İnsanoğlu kendi iradesiyle yaptıklarının karşılığı olarak günahlarıyla-sevaplarıyla, mükafatlarıyla-cezalarıyla baş başadır. Yaptığı işlerin de karşılığını ahiret hayatında Yüce Allah'ın adaletiyle alacağını Kur'an bize haber veriyor.
"O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlemişse onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlemişse onun cezasını görecektir." (Zilzal 6-8)
Yüce Allah, insanoğlunun yaptıklarından pişman olarak tövbe ettiği takdirde ona affedilme fırsatını da tanımıştır. İstenilen şey, samimi olarak pişmanlık duymak ve tövbe etmektir.
Yüce Peygamberimiz bu konuda önemli bir müjdeyi haber etmiştir: "Günahlarından samimi olarak tövbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir." (İbn Mâce, Zühd, 30)
Yapılan kötü işlerin ahirette günah olarak karşımıza çıkacağının yanında dünyada da birtakım zararlarının olacağı herkesçe malumdur. Ancak yapılan kötülüklerin bu dünyada da yansımalarının olacağı bilinen gerçeklerdendir.
Yapılan kötü işlerden sonra pişman olup samimi bir şekilde tövbe etmekle hem dünyada hem de ahiret hayatında güzel karşılık bulacağımız hakkında Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın televizyon sohbetinden bir bölüm aktarmak isteriz müsaadenizle:
"Manevi kirler çoğalır tümörler çoğalır kanser hücreleri çoğalır manevi dünyanızı etkiler. Bu etkiler, sizin karar vermenizi etkiler, sizin iş yapmanızı etkiler, karar vermenizden iş yapmanıza kadar bütün eylemlerinizde hakimdir.
İnsan hayatını istiğfarla tövbeyle günlük hayatını yaşayıp her gün kendi kendini temizlerse, insan tertemiz olarak hayata bakar. Nitekim bir hadisi şeriflerinde Peygamber Aleyhisselam Efendimiz "Ben Allah'a günde 100 defa tövbe ederim. Ashabım siz de Allah'a tövbe ve istiğfar edin" buyuruyor.
Şimdi Peygamber Aleyhisselam Efendimizin günahı var mı ki Allah'a tövbe etsin? Yani onların tövbe ettiği bir dünyada tövbe ettiği bir mekânda bizim ne kadar Allah'a sığınmamızın ve istiğfarla tövbenin temizleyici unsuruna sarılmamız ehemmiyet olarak ortadadır değil mi?
Cenab-ı Hak "Ya eyyuhellezine amenu tubu ilallahi tevbeten nasuha" (Tahrim / 8) buyurmaktadır. Günahlarınıza bir daha dönmeyeceğiniz şekilde Nasuh tövbesiyle tövbe ediniz yani dönmeyin onlara. Şimdi insanoğlunun fıtratında yaptığı hatalardan vazgeçme istidadı da vardır ama tekrar ona dönerseniz tövbe edeceksiniz, tekrar dönerseniz tövbe edeceksiniz mücadeleyi bırakmayacaksın.
Ne zamana kadar? O hatayı o yanlışı o şeyi terk edene kadar. Bunu terk ettiniz mi biiznillahi Teâlâ kurtardınız terk etmediğiniz müddetçe hastalığın mikrobu manen sizde devam ediyor demektir. Neye benzer? Şimdi antibiyotik alıyorsunuz; mikroplara karşı 1 aldın 2 aldın 3 aldın 4 aldın. Eğer işi bırakırsan bu sefer o antibiyotikten mikroplar daha fazla kendilerini koruyucu tedbir olarak geliştirirler ve vücudunu allak bullak ederler. Yani onu yok etmek için nasıl madden antibiyotik tedavisine devam ediyorsa manen de istiğfarla antibiyotiğe devam etmen lazım diyoruz." (Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü / 1999 Televizyon sohbetinden)
"O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlemişse onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlemişse onun cezasını görecektir." (Zilzal 6-8)
Yüce Allah, insanoğlunun yaptıklarından pişman olarak tövbe ettiği takdirde ona affedilme fırsatını da tanımıştır. İstenilen şey, samimi olarak pişmanlık duymak ve tövbe etmektir.
Yüce Peygamberimiz bu konuda önemli bir müjdeyi haber etmiştir: "Günahlarından samimi olarak tövbe eden kimse hiç günah işlememiş gibidir." (İbn Mâce, Zühd, 30)
Yapılan kötü işlerin ahirette günah olarak karşımıza çıkacağının yanında dünyada da birtakım zararlarının olacağı herkesçe malumdur. Ancak yapılan kötülüklerin bu dünyada da yansımalarının olacağı bilinen gerçeklerdendir.
Yapılan kötü işlerden sonra pişman olup samimi bir şekilde tövbe etmekle hem dünyada hem de ahiret hayatında güzel karşılık bulacağımız hakkında Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın televizyon sohbetinden bir bölüm aktarmak isteriz müsaadenizle:
"Manevi kirler çoğalır tümörler çoğalır kanser hücreleri çoğalır manevi dünyanızı etkiler. Bu etkiler, sizin karar vermenizi etkiler, sizin iş yapmanızı etkiler, karar vermenizden iş yapmanıza kadar bütün eylemlerinizde hakimdir.
İnsan hayatını istiğfarla tövbeyle günlük hayatını yaşayıp her gün kendi kendini temizlerse, insan tertemiz olarak hayata bakar. Nitekim bir hadisi şeriflerinde Peygamber Aleyhisselam Efendimiz "Ben Allah'a günde 100 defa tövbe ederim. Ashabım siz de Allah'a tövbe ve istiğfar edin" buyuruyor.
Şimdi Peygamber Aleyhisselam Efendimizin günahı var mı ki Allah'a tövbe etsin? Yani onların tövbe ettiği bir dünyada tövbe ettiği bir mekânda bizim ne kadar Allah'a sığınmamızın ve istiğfarla tövbenin temizleyici unsuruna sarılmamız ehemmiyet olarak ortadadır değil mi?
Cenab-ı Hak "Ya eyyuhellezine amenu tubu ilallahi tevbeten nasuha" (Tahrim / 8) buyurmaktadır. Günahlarınıza bir daha dönmeyeceğiniz şekilde Nasuh tövbesiyle tövbe ediniz yani dönmeyin onlara. Şimdi insanoğlunun fıtratında yaptığı hatalardan vazgeçme istidadı da vardır ama tekrar ona dönerseniz tövbe edeceksiniz, tekrar dönerseniz tövbe edeceksiniz mücadeleyi bırakmayacaksın.
Ne zamana kadar? O hatayı o yanlışı o şeyi terk edene kadar. Bunu terk ettiniz mi biiznillahi Teâlâ kurtardınız terk etmediğiniz müddetçe hastalığın mikrobu manen sizde devam ediyor demektir. Neye benzer? Şimdi antibiyotik alıyorsunuz; mikroplara karşı 1 aldın 2 aldın 3 aldın 4 aldın. Eğer işi bırakırsan bu sefer o antibiyotikten mikroplar daha fazla kendilerini koruyucu tedbir olarak geliştirirler ve vücudunu allak bullak ederler. Yani onu yok etmek için nasıl madden antibiyotik tedavisine devam ediyorsa manen de istiğfarla antibiyotiğe devam etmen lazım diyoruz." (Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü / 1999 Televizyon sohbetinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Tövbe antibiyotik hükmündedir / 15.03.2025
- Allah’a şükretmek nimeti arttırır / 14.03.2025
- Ölümü hatırlamak insanı ölçülü hayata teşvik eder / 13.03.2025
- Her düşünce tefekkür değildir / 12.03.2025
- Rahmet, mağfiret, cehennemden kurtuluş günleri / 11.03.2025
- Orucun sırrına ermek ister misiniz? / 10.03.2025
- Teravih namazının hükmü ve mahiyeti hakkında / 08.03.2025
- Teravih namazlarınızı ihmal etmeyin / 07.03.2025
- Ramazan Allah’ın rızasını kazanmak için bir fırsattır / 06.03.2025
- Orucu azalara nasıl tuttururuz? / 05.03.2025
- Allah’a şükretmek nimeti arttırır / 14.03.2025
- Ölümü hatırlamak insanı ölçülü hayata teşvik eder / 13.03.2025
- Her düşünce tefekkür değildir / 12.03.2025
- Rahmet, mağfiret, cehennemden kurtuluş günleri / 11.03.2025
- Orucun sırrına ermek ister misiniz? / 10.03.2025
- Teravih namazının hükmü ve mahiyeti hakkında / 08.03.2025
- Teravih namazlarınızı ihmal etmeyin / 07.03.2025
- Ramazan Allah’ın rızasını kazanmak için bir fırsattır / 06.03.2025
- Orucu azalara nasıl tuttururuz? / 05.03.2025