Terör örgütü YPG ile Şara rejimi arasında yapılan 8 maddelik anlaşma sanki Suriye'de birlik tesis ediliyormuş gibi lanse edilse de, YPG'li yetkililerden yapılan açıklamalar bunun böyle olmadığını gösteriyor.
Dünkü yazımızda, YPG terör örgütü sözcüsü Ferhad Şami'nin anlaşmayla alakalı, "Hiçbir hükümet gücü, sınır kapıları hariç SDG'nin kontrolündeki bölgelere girmeyecek. Petrol hapishaneler ve IŞİD karşıtı operasyonların yönetiminde herhangi bir değişiklik olmayacak" açıklamasını aktarmıştık.
Bu konuda terör örgütü YPG/PYD'nin sözde sorumlusu Salih Müslim'in yaptığı açıklamalar da oldukça dikkat çekti.
Elbette bunları aktarırken maksadımız, bizlere çok olumlu olarak aktarılan bir anlaşmanın, taraflardan biri olan YPG tarafından nasıl algılandığını ve nasıl uygulanacağını gerçekte anlaşılmasını sağlamaktır.
Dünya ve Türkiye kamuoyuna bu anlaşma, Suriye'ye barış getirecekmiş, birlik beraberlik sağlanacakmış, terör örgütü kalmayacakmış gibi anlatılsa da, mesele bizim nasıl anladığımız ya da bize ne anlatıldığı değil, bu anlaşmayı imza atanlar bunu nasıl uygulayacaklar konusudur.
Salih Müslim, terör örgütüne yakın bir ajansa röportaj vererek, anlaşmanın kendileri açısından arka planını detaylandırıyor. Röportajın bir bölümü şöyle:
Müslim, "Bu anlaşma ile Rojava Devrimi perçinlendi diyebilir miyiz? En azından bölgesel anlamda Rojava statü kazandı diyebilir miyiz?" sorusuna, "Evet, perçinlendi diyebiliriz. Biz bu kadar savaştık ve bu kadar mücadele ettikten sonuçta artık her şeye ortak oluyoruz; bunu diyebiliriz. Bu devletin her şeyine ortak oluyoruz. Yönetimine, anayasasına, yaşamına, ekonomisine, her şeyine ortak oluyoruz" diye yanıt verdi.
Bizler YPG terör örgütü silah bırakacak, dağılacak diye beklerken, Salih Müslim daha da güçlendiklerini, resmi statü kazandıklarını ve devletin her şeyine ortak olduklarını vurguluyor.
"Kuzey ve Doğu Suriye'deki tüm sivil ve askeri kurumların sınır kapılarının, havaalanları, petrol ve doğal gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimine entegre edilmesi. Bu maddeye ilişkin ne söylersiniz?" sorusuna Salih Müslim, Nusaybin ve El-Yaarubiye gibi sınır kapılarını Şam hükümetiyle beraber yöneteceklerini açıklarken, "Buralardan gelen gelirlerin dağılımına, yönetimine birlikte karar vereceğiz. Yani bu da kanunlara ve anlaşmalara bağlı olacak. Anlaşmalarda bunların detayları oluşturulacaktır" ifadelerini kullandı.
Bu ifadelerden anlaşılıyor ki YPG Suriye'ye entegre olmuyor, Suriye YPG'ye entegre oluyor. Özel statüsünü koruyarak devletin her türlü varlığına ortak oluyor.
Salih Müslim'in Türkiye'nin Suriye'deki varlığıyla ilgili söyledikleri oldukça dikkat çekici.
"Bir diğer madde ise, yerlerinden edilmiş tüm Suriyelilerin kendi kasaba ve köylerine geri dönmelerinin sağlanması ve Suriye devleti tarafından korunmalarının sağlanması. Özellikle burada ilk akla gelen Afrin, Tel Abyad ve Resulayn. Bu bölgelere dönük plan nedir? Bu anlaşmadan ne anlıyoruz?" sorusuna Salih Müslim şöyle yanıt verdi: "Herkesin kendi yerine dönmesi sağlanacak. Bazılarının evlerine el konulmuş, dışardan gelenler yerleştirilmiş. Bu insanlar eski yerlerine dönecekler." Salih Müslim, Türkiye'nin kontrol ettiği topraklar için "işgal" iftirasını atarak, "Bir manada buraların Türkiye işgalinden kurtulması demektir" şeklinde konuştu.
Demek ki, YPG-Şara rejimi anlaşmasının sonuçlarından birisi de Türk askerinin Suriye'de bulunduğu topraklardan çıkartılması. Diyecekler ki, "Artık terör kalmadı, bak SDG de Suriye yönetimine dahil oldu, burada varlık gerekçeniz kalmadı."
Salih Müslim, biraz daha ileri götürerek, Türkiye'nin toprakları için de temennilerini açıklıyor.
Teröristbaşı Öcalan'ın gönderdiği mektupla alakalı, "Siz mektubu okudunuz mu?" sorusuna Müslim, şunları söyledi: "Mektubun içeriği bana iletildi, o mektupta neler olduğunu duydum. Biz prensip olarak barışmayı ve bu devletin bir parçası olmayı kabul ediyoruz. Tabii kendi haklarımızı, özgünlüklerimizi korumak şartıyla bu devletin içinde yerimizi alacağız… Yandaş medya, bugün yapılan bu anlaşmayı 'teslimiyet' olarak görecektir veya böyle propaganda yapacaktır. Ancak gerçek öyle değildir. Böyle bir anlaşmaya varılması bizim için büyük bir kazanımdır. Keşke Türkiye'nin güneydoğusunda da böyle bir şey olsaydı, çok iyi olurdu."
Suriye'de bugün gerçekleşen şey, bir birlik bütünlük değil, özerk yapılanmanın garanti altına alınması; aynen Irak'taki Barzani yönetiminde olduğu gibi. Buna da büyük ihtimal "Rojava yönetimi" diyecekler. Salih Müslim aynı bölünmeyi Türkiye için de temenni ediyor. Tabi, sadece temenni etmiyorlar, planlıyorlar.
"Haklarımızı ve özgünlüklerimizi korumak" ifadesi de önemli. Sadece eşit haklar talep etmiyorlar, özgünlük vurgusu imtiyazları ifade ediyor yani özerkliği…
Salih Müslim, "YPG silah bırakacak mı, bırakmayacak mı?" sorusuna da hiçbir şüpheye mahal vermeyecek bir şekilde cevap veriyor.
"Apo, Rojava'ya ilişkin gönderdiği mektupta herhangi bir silahsızlanmadan veya öz savunmanızdan geri adım atmanıza dair bir söylemi var mı?" sorusuna Salih Müslim, "Hayır, öyle bir şey yok. Kesinlikle yok" dedi.
Şara rejimi ile yapılan anlaşmayla; YPG terör örgütü resmi bir statü kazandı, güvenliğini garanti altına aldı, Suriye devletinin gelirlerine ortak oldu, özerkliğini elde ediyor, silah bırakmama garantisini aldı ve daha niceleri…
Sahi Türkiye'nin siyaseti bu anlaşmaya niye tepki göstermiyor? En azından Esad yönetimine gösterdiği kadar. Neticede Esad yönetimi YPG ile böyle bir anlaşma yapmamıştı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Salih Müslim: YPG silah bırakmayacak / 13.03.2025
- YPG’nin silah bırakmayacağı kesinleşti / 12.03.2025
- Suriye'de bundan sonra birlik sağlanabilir mi? / 11.03.2025
- Bu faiz oranıyla, bu enflasyon mümkün mü? / 07.03.2025
- PKK bitecek mi, daha da güçlenecek mi? / 06.03.2025
- Teröristbaşının çağrısının muhatabı kim? / 05.03.2025
- Piyon olursan, muhatap da alınmazsın! / 04.03.2025
- Teröristbaşının çağrısı ne anlama geliyor? / 01.03.2025
- Duma’da tarihi MEM toplantısından 12 yıl geçti / 28.02.2025
- Gelir adaleti, enflasyon sebebi olamaz / 26.02.2025
- YPG’nin silah bırakmayacağı kesinleşti / 12.03.2025
- Suriye'de bundan sonra birlik sağlanabilir mi? / 11.03.2025
- Bu faiz oranıyla, bu enflasyon mümkün mü? / 07.03.2025
- PKK bitecek mi, daha da güçlenecek mi? / 06.03.2025
- Teröristbaşının çağrısının muhatabı kim? / 05.03.2025
- Piyon olursan, muhatap da alınmazsın! / 04.03.2025
- Teröristbaşının çağrısı ne anlama geliyor? / 01.03.2025
- Duma’da tarihi MEM toplantısından 12 yıl geçti / 28.02.2025
- Gelir adaleti, enflasyon sebebi olamaz / 26.02.2025