İstanbul'un fethi sırasında meleklerin cinsiyetini tartışan Bizans rahiplerinden çok daha perişan durumdayız.
Son dönemin en yakıcı gündem başlığı olan 'terörün sona erdirilmesi' konusunda ne gibi kirli hesaplar ve pazarlıkların yapıldığı tam olarak bilinmiyor.
Beka meselesi olarak ele alınması gereken bu hayati meselede milli bir tavır sergilemesi gereken siyasetimiz, hiç de anlamı ve lüzumu olmayan bir diploma tartışması ile 85 milyon insanı manipüle ediyor.
Bakınız biz meleklerin cinsiyetini tartışırken, bizim dışımızdaki dünya ülkeleri hangi konulara kafa yoruyor.
Örneğin Çin.
Çin'in kuzeyindeki özerk bölge olan İç Moğolistan'daki Bayan Obo maden kompleksinin, Çin'in evsel enerji ihtiyacını neredeyse sonsuza kadar karşılayacak kadar toryum barındırdığı bildirildi.
Hafif radyoaktif olan bu element, erimiş tuz reaktörü adı verilen ve muazzam miktarda enerji üretebilen bir tür nükleer santral oluşturmak için kullanılabilir deniliyor.
Çinli bilim insanları madencilik kompleksinin tam kapasite işletilmesi halinde 1 milyon ton toryum elde edilebileceğini tahmin ediyor.
Bizim ülkemizde ise toryum denildiğinde maalesef hatırladığımız, İsrail tarafından düşürüldüğü şüphesi ile gündeme gelen, Engin Arık ve arkadaşlarının içerisinde olduğu Isparta seferini yapan uçak kazası oluyor.
Bize dönüp baktığımızda ise, enerji üretimi açısından sahip olduğumuz toryum rezervleri bakımından Türkiye olarak dünya birincisiyiz.
1 ton Toryum rezervimiz, en az 1 milyon varil petrolle eşdeğerdedir.
Dünyada toplam 1 milyon 71 bin ton Toryum rezervi olduğu belirtiliyor.
Bu rezervin 800 bin tonuna Türkiye tek başına sahip bulunmaktadır.
50 ton Toryum rezervi ile 1 yıllık toplam enerji ihtiyacımızın tamamını karşılayabiliyoruz.
800 bin ton rezervimizin bize ne kadar süre yeteceği ve zamanın güncel gelişmelerine paralel olarak daha da yenilenebilir enerji alanlarına sahip olacağımızı varsaydığımızda, sizce petrol ve doğalgazın bir ehemmiyeti olacak mıdır?
Türkiye'de 2007'ye kadar TORYUM üzerine stratejik çalışmalarda bulunan 6 bilim adamımızı aynı uçağa bindirmek suretiyle, adeta cinayet işlenmiştir.
Zira bu uçakta başta Engin Arık hocamız olmak üzere, üst düzeyde 5 fizikçi bilim insanımız daha bulunmaktaydı.
Arık Hoca 2003'te yaptığı açıklamasında, geleceğin en stratejik madeni olan toryum hakkında şunları söylemişti:
Bildiğim kadarıyla, toryumun 21. yüzyılın en stratejik maddesi olması büyük bir olasılık. Eğer 2005 yılına kadar yapılması planlanan yeni tip nükleer enerji santralleri gerçekleşirse, toryum bir numaralı element olacak. Çünkü yeni tip reaktörlerde yakıt olarak kullanılacak. Eğer biz toryum ile elektrik enerjisi üretebilmek olanağına kavuşursak bu, trilyonlarca varil petrole eşdeğerde bir enerji kaynağı olacak.
"Bizim rezervlerimiz Toryum-232. Yüzde yüz oranda oksitlenmiş durumda toryum içeriyor. Bu tip reaktörlerin eskileriyle mukayese edilmesi mümkün değil. Kesinlikle patlama tehlikesi yok. Çernobil benzeri bir felaketin tekrarlanması asla söz konusu değil.
Radyoaktif kalıntı minimum nispetinde. Bu minimum kalıntı da nötronlarla yok edilebiliyor. Bu tip reaktörlerde, reaktörün fişini çektiniz diyelim, her türlü işlem duruyor.
Oysa klasik tip reaktörlerde, fişi çekseniz de olay zincirleme olarak devam ediyor. Her an sizin kontrolünüzden çıkabiliyor. Yeni tip reaktörlerde bu imkânsız. Patlama ihtimali yok, doğa kirlenmiyor, minimum atıklar da uzun ömürlü değil.
Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor. Oysa toryum da 1828'de bulunmuş, radyoaktif olduğu da 1898'den bu yana biliniyor.
Toryum ülkemizde nedense iyi tanınmıyor. 1993'te Toryumun, uranyumun yerini alabileceği kanıtlandı.
"Hızlandırıcı" dediğimiz şey, proton ve elektron gibi temel parçacıkların ve atom çekirdeğinin hızını çoğaltan aletlerdir. Hızlandırıcılar tıpta, sanayide, savunma sanayide de kullanılıyor. Türkiye'de sanırım 30 kadarı tıpta kullanılıyor.
Türkiye yerin altındaki toryumunu kullanabilmesi için, önce bilime ve bilim adamına yatırım yapmamız lazım.
Büyük bir servetin üzerinde oturuyoruz, küçük bir bilimsel yatırımla toryumla enerji üretme alanının dünya devleri, liderleri arasında girebiliriz. 290 bin tonluk toryum rezervi bulunan Hindistan enerji geleceğini toryumda arıyor. Yüksek düzeyde araştırma yapıyor. Ayrıca, başka ülkelerde yaşayan Türk bilim adamları var, onlar Türkiye'ye davet edilebilir.
Türki devletlerde, özellikle Azerbaycan'da, Özbekistan'da bilim adamları var. Onlardan da yararlanabiliriz.
Düşünün bu alanda Bulgaristan'ın, Romanya'nın gerisindeyiz.
Toryum nükleer enerji reaktörleri çalışmaya başladığında elimizdeki toryumun ömrü, ebediyen diyebiliriz. Bitmeyecek diye düşünebiliriz.
Türkiye, dünya toryum rezervlerinin yarısına sahip. Toryum çevreyi kirletmiyor, nükleer artık bırakmıyor. Öyle bir rezerv ki, Türkiye sonsuza kadar enerji kaynağı derdinden kurtulabilir.
Toryum reaktörleriyle ürettiği elektrik enerjisini toryum yoksulu Avrupa'ya ve komşularına satabilir.
Türkiye'nin elektrik üretmek için dışarıdan petrol ve doğalgaz almadığını, ısıtmada kullanılan doğalgazın yerini toryumdan üretilen elektriğin aldığını düşünelim.
Düşünelim, Türkiye'nin başına büyük bir devlet kuşunun konduğunu anlarız. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde Türkiye'nin talihi tersine dönebilir. Önü açılabilir.
Devletin, hükümetin, TBMM'nin, TÜSİAD'ın, sanayi odalarının "toryum" gerçeğinden haberi var mı sizce?
Siyasi hayatı boyunca başta toryum gerçeği olmak üzere, ilgilileri ve Türk milletini ülkemizde yer alan 60 çeşit stratejik maden konusunda ısrarla ikaz eden ve bilgilendiren Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e selam olsun.
Vatansever bilim insanımız Engin Arık Hoca ve kahraman arkadaşlarının ruhu şad olsun.
Gün, gereksiz ve boş tartışmalarla en kıymetli hazinemiz olan zamanımızı çöpe atma zamanı değildir.
İktidarı ile muhalefeti ile asıl konuşmamız ve üzerinde mutabık kalmamız gereken milli mesele, geleceğimiz ve milletimizin yüksek refahı için sahip olduğumuz çok kıymetli madenlerin işletilmesidir.
Son dönemin en yakıcı gündem başlığı olan 'terörün sona erdirilmesi' konusunda ne gibi kirli hesaplar ve pazarlıkların yapıldığı tam olarak bilinmiyor.
Beka meselesi olarak ele alınması gereken bu hayati meselede milli bir tavır sergilemesi gereken siyasetimiz, hiç de anlamı ve lüzumu olmayan bir diploma tartışması ile 85 milyon insanı manipüle ediyor.
Bakınız biz meleklerin cinsiyetini tartışırken, bizim dışımızdaki dünya ülkeleri hangi konulara kafa yoruyor.
Örneğin Çin.
Çin'in kuzeyindeki özerk bölge olan İç Moğolistan'daki Bayan Obo maden kompleksinin, Çin'in evsel enerji ihtiyacını neredeyse sonsuza kadar karşılayacak kadar toryum barındırdığı bildirildi.
Hafif radyoaktif olan bu element, erimiş tuz reaktörü adı verilen ve muazzam miktarda enerji üretebilen bir tür nükleer santral oluşturmak için kullanılabilir deniliyor.
Çinli bilim insanları madencilik kompleksinin tam kapasite işletilmesi halinde 1 milyon ton toryum elde edilebileceğini tahmin ediyor.
Bizim ülkemizde ise toryum denildiğinde maalesef hatırladığımız, İsrail tarafından düşürüldüğü şüphesi ile gündeme gelen, Engin Arık ve arkadaşlarının içerisinde olduğu Isparta seferini yapan uçak kazası oluyor.
Bize dönüp baktığımızda ise, enerji üretimi açısından sahip olduğumuz toryum rezervleri bakımından Türkiye olarak dünya birincisiyiz.
1 ton Toryum rezervimiz, en az 1 milyon varil petrolle eşdeğerdedir.
Dünyada toplam 1 milyon 71 bin ton Toryum rezervi olduğu belirtiliyor.
Bu rezervin 800 bin tonuna Türkiye tek başına sahip bulunmaktadır.
50 ton Toryum rezervi ile 1 yıllık toplam enerji ihtiyacımızın tamamını karşılayabiliyoruz.
800 bin ton rezervimizin bize ne kadar süre yeteceği ve zamanın güncel gelişmelerine paralel olarak daha da yenilenebilir enerji alanlarına sahip olacağımızı varsaydığımızda, sizce petrol ve doğalgazın bir ehemmiyeti olacak mıdır?
Türkiye'de 2007'ye kadar TORYUM üzerine stratejik çalışmalarda bulunan 6 bilim adamımızı aynı uçağa bindirmek suretiyle, adeta cinayet işlenmiştir.
Zira bu uçakta başta Engin Arık hocamız olmak üzere, üst düzeyde 5 fizikçi bilim insanımız daha bulunmaktaydı.
Arık Hoca 2003'te yaptığı açıklamasında, geleceğin en stratejik madeni olan toryum hakkında şunları söylemişti:
Bildiğim kadarıyla, toryumun 21. yüzyılın en stratejik maddesi olması büyük bir olasılık. Eğer 2005 yılına kadar yapılması planlanan yeni tip nükleer enerji santralleri gerçekleşirse, toryum bir numaralı element olacak. Çünkü yeni tip reaktörlerde yakıt olarak kullanılacak. Eğer biz toryum ile elektrik enerjisi üretebilmek olanağına kavuşursak bu, trilyonlarca varil petrole eşdeğerde bir enerji kaynağı olacak.
"Bizim rezervlerimiz Toryum-232. Yüzde yüz oranda oksitlenmiş durumda toryum içeriyor. Bu tip reaktörlerin eskileriyle mukayese edilmesi mümkün değil. Kesinlikle patlama tehlikesi yok. Çernobil benzeri bir felaketin tekrarlanması asla söz konusu değil.
Radyoaktif kalıntı minimum nispetinde. Bu minimum kalıntı da nötronlarla yok edilebiliyor. Bu tip reaktörlerde, reaktörün fişini çektiniz diyelim, her türlü işlem duruyor.
Oysa klasik tip reaktörlerde, fişi çekseniz de olay zincirleme olarak devam ediyor. Her an sizin kontrolünüzden çıkabiliyor. Yeni tip reaktörlerde bu imkânsız. Patlama ihtimali yok, doğa kirlenmiyor, minimum atıklar da uzun ömürlü değil.
Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor. Oysa toryum da 1828'de bulunmuş, radyoaktif olduğu da 1898'den bu yana biliniyor.
Toryum ülkemizde nedense iyi tanınmıyor. 1993'te Toryumun, uranyumun yerini alabileceği kanıtlandı.
"Hızlandırıcı" dediğimiz şey, proton ve elektron gibi temel parçacıkların ve atom çekirdeğinin hızını çoğaltan aletlerdir. Hızlandırıcılar tıpta, sanayide, savunma sanayide de kullanılıyor. Türkiye'de sanırım 30 kadarı tıpta kullanılıyor.
Türkiye yerin altındaki toryumunu kullanabilmesi için, önce bilime ve bilim adamına yatırım yapmamız lazım.
Büyük bir servetin üzerinde oturuyoruz, küçük bir bilimsel yatırımla toryumla enerji üretme alanının dünya devleri, liderleri arasında girebiliriz. 290 bin tonluk toryum rezervi bulunan Hindistan enerji geleceğini toryumda arıyor. Yüksek düzeyde araştırma yapıyor. Ayrıca, başka ülkelerde yaşayan Türk bilim adamları var, onlar Türkiye'ye davet edilebilir.
Türki devletlerde, özellikle Azerbaycan'da, Özbekistan'da bilim adamları var. Onlardan da yararlanabiliriz.
Düşünün bu alanda Bulgaristan'ın, Romanya'nın gerisindeyiz.
Toryum nükleer enerji reaktörleri çalışmaya başladığında elimizdeki toryumun ömrü, ebediyen diyebiliriz. Bitmeyecek diye düşünebiliriz.
Türkiye, dünya toryum rezervlerinin yarısına sahip. Toryum çevreyi kirletmiyor, nükleer artık bırakmıyor. Öyle bir rezerv ki, Türkiye sonsuza kadar enerji kaynağı derdinden kurtulabilir.
Toryum reaktörleriyle ürettiği elektrik enerjisini toryum yoksulu Avrupa'ya ve komşularına satabilir.
Türkiye'nin elektrik üretmek için dışarıdan petrol ve doğalgaz almadığını, ısıtmada kullanılan doğalgazın yerini toryumdan üretilen elektriğin aldığını düşünelim.
Düşünelim, Türkiye'nin başına büyük bir devlet kuşunun konduğunu anlarız. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde Türkiye'nin talihi tersine dönebilir. Önü açılabilir.
Devletin, hükümetin, TBMM'nin, TÜSİAD'ın, sanayi odalarının "toryum" gerçeğinden haberi var mı sizce?
Siyasi hayatı boyunca başta toryum gerçeği olmak üzere, ilgilileri ve Türk milletini ülkemizde yer alan 60 çeşit stratejik maden konusunda ısrarla ikaz eden ve bilgilendiren Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e selam olsun.
Vatansever bilim insanımız Engin Arık Hoca ve kahraman arkadaşlarının ruhu şad olsun.
Gün, gereksiz ve boş tartışmalarla en kıymetli hazinemiz olan zamanımızı çöpe atma zamanı değildir.
İktidarı ile muhalefeti ile asıl konuşmamız ve üzerinde mutabık kalmamız gereken milli mesele, geleceğimiz ve milletimizin yüksek refahı için sahip olduğumuz çok kıymetli madenlerin işletilmesidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- Siyaset meleklerin cinsiyetini tartışıyor! / 09.03.2025
- Tebrikler Öcalan! / 04.03.2025
- ‘Türk’ ne demektir? / 03.03.2025
- Yıldızların sunduğu sonsuz kaynak / 01.03.2025
- Tutuklayın, partiyi kapatın! / 28.02.2025
- Adalet yoksa devlet de yok olur! / 27.02.2025
- MHP’den 100 yılın çözüm önerisi! / 26.02.2025
- ‘Yüzde 50 birleşmeli’ / 25.02.2025
- Demokrasi yoksa sen de yok olursun! / 21.02.2025
- Alın size “dindar” nesil! / 20.02.2025
- Tebrikler Öcalan! / 04.03.2025
- ‘Türk’ ne demektir? / 03.03.2025
- Yıldızların sunduğu sonsuz kaynak / 01.03.2025
- Tutuklayın, partiyi kapatın! / 28.02.2025
- Adalet yoksa devlet de yok olur! / 27.02.2025
- MHP’den 100 yılın çözüm önerisi! / 26.02.2025
- ‘Yüzde 50 birleşmeli’ / 25.02.2025
- Demokrasi yoksa sen de yok olursun! / 21.02.2025
- Alın size “dindar” nesil! / 20.02.2025