Geldiğimiz sürecin en kısa özeti budur. BOP'un, 2011'de başlatılan Suriye ayağında ülkemize milyonlarca Suriyeli geldi. Yetmedi! Afganlılar, Iraklılar, Afrikalılar vs. geldi.
O kadar ki, resmi kurumlar bile 'ülkemizde ne kadar mülteci var', sorusuna aynı rakamları veremedi.
Bütün siyasi ve sosyal uzmanlar bu kadar mültecinin, bir devlet için nasıl tehditler oluşturabileceğini detaylarına kadar anlattılar.
Bizler bu göçe, 'sessiz istila' dedik. Ülkemizin demografik yapısı değiştiriliyor, bu bir beka meselesidir' dedik.
Sayın iktidarımız ise 'biz, Ensar'ız, bir o kadar daha alır, bir o kadar daha harcarız' dedi.
Yaşadığımız sosyo-ekonomik tablo ve ortaya çıkan vahim olaylar ve son yaşanılan mezhepçilik tartışmaları ve de cıasalislamcı tetikçileri ortada.
PKK-YPG
Sayın Erdoğan'ın, 'kırımızı çizgimizdir' dediği Fırat'ın doğusuna ABD, on binlerce tır silah indirdi. 9 hava üssü açtı. En son hava savunma sistemi kurdu. 80 binden fazla militanı bizzat eğitti. En rütbeli komutanları ile denetleme yaptı.
Bu teröristlerin başı Mazlum (Kobani) Abdi'yi, Beyeaz Saray'da bile ağırladı. Bu şahısta kendini, 'general' ilan etti.
Ve Esad düşürüldü. Bir başka terör örgütü (HTŞ) lideri Colani, cumhurbaşkanı oldu (!). Batı ve ülkemiz HTŞ'yi terör örgütleri listesinden çıkarmadığı halde Colani Şara'yı, cumhurbaşkanı olarak kabul ett. Özellikle ülkemiz medyası ve iktidar tarafından bin bir taltiflere muhatap oldu.
Diğer taraftan PKK-YP başlığı ve Sayın Erdoğan'ın, 'bir gece ansızın gelebiliriz, gerekirse müdahale ederiz' sözleri sıcaklığını korurken Devlet Bahçeli, bir başka örgüt liderini (İmralı canisini) gündeme getirdi ve 'barışın' anahtarı olarak ortaya bıraktı.
İktidar, muhalefet ve medya haftalardır terörist başının, 'silah bırak çağrısına' (!) atfen PKK silah bırakacak mı, dağdaki teröristler nereye gidecek, silah bırakma çağrısı YPG-PYD-SDG'yi kapsayacak mı, bu çağrıya uyacaklar mı' gibi anlamsız bir tartışma içerisine girdi.
VE PKK-YPG bitti
Yok, yok! Silah bırakma filan yok. En başında dediğimiz gibi gömlek değiştirdiler. Artık karşımızda PKK/YPG/SDG yok. Karşımızda olan bizzat teslim alınmış Suriye'nin, kendisidir.
HTŞ Lideri aynı zamanda Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan YPG/SDG'nin elebaşı 'Mazlum Kobani' kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile bir araya geldi.
Görüşmenin ardından YPG/SDG'nin, Suriye ordusuna katılması için bir anlaşma sağlandığı açıklandı.
Şara yuvarlak Abdi direk konuştu
İki terörist başını kim, bir araya getirdi? Tabii ki ABD. Hatta anlaşmayı imzalamak için Mazlum Abdi'yi Şam'a, ABD helikopteriyle getiriliyor. O imzalanan metin de zaten ABD'nin önlerine koyduğu metin.
Anlaşmadan sonra Şara yuvarlak, Abdi ise direk konuştu. Biz, hükümetimiz ne diyecek, diye beklerken ajanslara, 'sınıra tank sevkiyatı' haberleri düştü.
Mazlum Abdi açıkladı ki; "Üzerinde mutabık kaldığımız temel prensip, iki ayrı ordu değil, tek ve birleşik bir askeri güç olmasıdır… Hiçbir hükümet gücü, sınır kapıları hariç SDG'nin kontrolündeki bölgelere girmeyecek."
Suriye'deki PYD/PKK Başkanı Salih Müslim olayı özetledi
"Anlaşmada, Uluslararası güçler arabulucu oldular. Hem bizim yönetimimizin hem de Suriye yönetiminin arabulucuları vardı…
Bu anlaşma sadece 'Özerk Yönetim' için değil, tüm Suriye için uygulanacak. Detaylar konuşulacak ancak bu tüm Suriye içindir.
Nusaybin ve El-Yaarubiye gibi sınır kapılarını, Şam hükümetiyle beraber yönetecek ve buralardan gelen gelirlerin dağılımına, yönetimine birlikte karar vereceğiz.
Gazeteci sordu: 'Öcalan'ın gönderdiği mektupta herhangi bir silahsızlanmadan söz ediliyor mu?'
Salih Müslim 'Hayır, öyle bir şey yok. Kesinlikle yok'.
Anlaşmayı Ferhad Sami'de yorumladı
YPG/PKK sözde Medya Merkezi Direktörü, Ferhad Şamî anlaşmayı kabaca şöyle özetledi;
"HTŞ'nin bölgelerimize girişine dair bilgiler doğru değildir. (HTŞ dediği Şara'nın militanları)
HTŞ'nin yalnızca sınır kapılarına girmesi ihtimali bulunmaktadır.
Petrol dosyasında, hapishane dosyasında ve IŞİD'e karşı yürütülen savaşta herhangi bir değişiklik yoktur.
Anlaşma, güçlü Amerikan arabuluculuğu ile sağlanan ön anlaşmadır.
Bu anlaşma, Türkiye'nin askeri hareketliliğini durdurmak içindir."
Aynen bu cümleleri kurdu. Peki, Sayın Erdoğan ne dedi, biliyor musunuz?
"Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması Suriye'nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir".
Sonuç
Irak Kürdistan'ı Özal eliyle kurulmuştu. Suriye Kürdistan'ı, Erdoğan'a nasip (!) oldu.
PKK/YPG artık Suriye ordusunun en güçlü ve en donanımlı kanadı olma yanında yakında komuta kademesini de ele alacak.
Şara hükümeti yakında, 'Suriye'de yabancı asker istemediklerini' açıklayacak. ABD anında çekilecek. Ya Türkiye?
Suriye topraklarında askerimize olası saldırılar da düşman kim olacak?
Sınır illerimizde Suriye kaynaklı olası provokasyonlarda iktidarımız nasıl bir duruş gösterecek?
O kadar ki, resmi kurumlar bile 'ülkemizde ne kadar mülteci var', sorusuna aynı rakamları veremedi.
Bütün siyasi ve sosyal uzmanlar bu kadar mültecinin, bir devlet için nasıl tehditler oluşturabileceğini detaylarına kadar anlattılar.
Bizler bu göçe, 'sessiz istila' dedik. Ülkemizin demografik yapısı değiştiriliyor, bu bir beka meselesidir' dedik.
Sayın iktidarımız ise 'biz, Ensar'ız, bir o kadar daha alır, bir o kadar daha harcarız' dedi.
Yaşadığımız sosyo-ekonomik tablo ve ortaya çıkan vahim olaylar ve son yaşanılan mezhepçilik tartışmaları ve de cıasalislamcı tetikçileri ortada.
PKK-YPG
Sayın Erdoğan'ın, 'kırımızı çizgimizdir' dediği Fırat'ın doğusuna ABD, on binlerce tır silah indirdi. 9 hava üssü açtı. En son hava savunma sistemi kurdu. 80 binden fazla militanı bizzat eğitti. En rütbeli komutanları ile denetleme yaptı.
Bu teröristlerin başı Mazlum (Kobani) Abdi'yi, Beyeaz Saray'da bile ağırladı. Bu şahısta kendini, 'general' ilan etti.
Ve Esad düşürüldü. Bir başka terör örgütü (HTŞ) lideri Colani, cumhurbaşkanı oldu (!). Batı ve ülkemiz HTŞ'yi terör örgütleri listesinden çıkarmadığı halde Colani Şara'yı, cumhurbaşkanı olarak kabul ett. Özellikle ülkemiz medyası ve iktidar tarafından bin bir taltiflere muhatap oldu.
Diğer taraftan PKK-YP başlığı ve Sayın Erdoğan'ın, 'bir gece ansızın gelebiliriz, gerekirse müdahale ederiz' sözleri sıcaklığını korurken Devlet Bahçeli, bir başka örgüt liderini (İmralı canisini) gündeme getirdi ve 'barışın' anahtarı olarak ortaya bıraktı.
İktidar, muhalefet ve medya haftalardır terörist başının, 'silah bırak çağrısına' (!) atfen PKK silah bırakacak mı, dağdaki teröristler nereye gidecek, silah bırakma çağrısı YPG-PYD-SDG'yi kapsayacak mı, bu çağrıya uyacaklar mı' gibi anlamsız bir tartışma içerisine girdi.
VE PKK-YPG bitti
Yok, yok! Silah bırakma filan yok. En başında dediğimiz gibi gömlek değiştirdiler. Artık karşımızda PKK/YPG/SDG yok. Karşımızda olan bizzat teslim alınmış Suriye'nin, kendisidir.
HTŞ Lideri aynı zamanda Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan YPG/SDG'nin elebaşı 'Mazlum Kobani' kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile bir araya geldi.
Görüşmenin ardından YPG/SDG'nin, Suriye ordusuna katılması için bir anlaşma sağlandığı açıklandı.
Şara yuvarlak Abdi direk konuştu
İki terörist başını kim, bir araya getirdi? Tabii ki ABD. Hatta anlaşmayı imzalamak için Mazlum Abdi'yi Şam'a, ABD helikopteriyle getiriliyor. O imzalanan metin de zaten ABD'nin önlerine koyduğu metin.
Anlaşmadan sonra Şara yuvarlak, Abdi ise direk konuştu. Biz, hükümetimiz ne diyecek, diye beklerken ajanslara, 'sınıra tank sevkiyatı' haberleri düştü.
Mazlum Abdi açıkladı ki; "Üzerinde mutabık kaldığımız temel prensip, iki ayrı ordu değil, tek ve birleşik bir askeri güç olmasıdır… Hiçbir hükümet gücü, sınır kapıları hariç SDG'nin kontrolündeki bölgelere girmeyecek."
Suriye'deki PYD/PKK Başkanı Salih Müslim olayı özetledi
"Anlaşmada, Uluslararası güçler arabulucu oldular. Hem bizim yönetimimizin hem de Suriye yönetiminin arabulucuları vardı…
Bu anlaşma sadece 'Özerk Yönetim' için değil, tüm Suriye için uygulanacak. Detaylar konuşulacak ancak bu tüm Suriye içindir.
Nusaybin ve El-Yaarubiye gibi sınır kapılarını, Şam hükümetiyle beraber yönetecek ve buralardan gelen gelirlerin dağılımına, yönetimine birlikte karar vereceğiz.
Gazeteci sordu: 'Öcalan'ın gönderdiği mektupta herhangi bir silahsızlanmadan söz ediliyor mu?'
Salih Müslim 'Hayır, öyle bir şey yok. Kesinlikle yok'.
Anlaşmayı Ferhad Sami'de yorumladı
YPG/PKK sözde Medya Merkezi Direktörü, Ferhad Şamî anlaşmayı kabaca şöyle özetledi;
"HTŞ'nin bölgelerimize girişine dair bilgiler doğru değildir. (HTŞ dediği Şara'nın militanları)
HTŞ'nin yalnızca sınır kapılarına girmesi ihtimali bulunmaktadır.
Petrol dosyasında, hapishane dosyasında ve IŞİD'e karşı yürütülen savaşta herhangi bir değişiklik yoktur.
Anlaşma, güçlü Amerikan arabuluculuğu ile sağlanan ön anlaşmadır.
Bu anlaşma, Türkiye'nin askeri hareketliliğini durdurmak içindir."
Aynen bu cümleleri kurdu. Peki, Sayın Erdoğan ne dedi, biliyor musunuz?
"Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması Suriye'nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir".
Sonuç
Irak Kürdistan'ı Özal eliyle kurulmuştu. Suriye Kürdistan'ı, Erdoğan'a nasip (!) oldu.
PKK/YPG artık Suriye ordusunun en güçlü ve en donanımlı kanadı olma yanında yakında komuta kademesini de ele alacak.
Şara hükümeti yakında, 'Suriye'de yabancı asker istemediklerini' açıklayacak. ABD anında çekilecek. Ya Türkiye?
Suriye topraklarında askerimize olası saldırılar da düşman kim olacak?
Sınır illerimizde Suriye kaynaklı olası provokasyonlarda iktidarımız nasıl bir duruş gösterecek?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Dün Suriyeliler tehditti bugün Suriye tehdit / 13.03.2025
- Esad, halkını katlediyor (!) Şara devletini koruyor (!) / 11.03.2025
- ABD neden Ortadoğu’da? / 10.03.2025
- Faiz maddi-manevi hastalıktır / 09.03.2025
- Ramazanda faiz indirim kararı / 08.03.2025
- Erdoğan ve Bahçeli birlikte başardılar / 07.03.2025
- Dünyanın kalbi teorisi -2- / 06.03.2025
- Dünyanın kalbi teorisi -1- / 05.03.2025
- Başkomutan! / 03.03.2025
- PKK bitti (!) Kürt sorunu (!) küreselleşti / 02.03.2025
- Esad, halkını katlediyor (!) Şara devletini koruyor (!) / 11.03.2025
- ABD neden Ortadoğu’da? / 10.03.2025
- Faiz maddi-manevi hastalıktır / 09.03.2025
- Ramazanda faiz indirim kararı / 08.03.2025
- Erdoğan ve Bahçeli birlikte başardılar / 07.03.2025
- Dünyanın kalbi teorisi -2- / 06.03.2025
- Dünyanın kalbi teorisi -1- / 05.03.2025
- Başkomutan! / 03.03.2025
- PKK bitti (!) Kürt sorunu (!) küreselleşti / 02.03.2025