Düşünüyorum da acaba 27 yaşındaki gencecik polisimizin şehit edilmesini mi kaleme alayım, Datça'ya Yunan askerinin çıkmasını mı kaleme alayım, çocuk cinayetleriyle gündemde olan konuyu mu kaleme alayım, ekonomiden dolayı milletin borç batağında olduğunu mu, geçinemediğini mi kaleme alayım, gençlerimizin teker teker değil oluk oluk yurt dışına çıkmak istemesini ve gitmelerini mi kaleme alayım, eğitimi, toplum yapısının bozulmasını, ahlaki yapının bozulmasını mı kaleme alayım. Can güvenliğimizin olmadığını mı, hukukun, adaletin kalmadığını mı kaleme alayım.
Bilemedim.
Bu nasıl bir çöküştür? Buna sebep olan nedir, kimlerdir? Nasıl düzeleceğiz? Ne yapmamız gerekiyor?
Her olayın ardından 3 gün yas tutup sosyal medyalarda paylaştıktan sonra unutup gidemeyiz. Susup oturamayız. Bunun vebali çok büyük olur.
Önce düşünmeliyiz, toplum olarak nasıl bu hale geldik. Bize ne yapıldı, ahlakımız, geleneklerimiz, ölçülerimiz nasıl değişti ve bozuldu.
Ama çöken sadece toplum değil ki, ekonomi, eğitim, içişleri, dışişleri, mülteci sorunları... Üç nokta koymak zorundayım çünkü neredeyse her konuda bir çöküş yaşıyoruz.
Şimdi minimal düşünelim, evdeki yapıyı kim sağlıyor? Baba. Babadır kollayan koruyan, babadır evdeki çocukları disipline eden, babadır evi geçindiren. Babadır, annedir o çocukları terbiye eden, evdeki eğitimi veren. Babadır, annedir çocuğu topluma hayırlı bir evlat olarak yetiştiren.
Şimdi bunu geniş ölçüde düşünürsek devlettir bizim babamız, annemiz. Anne gibi merhametli baba gibi disiplinli. Bizi içeriden ve dışarıdan her türlü tehlikeye karşı koruyacak olan, ekonomiyi iyileştirip geçindirecek olan, başka ülkelere muhtaç etmeyen, komşularıyla iyi anlaşan, eğitimi, disiplini, ahlakı, toplumu iyileştirecek güzel atılımlar yapacak kişidir devlet. Odur bizim babamız, annemiz.
Geleneklerine, atasına bağlı, ahlaki yapıyı koruyan devam ettiren ama aynı zamanda çağa ayak uyduran modern bir ülke olmak, toplum olarak insan olarak saygılı, merhametli, güzel ahlaklı bir millet olmak, çocukların eski zamanlardaki gibi dışarıda özgürce oynayabildiği zamanlara sahip olmak, komşusuna güvenebilen, o açken senin uyuyamadığın zamanda olmak, kimsenin kimseye muhtaç olmadığı refah seviyesinde yaşamak çok mu zor?
Ya biz bunlara zaten sahiptik. Bunlar hayal ürünü şeyler değil.
Yeter ki baba olabilecek bir devlet olsun. Şimdiki anlayış bize, geleceğimize büyük ihanetler yaptı, bizi toplum olarak bozdu, bizi birbirimize düşürdü.
Milletimize sahip çıkacak, bu çöküşü tekrar ayağa kaldıracak bir yapıya ihtiyacımız var. Bizim Milli Ekonomi Modeli'ne ihtiyacımız var. Bizim Atatürk'e ihtiyacımız var. Bizim Ehli Beyt inancına, ahlakına, değerlerine ihtiyacımız var. Bizim Bağımsız Türkiye Partisi'ne ihtiyacımız var.
İşte bizi ayağa kaldıracak çözümler bunlardır. Gelin sahip çıkalım, bu çöküşe bir dur diyelim, nesillerimizi güzel bir toplumda yetiştirelim.
Sözlerimi bitirmeden evvel şehit olan polisimize de Rabbimden rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Taziyelerimi iletiyorum.
Millet olarak başımız sağ olsun.
- Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / 20.07.2024
- Avrupa'da BTP / 28.02.2024
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -5- / 19.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -4- / 17.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -3- / 16.03.2022