik Arap planının aşamaları ve ayrıntılarına ilişkin bilgi verdi. Zirvede, Filistinlileri yerinden etmeden Gazze Şeridi'nin yeniden inşasını öngören "Arap Planı" kabul edilmiş ve planın maliyetinin 5 yıla yayılarak yaklaşık 53 milyar dolar olacağı belirtilmişti.
Buraya kadar güzel; basına yansıyan bu haberlere göre, Trump yönetimi, Filistinlilerin zorunlu olarak göç ettirilmesi anlamını taşıyan Trump planından vazgeçmiş, Arap planı ön plana çıkartılmış gibi görünüyor.
Peki, gerçekte öyle mi? Plan Trump'a aitti ve İsrail de desteklemişti, böyle bir plandan ABD'nin vazgeçmesi hiç mümkün mü? Bu soruya mantıklı bir cevap ararken, endişelerimizde haklılığımızı gösteren bir haberle karşılaştık.
Associated Press'in ABD ve İsrailli yetkililere dayandırdığı haberine göre ABD ve İsrail, Gazze'den Filistinlilerin yeniden yerleştirilmesi için topraklarının kullanılmasını görüşmek üzere üç Doğu Afrika ülkesinin yetkilileriyle temasa geçti.
Demek ki ABD, Trump planından vazgeçmiş değil.
Esasen ABD, İsrail tarafından tamamen yerle bir edilmiş Gazze Şeridi'nin yeniden imar edilmesi için Arap sermayesinin işin içinde olmasını istiyor. Malum, Arap planı kapsamında 5 yıl içinde 53 milyar dolarlık bir fon oluşturacaklar.
Trump planı deseler, bu kadar parayı ABD karşılamak zorunda kalacak, ama Arap planı dedikleri için 53 milyar dolar ABD'nin kasasında kalmış olacak.
Düşünebiliyor musunuz, Gazze Şeridi'nde taş üstünde taş bırakmayan, evleri, okulları, hastaneleri, BM tesislerini, camileri, kiliseleri yerle bir eden İsrail, ve bu saldırıları yaparken kullandığı ağır silahların büyük bölümü ABD'ye ait ama ortaya çıkan molozu temizlemek, yıkılan binaları yapmak Arap ülkelerine düşüyor.
Peki, ya sonra? Sonrasını şöyle tahmin edelim: Trump planı adım adım hayata geçirilecek.
Bu arada dünya kamuoyunda Gazze'de ateşkesin ikinci aşaması olacak mı, Gazze'de mısır planı yoksa Trump planı mı uygulanacak tartışmaları sürerken, İsrail Batı Şeria'daki işgalini genişletiyor, vahşetini artırıyor.
Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, İsrail güçleri, Batı Şeria'da bulunan Nablus, Selfit, El Halil ve Beytüllahim'e bağlı köy ve kasabalara baskınlar düzenledi.
Nablus'un Beyt Furik kasabasındaki baskında Filistinlilerle İsrail güçleri arasında çatışma çıktı. İsrail güçleri, gerçek mermi ve göz yaşartıcı gaz bombaları kullandı ve çok sayıda çocuğu göz altına alarak darbetti.
Selfit'in batısındaki Burukin kasabasındaki dükkan ve evlere baskın düzenledi ve güvenlik kamerası kayıtlarına el koydu. El Halil'in güneyindeki Dura kasabasındaki baskında Bankalar Caddesi üzerindeki benzin istasyonu ve dükkanların sahiplerini kepenk kapatmaya zorlandı. Ve daha nice zulümler…
İsrail Batı Şeria'daki Filistinlilere fiili olarak sergilediği bu şiddetle, "Burayı da Gazze gibi yapacağım, boşaltın gidin" mesajını veriyor.
Gazze'de 2 plan tartışılırken, Batı Şeria'da tek plan devrede: Batı Şeria'nın İsrail tarafından ilhak edilmesi. ABD'de başkanlık seçimleri devam ederken Trump İsrail'e bunun sözünü vermişti, "Batı Şeria'yı ilhak etmene göz yumacağım" demişti.
Batı Şeria ile ilgili paylaşılan rakamlar bu gerçeği gözler önüne seriyor.
Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Komitesi'nin raporuna göre, şubat ayında İsrail ordusu Batı Şeria'da Filistinlilere karşı 1475, yerleşimciler ise 230 saldırı gerçekleştirdi.
Görünen o ki, İsrail büyük İsrail ve arzı mevud hedefleri doğrultusunda, Filistin topraklarında kalan son noktaları da kendi topraklarına katmanın son adımlarını atıyor. Bundan sonra sıranın diğer İslam ülkelerine geleceğini söylemek bir müneccimlik olmasa gerek. Türkiye'nin de hedefte olduğunu bir kez daha hatırlatalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump planı mı, Mısır planı mı? / 15.03.2025
- Salih Müslim: YPG silah bırakmayacak / 13.03.2025
- YPG’nin silah bırakmayacağı kesinleşti / 12.03.2025
- Suriye'de bundan sonra birlik sağlanabilir mi? / 11.03.2025
- Bu faiz oranıyla, bu enflasyon mümkün mü? / 07.03.2025
- PKK bitecek mi, daha da güçlenecek mi? / 06.03.2025
- Teröristbaşının çağrısının muhatabı kim? / 05.03.2025
- Piyon olursan, muhatap da alınmazsın! / 04.03.2025
- Teröristbaşının çağrısı ne anlama geliyor? / 01.03.2025
- Duma’da tarihi MEM toplantısından 12 yıl geçti / 28.02.2025
- Salih Müslim: YPG silah bırakmayacak / 13.03.2025
- YPG’nin silah bırakmayacağı kesinleşti / 12.03.2025
- Suriye'de bundan sonra birlik sağlanabilir mi? / 11.03.2025
- Bu faiz oranıyla, bu enflasyon mümkün mü? / 07.03.2025
- PKK bitecek mi, daha da güçlenecek mi? / 06.03.2025
- Teröristbaşının çağrısının muhatabı kim? / 05.03.2025
- Piyon olursan, muhatap da alınmazsın! / 04.03.2025
- Teröristbaşının çağrısı ne anlama geliyor? / 01.03.2025
- Duma’da tarihi MEM toplantısından 12 yıl geçti / 28.02.2025