Demokrasi yoksa sen de yok olursun!

Olağanüstü günler yaşıyoruz sevgili okurlar. 

Adeta nefes alana soruşturma açılıyor ve milli iradenin boğazı sıkılıyor. 

Vaktiyle 'Adalet' ismini tabela yapanlar, bu kavramı sessizce ve sistematik bir şekilde kimsesizler mezarlığına defnetmişler de, adeta üzerinde tepiniyorlar gibi bir manzara söz konusudur…  

Oysa adalet yoksa demokrasi de yoktur. 

Demokrasi yoksa milli irade ve milli egemenlikte yok demektir. 

Adalet ve demokrasi gibi kavramlar, kimsenin kimseye ve özellikle de siyasetçilerin bu yüce millete bir lütfuymuş gibi asla sayılamaz. 

Hani "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazıyordu TBMM'nin duvarında! 

Unutulmamalıdır ki; siyasi irade sadece milletin istek ve arzularını yerine getirmek için ve halk adına Meclis'te temsiliyet makamındadır. Asil olan değil, millete hizmet etme adına sadece vekildir! 

Artık milletimizin de bu bağlamda kendisine gelmesi ve asil olduğunu hatırlaması oldukça elzem olmuş ve kanaatimce de çok geç kalınmıştır. 

Şimdi sizleri 1923 yılına götürmek istiyorum sevgili dostlar. 

Daha savaş yeni kazanılmış ve Cumhuriyet yeni kurulmuştu. 

100 yıl ilerisini görebilen ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, bakınız daha o yıllarda demokrasi ve millet egemenliği gibi kavram ve kazanımlar hakkında bizlere nasıl bir miras bırakmıştı: 

"Biz Türkler, ruhen demokrat doğmuş bir milletiz. Bu devletin halife ile alaka ve münasebeti yoktur. Milletimiz demokratik bir hükûmet tesis etmek sayesinde düşman ordularını imha etmiştir. Vatanı istilâdan kurtarmıştır. 

Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir. Demokrasi, insan ırkının ümididir. Demokrasi esasına müstenit hükümetlerde, hakimiyet, halka, halkın ekseriyetine aittir. Demokrasi prensibi, hakimiyetin millete ait olduğunu, başka yerde olmayacağını iltizam eder.  

Diktatör, insanların iradesini baskı altına alan ve onları itaate mecbur bırakan kimsedir. Dünyada her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır. 

Gençler, cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. 

Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz. 

İçinizde memleketi ve milleti en çok seven, aklına, anlayışına, vicdanına en çok güvendiğiniz insanları seçiniz. Ancak bu sayede Meclis sizin arzularınızı yapmaya, layık olduğunuz refahı temin gücüne sahip olacaktır. 

Fertlerin inkişafına mani olmamak, onların her nokta-i nazardan olduğu gibi bilhassa iktisadi sahadaki hürriyet ve teşebbüsleri önünde devlet kendi faaliyeti ile bir mani vücuda getirmemek, demokrasi prensibinin en mühim esasıdır.  

Sultanlarla, halifelerle yönetilmiş ve yönetilen memleketlerde vatan için, millet için en büyük tehlike, sultanların ve halifelerin düşmanlar tarafından satın alınmalarıdır.  

Bu çoğu kez kolaylıkla sağlana gelmiştir. Meclislerle yönetilen memleketlerde de, en öldürücü taraf, bazı milletvekillerinin yabancılar adına ve hesabına çalınmış ve satın alınmış olmalarıdır.  

Millet meclislerine kadar girebilmek yolunu bulabilen vatansızlara tesadüf etmenin uzak bir ihtimal olmayacağına, tarihin bu konudaki örnekleriyle karar vermek zorunludur. 

Bunun için millet, vekillerini seçerken, çok dikkatli ve kıskanç olmalıdır. Milletin hatadan korunması için tek güvenilir çare, düşünce ve hareketleriyle milletin güvenini kazanmış siyasal bir partinin seçimde millete rehberlik etmesidir.  

Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir.  

Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir. 

Vatandaşlar! Vatanınızda herhangi bir kişiyi, istediğinizi sevebilirsiniz; kardeşiniz gibi, arkadaşınız gibi, babanız gibi, evlâdınız gibi, sevgiliniz gibi sevebilirsiniz. Fakat bu sevgi sizi, millî varlığınızı bütün sevgilerinize rağmen herhangi bir kişiye, herhangi bir sevdiğinize vermeye sebep olmamalıdır. Bunun tersine hareket kadar büyük hata olamaz." 

Ruhun şad olsun aziz ATAM.