SDG ile Şam arasında 8 maddelik bir anlaşma yapılmış.
Biz de salağız ya zil takıp oynadık!
Bu proje aslına bakılırsa çok tanıdık.
Tıpkı Sykes-Picot Antlaşması gibi.
16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya İmparatorluğu ve Fransa arasında yapılan, daha sonra Rusya'nın da katıldığı, Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli bir antlaşmaydı.
Şimdiki farklı mı zannediyorsunuz?
"Kürt"lere önce federasyon, ardından da Konfederasyon çözümünü öngören zehirli bir anlaşmadır.
Bu işin ucunda veya hedefin tam ortasında, Türkiye'nin içeriden karıştırılması ve Güneydoğu bölgesinin koparılması vardır.
Yaşadığımız tüm bu felaketlerin arkasında nelerin olduğunu bilmeden ve bu karışıklığa kalıcı bir çözüm üretmeden konuşulan her şey boştur ve yok hükmündedir.
Nedir bu Suriye olayının perde arkası.
Peygamberimize düşmanlığı ile bilinen Muaviye ve soyu tarafından Ortadoğu'ya dayatılan İslamsız bir İslam anlayışına tarihte en çok itiraz eden, Ehl-i Beyt ve Cumhuriyetimizin kurucusu aziz Atatürk olmuştur.
İşte eşsiz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, bu yönüyle de çok farklı bir lider olarak ortaya çıkmaktadır.
O, bütün bu tarihi süreçleri ve sapık akımları çok iyi analiz etmiş bir dahi insandı.
Daha 'Ortadoğu ülkeleri' kavramı bile ortada yokken Osmanlı'nın dibine kadar içine battığı ve başını da Yavuz'un çektiği mezhepçilik anlayışı yüzünden, Avrupalılar bize en az 200 yıl fark atmışlardı.
Şark'ta ve Garb'ta yaşanan gelişmeleri çok iyi tahlil eden yüce Atatürk, ülke olarak geri kalmışlığımızın nedenlerini ve nelerin yapılması gerektiğini çok iyi hesaplamıştı.
Din ile bir ilgisi bulunmayan saray ve saltanat anlayışı işte bu nedenlerden dolayı kaldırılmıştı.
Bazı dar kafalı cahillerin saray ve saltanatı İslam sanmaları ve sırf bu nedenlerle Cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine saldırmaları, en çok ta Diyanet kurumunun vebalidir!
Atatürk Cumhuriyeti ile elde edilen en büyük kazanım, şüphesiz laiklik ilkesi olmuştur.
Kimsenin inancına müdahale edilmediği ve din istismarının yollarının kapandığı, mucizevi bir ilkedir laiklik.
Bir diğeri ise, Türklük ve millet tanımıdır.
Anayasamızın 66. maddesinde yer aldığı üzere; "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk'tür."
Bu tanıma göre Anayasa ve kanunlar önünde eşit sayılmış ve aynı zamanda fırsat eşitliğinden de tam manasıyla yararlandırılmıştır.
İşin hakikatine bakıldığı zaman görülecektir ki, üniter devlet anlayışı ve ulus yapısı bugün modern çağın ulaştığı en son devinimdir.
Aynı zamanda laiklik ilkesi ile kafa kesmeye kadar varan mezhepçilik anlayışı ortadan kaldırılmış ve Türk milleti tanımı veya şemsiyesi altında bulunan tüm vatandaşlar, tam bir kardeşlik ruhu ve bütünlüğü içinde ortak bir kültürün paydaşları yapılmıştır.
Ne zamana kadar, 1950'ye kadar.
Ve bugün…
Bugün Ortadoğu'da yaşanan tüm kaotik durum ve karmaşanın nedeni, Atatürk'e ve ilkelerine önem verilmeyişi ve din zannedilen sapık akımların peşinden sürüklenip gidilmiş olmasıdır.
Bugün BOP eksenli parçalara ayrılan ve tam bir kaosun hakim olduğu Ortadoğu ve özelde Suriye topraklarında öyle zannedildiği gibi sarıklı sakallı sapkın guruplar vasıtasıyla bir ulus devleti inşa etmek, asla mümkün değildir!
Göreceksiniz Suriye'de halk, Esad'ı mumla arayacaktır.
Sonuçlarına bakıldığında, 1897 Siyonist kongresinde Büyük İsrail Devleti'nin kurulması yönünde alınan kararlar, Esad'ın devrilmesiyle hayata geçirilmiştir.
Şimdi siz söyleyin, Suriye'de kim kazandı kim kaybetti?
Türk devlet aklını elinde bulunduranlara tavsiyem şudur!
Gerçekten zerre miktarı iyi niyet ve samimiyetiniz varsa, Suriye'nin yeniden inşasında Atatürk modelini hayata geçirirsiniz.
Çünkü Atatürk VATANDIR.
Biz de salağız ya zil takıp oynadık!
Bu proje aslına bakılırsa çok tanıdık.
Tıpkı Sykes-Picot Antlaşması gibi.
16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya İmparatorluğu ve Fransa arasında yapılan, daha sonra Rusya'nın da katıldığı, Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli bir antlaşmaydı.
Şimdiki farklı mı zannediyorsunuz?
"Kürt"lere önce federasyon, ardından da Konfederasyon çözümünü öngören zehirli bir anlaşmadır.
Bu işin ucunda veya hedefin tam ortasında, Türkiye'nin içeriden karıştırılması ve Güneydoğu bölgesinin koparılması vardır.
Yaşadığımız tüm bu felaketlerin arkasında nelerin olduğunu bilmeden ve bu karışıklığa kalıcı bir çözüm üretmeden konuşulan her şey boştur ve yok hükmündedir.
Nedir bu Suriye olayının perde arkası.
Peygamberimize düşmanlığı ile bilinen Muaviye ve soyu tarafından Ortadoğu'ya dayatılan İslamsız bir İslam anlayışına tarihte en çok itiraz eden, Ehl-i Beyt ve Cumhuriyetimizin kurucusu aziz Atatürk olmuştur.
İşte eşsiz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, bu yönüyle de çok farklı bir lider olarak ortaya çıkmaktadır.
O, bütün bu tarihi süreçleri ve sapık akımları çok iyi analiz etmiş bir dahi insandı.
Daha 'Ortadoğu ülkeleri' kavramı bile ortada yokken Osmanlı'nın dibine kadar içine battığı ve başını da Yavuz'un çektiği mezhepçilik anlayışı yüzünden, Avrupalılar bize en az 200 yıl fark atmışlardı.
Şark'ta ve Garb'ta yaşanan gelişmeleri çok iyi tahlil eden yüce Atatürk, ülke olarak geri kalmışlığımızın nedenlerini ve nelerin yapılması gerektiğini çok iyi hesaplamıştı.
Din ile bir ilgisi bulunmayan saray ve saltanat anlayışı işte bu nedenlerden dolayı kaldırılmıştı.
Bazı dar kafalı cahillerin saray ve saltanatı İslam sanmaları ve sırf bu nedenlerle Cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine saldırmaları, en çok ta Diyanet kurumunun vebalidir!
Atatürk Cumhuriyeti ile elde edilen en büyük kazanım, şüphesiz laiklik ilkesi olmuştur.
Kimsenin inancına müdahale edilmediği ve din istismarının yollarının kapandığı, mucizevi bir ilkedir laiklik.
Bir diğeri ise, Türklük ve millet tanımıdır.
Anayasamızın 66. maddesinde yer aldığı üzere; "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk'tür."
Bu tanıma göre Anayasa ve kanunlar önünde eşit sayılmış ve aynı zamanda fırsat eşitliğinden de tam manasıyla yararlandırılmıştır.
İşin hakikatine bakıldığı zaman görülecektir ki, üniter devlet anlayışı ve ulus yapısı bugün modern çağın ulaştığı en son devinimdir.
Aynı zamanda laiklik ilkesi ile kafa kesmeye kadar varan mezhepçilik anlayışı ortadan kaldırılmış ve Türk milleti tanımı veya şemsiyesi altında bulunan tüm vatandaşlar, tam bir kardeşlik ruhu ve bütünlüğü içinde ortak bir kültürün paydaşları yapılmıştır.
Ne zamana kadar, 1950'ye kadar.
Ve bugün…
Bugün Ortadoğu'da yaşanan tüm kaotik durum ve karmaşanın nedeni, Atatürk'e ve ilkelerine önem verilmeyişi ve din zannedilen sapık akımların peşinden sürüklenip gidilmiş olmasıdır.
Bugün BOP eksenli parçalara ayrılan ve tam bir kaosun hakim olduğu Ortadoğu ve özelde Suriye topraklarında öyle zannedildiği gibi sarıklı sakallı sapkın guruplar vasıtasıyla bir ulus devleti inşa etmek, asla mümkün değildir!
Göreceksiniz Suriye'de halk, Esad'ı mumla arayacaktır.
Sonuçlarına bakıldığında, 1897 Siyonist kongresinde Büyük İsrail Devleti'nin kurulması yönünde alınan kararlar, Esad'ın devrilmesiyle hayata geçirilmiştir.
Şimdi siz söyleyin, Suriye'de kim kazandı kim kaybetti?
Türk devlet aklını elinde bulunduranlara tavsiyem şudur!
Gerçekten zerre miktarı iyi niyet ve samimiyetiniz varsa, Suriye'nin yeniden inşasında Atatürk modelini hayata geçirirsiniz.
Çünkü Atatürk VATANDIR.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Suriye için tek çözüm: Atatürk modeli / 16.03.2025
- 1929 Dünya Ekonomik Buhranı ve devletçilik kavramı / 11.03.2025
- Unutmayın beyler, bu devleti Atatürk kurdu! / 10.03.2025
- Siyaset meleklerin cinsiyetini tartışıyor! / 09.03.2025
- Tebrikler Öcalan! / 04.03.2025
- ‘Türk’ ne demektir? / 03.03.2025
- Yıldızların sunduğu sonsuz kaynak / 01.03.2025
- Tutuklayın, partiyi kapatın! / 28.02.2025
- Adalet yoksa devlet de yok olur! / 27.02.2025
- MHP’den 100 yılın çözüm önerisi! / 26.02.2025
- 1929 Dünya Ekonomik Buhranı ve devletçilik kavramı / 11.03.2025
- Unutmayın beyler, bu devleti Atatürk kurdu! / 10.03.2025
- Siyaset meleklerin cinsiyetini tartışıyor! / 09.03.2025
- Tebrikler Öcalan! / 04.03.2025
- ‘Türk’ ne demektir? / 03.03.2025
- Yıldızların sunduğu sonsuz kaynak / 01.03.2025
- Tutuklayın, partiyi kapatın! / 28.02.2025
- Adalet yoksa devlet de yok olur! / 27.02.2025
- MHP’den 100 yılın çözüm önerisi! / 26.02.2025