Bu ifade, Kur'an'ı Kerim'de Tahrim Suresi 8. Ayette geçmektedir: "Yâ eyyuhelleżîne âmenû tûbû i lallâhi tevbeten nasûha…"
Ayet mealen şöyledir:
"Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamber'i ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar da 'Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, çünkü sen her şeye Kadirsin.' derler."
Elmalılı Hamdi Yazır bu ayetteki Nasuh kelimesinin samimiyet olduğunu vurgular:
Tevbe-i Nasûh: Nasûh bir tevbe. Tevbe, imana dair makamların ilki, hak yolculuğunun başlangıcı, (sevgiliye) ulaşma kapısının anahtarıdır. Yukarılarda geçtiği gibi lugatte dönmek demek olan tevbe, ıstılahta ise kabahatten, kabahat olduğu için pişmanlık duyarak vazgeçmektir. Vicdanında meydana gelen çirkinliğinden dolayı değil de bedenine, malına veya şerefine zarar verme gibi herhangi bir korku yahut ümit sebebiyle vazgeçmek, tevbe değildir. Asıl tevbe, yaptığı kabahatin bir menfaatini görse de esasen onun çirkinliğini duyup tiksinerek vazgeçmektir… Bu manada nasuh çok hâlis ve temiz demektir…
"Mu'âz b. Cebel (r.a) Hz. Peygamber (s.a.v)'e, "Ey Allah'ın Resulü! Nasuh tevbe nedir?" Diye sordu. Hz. Peygamber de buyurdu ki: "Kulun yapmış olduğu günaha pişmanlık duyup ve Allah'a özrünü arz edip sonra da sütün memeye geri dönmediği gibi o (günaha) dönmemesidir."
Hz. Ali (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir: "O, bir Çöl Arabının "Ey Allah'ım senden beni bağışlamanı diliyor ve sana (günahlarımdan dolayı) tevbe ediyorum" dediğini işitmişti de ona, "Ey adam! Tevbede dil çabukluğu yalancıların tevbesidir" demişti. Adam, "O halde tevbe nedir?" deyince de Hz. Ali (r.a) ona şöyle cevap vermişti: "O tevbenin altı özelliği vardır. Geçmiş günahlara pişmanlık duymak, farzları iade etmek, mazlumun hakkını vermek, düşmanlarla helalleşmek, bir daha ona dönmemeye azmetmek ve nefsi günah içerisinde büyüttüğün gibi Allah'a itaatte eritmek ve ona günahların tadını tattırdığın gibi, itaatin da acısını tattırmaktır."
İmam Gazali, Nasuh Tövbesi hakkında İhya-i Ulumuddin eserinde şu ifadelere yer vermektedir:
"Nasuh tövbesi yapanlar, tövbe edip ölünceye kadar tövbesinde duranlardır. Bunlar geçmişteki eksiklerini tamamlar ve bir daha günaha dönmeyi hatırdan bile geçirmezler, zelle ve sürçmeler müstesna. İşte tövbede istikamet budur. Günahların sevaplarla değiştirilip hayırlarda müsabaka edenler bu tür tövbe sahipleridir." (Gazalî, İhyâ, IV, 78)
Furkan suresi 70-71ayette de tövbe edip tövbesinde samimi olanların yaptığı tövbe sayesinde kötülüklerin iyiliğe çevrilip Allah'ın merhametiyle bağışlanacakları haber verilmektedir:
"Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. / Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner."
Makalemizi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın İslam ve Mevlana eserinden önemli bir tespiti ile bitirelim müsaadenizle:
"Zira 'tövbe' en büyük kurtuluş ve çıkış kapısıdır. Fakat küfürden sonra belki en tehlikeli durum, nefsin kişiyi tövbe kapısından uzak, pişmanlık duygusundan yoksun bırakmasıdır.
Tövbe ve istiğfara yanaşmamak, kişinin, Allah'ın rahmetinden kendine açılan kapıları kapatmasıdır. Ferdin dünya ve ahiret haya tını altüst edecek derecede korkunç bir tehlikenin habercisidir.
Efendimiz (sav); "Günahlarınız göğe ulaşacak kadar çok olsa dahi, tövbe ederseniz, Allah tevbenizi kabul eder." Buyurur. Bir hadis-i Kutsi'de de Resulullah'ın ağzından Cenab-ı Hak; "Ey kullarım; benim koruduğum kimseler müstesna, hepiniz günah işlersiniz. (Bu sebeple) mağfiret dileyiniz ki, bağışlayayım. Diyerek tövbe çağrısında bulunur. Çünkü; "Günahtan tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir" (Prof. Dr. Haydar Baş / İslam ve Mevlâna / Sayfa 177-182)
Ayet mealen şöyledir:
"Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, Peygamber'i ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Çünkü onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar da 'Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, çünkü sen her şeye Kadirsin.' derler."
Elmalılı Hamdi Yazır bu ayetteki Nasuh kelimesinin samimiyet olduğunu vurgular:
Tevbe-i Nasûh: Nasûh bir tevbe. Tevbe, imana dair makamların ilki, hak yolculuğunun başlangıcı, (sevgiliye) ulaşma kapısının anahtarıdır. Yukarılarda geçtiği gibi lugatte dönmek demek olan tevbe, ıstılahta ise kabahatten, kabahat olduğu için pişmanlık duyarak vazgeçmektir. Vicdanında meydana gelen çirkinliğinden dolayı değil de bedenine, malına veya şerefine zarar verme gibi herhangi bir korku yahut ümit sebebiyle vazgeçmek, tevbe değildir. Asıl tevbe, yaptığı kabahatin bir menfaatini görse de esasen onun çirkinliğini duyup tiksinerek vazgeçmektir… Bu manada nasuh çok hâlis ve temiz demektir…
"Mu'âz b. Cebel (r.a) Hz. Peygamber (s.a.v)'e, "Ey Allah'ın Resulü! Nasuh tevbe nedir?" Diye sordu. Hz. Peygamber de buyurdu ki: "Kulun yapmış olduğu günaha pişmanlık duyup ve Allah'a özrünü arz edip sonra da sütün memeye geri dönmediği gibi o (günaha) dönmemesidir."
Hz. Ali (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir: "O, bir Çöl Arabının "Ey Allah'ım senden beni bağışlamanı diliyor ve sana (günahlarımdan dolayı) tevbe ediyorum" dediğini işitmişti de ona, "Ey adam! Tevbede dil çabukluğu yalancıların tevbesidir" demişti. Adam, "O halde tevbe nedir?" deyince de Hz. Ali (r.a) ona şöyle cevap vermişti: "O tevbenin altı özelliği vardır. Geçmiş günahlara pişmanlık duymak, farzları iade etmek, mazlumun hakkını vermek, düşmanlarla helalleşmek, bir daha ona dönmemeye azmetmek ve nefsi günah içerisinde büyüttüğün gibi Allah'a itaatte eritmek ve ona günahların tadını tattırdığın gibi, itaatin da acısını tattırmaktır."
İmam Gazali, Nasuh Tövbesi hakkında İhya-i Ulumuddin eserinde şu ifadelere yer vermektedir:
"Nasuh tövbesi yapanlar, tövbe edip ölünceye kadar tövbesinde duranlardır. Bunlar geçmişteki eksiklerini tamamlar ve bir daha günaha dönmeyi hatırdan bile geçirmezler, zelle ve sürçmeler müstesna. İşte tövbede istikamet budur. Günahların sevaplarla değiştirilip hayırlarda müsabaka edenler bu tür tövbe sahipleridir." (Gazalî, İhyâ, IV, 78)
Furkan suresi 70-71ayette de tövbe edip tövbesinde samimi olanların yaptığı tövbe sayesinde kötülüklerin iyiliğe çevrilip Allah'ın merhametiyle bağışlanacakları haber verilmektedir:
"Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. / Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner."
Makalemizi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın İslam ve Mevlana eserinden önemli bir tespiti ile bitirelim müsaadenizle:
"Zira 'tövbe' en büyük kurtuluş ve çıkış kapısıdır. Fakat küfürden sonra belki en tehlikeli durum, nefsin kişiyi tövbe kapısından uzak, pişmanlık duygusundan yoksun bırakmasıdır.
Tövbe ve istiğfara yanaşmamak, kişinin, Allah'ın rahmetinden kendine açılan kapıları kapatmasıdır. Ferdin dünya ve ahiret haya tını altüst edecek derecede korkunç bir tehlikenin habercisidir.
Efendimiz (sav); "Günahlarınız göğe ulaşacak kadar çok olsa dahi, tövbe ederseniz, Allah tevbenizi kabul eder." Buyurur. Bir hadis-i Kutsi'de de Resulullah'ın ağzından Cenab-ı Hak; "Ey kullarım; benim koruduğum kimseler müstesna, hepiniz günah işlersiniz. (Bu sebeple) mağfiret dileyiniz ki, bağışlayayım. Diyerek tövbe çağrısında bulunur. Çünkü; "Günahtan tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir" (Prof. Dr. Haydar Baş / İslam ve Mevlâna / Sayfa 177-182)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Tövbe-i Nasuh nedir? / 16.03.2025
- Tövbe antibiyotik hükmündedir / 15.03.2025
- Allah’a şükretmek nimeti arttırır / 14.03.2025
- Ölümü hatırlamak insanı ölçülü hayata teşvik eder / 13.03.2025
- Her düşünce tefekkür değildir / 12.03.2025
- Rahmet, mağfiret, cehennemden kurtuluş günleri / 11.03.2025
- Orucun sırrına ermek ister misiniz? / 10.03.2025
- Teravih namazının hükmü ve mahiyeti hakkında / 08.03.2025
- Teravih namazlarınızı ihmal etmeyin / 07.03.2025
- Ramazan Allah’ın rızasını kazanmak için bir fırsattır / 06.03.2025
- Tövbe antibiyotik hükmündedir / 15.03.2025
- Allah’a şükretmek nimeti arttırır / 14.03.2025
- Ölümü hatırlamak insanı ölçülü hayata teşvik eder / 13.03.2025
- Her düşünce tefekkür değildir / 12.03.2025
- Rahmet, mağfiret, cehennemden kurtuluş günleri / 11.03.2025
- Orucun sırrına ermek ister misiniz? / 10.03.2025
- Teravih namazının hükmü ve mahiyeti hakkında / 08.03.2025
- Teravih namazlarınızı ihmal etmeyin / 07.03.2025
- Ramazan Allah’ın rızasını kazanmak için bir fırsattır / 06.03.2025