logo
07 MART 2025

Bu faiz oranıyla, bu enflasyon mümkün mü?

07.03.2025 00:00:00

Merkez Bankası dün politika faizini açıkladı, 250 baz puan indirerek yüzde 45 olan faizi yüzde 42,5'e düşürdü.

Zaten bütün beklentiler de bu yöndeydi. AA Finans'ın beklenti anketi, Bloomberg HT, ABD'li bankalar Morgan Stanley ve JPMorgan, Alman Deutsche Bank ve diğerleri hepsi bu oranlarda bir faiz indirimi bekliyorlardı.

Hükümetin yetkilileri ve yandaş yorumcular, yapılan bu indirimi değerlendirirken yine ekonomide tozpembe tablolar çizdiler. İyileşmenin bir işareti olarak belirttiler.

Peki, gerçekte böyle mi? Eğer politika faizi yüzde 45'ten yüzde 42,5'e indiğinde ekonomi iyiye gidiyor deniyorsa, Bakan Nebati dönemindeki yüzde 8,5 ile Türkiye'nin ekonomide uçuyor olması lazımdı.

Öncelikle şunu belirtelim, politika faizi bankalar arası bir faiz oranıdır, vatandaşlarla bir alakası yoktur. Hatta yüzde 8,5 faizleri gördüğümüzde dahi, bu düşük faiz oranı vatandaşlara yansıtılmamıştır, bankalar kârlarına kâr katmışlardır.

Türkiye'de durum özetle şu: Politika faizi artar, bu vatandaşlara faiz artışı olarak yansır, politika faizi düşer bu vatandaşlara yansımaz.

Faiz yüzde 42,5'e düştü diye başarı hikayelerinden bahsediyorlar, halbuki dünyanın en yüksek faiz oranına sahip ülkelerden birisiyiz.

En yüksek politika faizi Venezuela'da, yüzde 59,36. İkinci sırada yüzde 42,5 ile Türkiye var. Sonrasında sırasıyla yüzde 35 ile Zimbabve, yüzde 29 ile Arjantin, yüzde 28,3 ile Sudan, yüzde 27,5 ile Nijerya, yüzde 27,25 ile Mısır ve yüzde 27 ile Gana var. Bizden sonraki ülkelere bakar mısınız?

Bu bir utanç tablosu olması gerekirken, hükümet buradan bile bir başarı hikayesi çıkartabiliyor.

Üstelik her türlü baskıyla faiz bu oranlarda tutulabiliyor; talep baskılanıyor, yatırımlar baskılanıyor, hizmetler baskılanıyor ve zorla bu oranlarda tutuluyor.

Yani politika faizinin düşmesi, gerçekte ekonomik bir iyileşmeden kaynaklanmıyor. Peki, bu baskılama politikaları daha ne kadar devam edebilecek?

Vatandaşların gelirlerini kısa kısa artık yaşanamaz bir ekonomik ortam oluştu. Bu, sürdürülebilir değil. Temel yatırımlar var, bunlar olmazsa olmaz, mutlaka yapacaksınız.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon verilerini açıklamıştı. Buna göre yıllık enflasyon yüzde 39 idi. ENAG'ın yıllık enflasyonu ise yüzde 79 idi.

Şimdi soru şu: Politika faizinin bile yüzde 42,5 olduğu bir ekonomik atmosferde, söyler misiniz, yüzde 39'luk bir enflasyon mümkün mü?

Başta belirttiğimiz gibi politika faizi bankalar arası faiz, ticari faizler ise yüzde 60'lar, 70'ler seviyesinde. O da temiz bir siciliniz varsa, şanslıysanız!

Peki, bu oranlarda borçlanan bir üretici, bir sanayici, bir tüccar ya da bir çiftçi, ürününe bu oranın altında zam yapabilir mi? Niye yapsın? Zararına ticaret olur mu?

Bakmayın siz hükümetin iktidar koltuğuna oturduğundan bu yana hep zararına dış ticaret yaptığına. Nasıl olsa kendi ceplerinden çıkmıyor, acı faturayı hep millet ödüyor. Emin olun ki, kendi işlerinde asla ve asla zararına iş yapmazlar.

Hatta bazı yap-işlet-devret projelerinde, devlet ihalelerinde gördük ki, zarar ne kelime, maliyet yok denecek kadar az, devasa bir kâr!

Türkiye'deki enflasyonun asıl sebebinin talep olmadığını, maliyet olduğunu her zaman söylüyoruz ve yazıyoruz. Elbette ki, bu gerçeği Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğrendik. 

Talep nasıl olsun ki, Türkiye'de doğru dürüst bir talep mi kaldı? Açlık sınırının altında 22 bin 104 liralık bir asgari ücretle, 15 bin lira civarında bir emekli maaşıyla ya da milyonlarca işsizle nasıl bir talep oluşabilir ki?

"Ülkemizde talep enflasyonu var, talebi kısmamız lazım" diyenler yıllarca milletimizin aklıyla dalga geçtiler. Esasen "halka yanıltıcı bilgi verme" suçunun en büyüğünü işlediler ve bu şekilde de vatandaşlarımızı aç ve yoksul bıraktılar.

Ülkemizdeki enflasyonun temel sebebi maliyetler ve bu maliyetler içindeki en önemli pay da yüksek faiz. Bir üretici hangi faiz oranıyla finansa ulaşabiliyorsa, onu mutlaka fiyatlarına yansıtmak zorundadır.

Faizleri düşürmeden, hatta sıfırlamadan enflasyonu düşürmek, enflasyon hastalığından kurtulmak mümkün müdür?

Siyasilerimiz hem öncelikli hedeflerinin enflasyonu düşürmek olduğunu söylüyorlar, hem de dünyanın en yüksek faizine sahip ikinci ülkeyiz. Bu yüksek faizle bu hedefe ulaşmak asla ve asla mümkün değil.

Halbuki ülkemizden çıkan Milli Ekonomi Modeli, bizlere "sıfır faizli" bir ekonomik sistem sunmaktadır. Peki nasıl? Elbette ki para basma hakkını devlet ve millet adına Merkez Bankası'na vererek. 

Merkez Bankası Milli Ekonomi Modeli'nin ifade ettiği şekilde milletin emek ve üretimi ve yeraltı ve yerüstü zenginlikleri karşılığında parayı basar ve bu parayı üreticilere, sanayicilere, tüccarlara, esnafa sıfır faizli kredi imkanıyla verir. Böylece iş adamlarının finans ihtiyacındaki o devasa faiz yükü devre dışı kalmış olur. Bu finansal maliyetteki düşüş elbette ki fiyatlara da yansıyacaktır.

Milli Ekonomi Modeli'nde ülkemizin her türlü ekonomik sorunlarını çözecek birçok formül var, yeter ki uygulayalım.

Tabii ki modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın bizzat yetiştirdiği Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) lideri Hüseyin Baş ve kadrosuyla birlikte.


 

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Üstelik resmi rakamlara göre
Türkiye'de her 3 kadından biri yoksul
Bu işin sonu felaket!
4 trilyon lira barajı da aşıldı
Trump, 7 haftalık başkanlık sürecini değerlendirdi
"Amerika'nın altın çağı başladı'
Türkiye hariç!
Tesla darbe üstüne darbe yiyor
Avrupa Birliği güvenlik derdine düştü
Liderlerden kritik kararlar
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Öksüzleri himâye etmek
Kadıköy'de şok yenilgi
Fenerbahçe'ye Avrupa'da büyük darbe
Yine karşı karşıya gelecekler
Fenerbahçe ile Galatasaray eşleşti
10 milyon baş hayvan ithal edildi
Hayvancılık ithalatla çöküşe sürükleniyor
Merkez Bankası'ndan faiz kararı
PPK'dan indirim kararı çıktı
'Türkiye'nin yeminli düşmanı'
Fidan'dan PKK/YPG açıklaması
Ateşkes ifadesine tepki
Komutanlardan Özel'e dava
MSB'den açıklama
'Tüm gruplar kendini feshetmeli'
Marmara'da müsilaj dipten ilerliyor
Tehdit 'yüzeye yaklaşıyor'
Türkiye'nin kadın istatistikleri açıklandı
Nüfusun yüzde 49.98'i kadın
Üstelik resmi rakamlara göre
Türkiye'de her 3 kadından biri yoksul
Bu işin sonu felaket!
4 trilyon lira barajı da aşıldı
Trump, 7 haftalık başkanlık sürecini değerlendirdi
"Amerika'nın altın çağı başladı'
Türkiye hariç!
Tesla darbe üstüne darbe yiyor
Avrupa Birliği güvenlik derdine düştü
Liderlerden kritik kararlar
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Öksüzleri himâye etmek
Kadıköy'de şok yenilgi
Fenerbahçe'ye Avrupa'da büyük darbe
Yine karşı karşıya gelecekler
Fenerbahçe ile Galatasaray eşleşti
10 milyon baş hayvan ithal edildi
Hayvancılık ithalatla çöküşe sürükleniyor
Merkez Bankası'ndan faiz kararı
PPK'dan indirim kararı çıktı
'Türkiye'nin yeminli düşmanı'
Fidan'dan PKK/YPG açıklaması
Ateşkes ifadesine tepki
Komutanlardan Özel'e dava
MSB'den açıklama
'Tüm gruplar kendini feshetmeli'
Marmara'da müsilaj dipten ilerliyor
Tehdit 'yüzeye yaklaşıyor'
Türkiye'nin kadın istatistikleri açıklandı
Nüfusun yüzde 49.98'i kadın
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.