Daha bir zaman önce şu hadisi duyduk, okuduk, sevindik. Peygamberimizin bu müjdesinin ne anlama geldiğini anlayamadan zaman su gibi aktı ve geçti:
"Ramazan ayı girince göklerin kapısı (başka bir rivayette Cennetin kapıları) açılır, Cehennemin kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur" (Buhari, Savm, V) (3088)
Başka hadisi şeriflerde ise tutulacak oruçların faziletini şu şekilde öğrenmiştik:
"Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) azat edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazan'ın) her gecesinde olur." (Kütüb-i sitte / 6472)
"Resülullah (s.a.a.) buyurdular ki: "Kim Allah Teâlâ yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar." (Kütüb-i sitte / 3084)
Yukardaki hadisler ve benzeri nice ilahi müjdelerle başladığımız rahmet ikliminin son dönemecine girilmiştir. Başka bir ifadeyle; "Başı rahmet ortası mağfiret sonu cehennemden azattır." diye işaret edilen on bir ayın sultanı Ramazan'ın son kısmı "cehennemden azat" günlerine erişmiş bulunmaktayız.
Ramazan'ın son günleri yaklaştıkça bayrama erişeceğimizin neşesi yanında Peygamberimizin "Eğer kıymetini bilseniz bütün ömrünüzün Ramazan olarak geçmesini isterdiniz" buyurduğu Ramazan'ın gideceği zamanın hüznünü de yaşıyoruz. Ramazan öyle bir gidiş gidecek ki 11 ay dolmadan asla geri gelmeyecek gelse de bizim onunla buluşabilme garantimiz yoktur. Çünkü yaşadığımız ölümlü dünyada bize ayrılan sürenin ne zaman dolacağını bilmiyoruz.
Yunus Emre şöyle buyurur bir beytinde: "Sular hep aktı geçti. Kurudu vakti geçti. Nice han nice sultan, Tahtı bıraktı geçti. Dünya bir penceredir, Her gelen baktı geçti."
Demek ki her gelen geçecek, her konan göçecektir. İster zaman ister mekân ister insan!..
Bu sebeple büyükler "Giden gitmiştir, geleceğe garantimiz yoktur, o zaman gün bugündür." Demekle eldeki fırsatları değerlendirmemizi tavsiye etmişler.
Yaşamak nasip olursa Ramazan'ın son günlerini daha uyanık daha gayretli daha heyecanlı olarak değerlendirmemiz gerekmektedir. Yaptığımız ibadetlerle elde ettiğimiz kazançları korumak ve daha fazla manevi kazanç elde etmek adına çabalarımızı artırmamız lazımdır. Madem bu günler cehennemden azat günleri olarak isimlendirilmiştir o zaman bizler de dualarımızda cehennemden kurtulmak adına özel duaları daha çok yapmalıyız.
Tavsiyemiz odur ki; bol bol "Allahummecirne minennar" (yarabbi beni cehennem ateşinden koru) diye dua edelim. Kur'an'da yüce Allah'ın bizatihi tavsiye ettiği şu dua ayetinden de istifade etmeye çalışalım.
"Rabbenâ âtina fid'dunyâ haseneten ve fil'âhirati haseneten ve kınâ azâbennâr." (Ey Rabbimiz, bize dünyada da iyilik, güzellik ver, âhirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.) (Bakara/201).
"Ramazan ayı girince göklerin kapısı (başka bir rivayette Cennetin kapıları) açılır, Cehennemin kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur" (Buhari, Savm, V) (3088)
Başka hadisi şeriflerde ise tutulacak oruçların faziletini şu şekilde öğrenmiştik:
"Her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennemden) azat edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazan'ın) her gecesinde olur." (Kütüb-i sitte / 6472)
"Resülullah (s.a.a.) buyurdular ki: "Kim Allah Teâlâ yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar." (Kütüb-i sitte / 3084)
Yukardaki hadisler ve benzeri nice ilahi müjdelerle başladığımız rahmet ikliminin son dönemecine girilmiştir. Başka bir ifadeyle; "Başı rahmet ortası mağfiret sonu cehennemden azattır." diye işaret edilen on bir ayın sultanı Ramazan'ın son kısmı "cehennemden azat" günlerine erişmiş bulunmaktayız.
Ramazan'ın son günleri yaklaştıkça bayrama erişeceğimizin neşesi yanında Peygamberimizin "Eğer kıymetini bilseniz bütün ömrünüzün Ramazan olarak geçmesini isterdiniz" buyurduğu Ramazan'ın gideceği zamanın hüznünü de yaşıyoruz. Ramazan öyle bir gidiş gidecek ki 11 ay dolmadan asla geri gelmeyecek gelse de bizim onunla buluşabilme garantimiz yoktur. Çünkü yaşadığımız ölümlü dünyada bize ayrılan sürenin ne zaman dolacağını bilmiyoruz.
Yunus Emre şöyle buyurur bir beytinde: "Sular hep aktı geçti. Kurudu vakti geçti. Nice han nice sultan, Tahtı bıraktı geçti. Dünya bir penceredir, Her gelen baktı geçti."
Demek ki her gelen geçecek, her konan göçecektir. İster zaman ister mekân ister insan!..
Bu sebeple büyükler "Giden gitmiştir, geleceğe garantimiz yoktur, o zaman gün bugündür." Demekle eldeki fırsatları değerlendirmemizi tavsiye etmişler.
Yaşamak nasip olursa Ramazan'ın son günlerini daha uyanık daha gayretli daha heyecanlı olarak değerlendirmemiz gerekmektedir. Yaptığımız ibadetlerle elde ettiğimiz kazançları korumak ve daha fazla manevi kazanç elde etmek adına çabalarımızı artırmamız lazımdır. Madem bu günler cehennemden azat günleri olarak isimlendirilmiştir o zaman bizler de dualarımızda cehennemden kurtulmak adına özel duaları daha çok yapmalıyız.
Tavsiyemiz odur ki; bol bol "Allahummecirne minennar" (yarabbi beni cehennem ateşinden koru) diye dua edelim. Kur'an'da yüce Allah'ın bizatihi tavsiye ettiği şu dua ayetinden de istifade etmeye çalışalım.
"Rabbenâ âtina fid'dunyâ haseneten ve fil'âhirati haseneten ve kınâ azâbennâr." (Ey Rabbimiz, bize dünyada da iyilik, güzellik ver, âhirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.) (Bakara/201).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Ramazan’ın son günlerini nasıl değerlendirmeliyiz? / 21.03.2025
- Tövbe edenleri Allah sever / 20.03.2025
- Tövbenin şartları nelerdir? / 19.03.2025
- Tövbe eden günah işlememiş gibidir / 18.03.2025
- Tövbesi kabul olunmayacak kimlerdir? / 17.03.2025
- Tövbe-i Nasuh nedir? / 16.03.2025
- Tövbe antibiyotik hükmündedir / 15.03.2025
- Allah’a şükretmek nimeti arttırır / 14.03.2025
- Ölümü hatırlamak insanı ölçülü hayata teşvik eder / 13.03.2025
- Her düşünce tefekkür değildir / 12.03.2025
- Tövbe edenleri Allah sever / 20.03.2025
- Tövbenin şartları nelerdir? / 19.03.2025
- Tövbe eden günah işlememiş gibidir / 18.03.2025
- Tövbesi kabul olunmayacak kimlerdir? / 17.03.2025
- Tövbe-i Nasuh nedir? / 16.03.2025
- Tövbe antibiyotik hükmündedir / 15.03.2025
- Allah’a şükretmek nimeti arttırır / 14.03.2025
- Ölümü hatırlamak insanı ölçülü hayata teşvik eder / 13.03.2025
- Her düşünce tefekkür değildir / 12.03.2025