Ekonomi politikalarının hedeflerinden biri de üretmek ve bu üretilenleri halkına tükettirebilecek bir geliri oluşturmaktır. Yalnız maliyetli para ile (faiz) yatırım yapmanın en önemli problemlerinden biri üretim maliyetlerinin artması ve maliyet enflasyonuna sebebiyet vermesidir.
MEM döneminde emisyon mukabili emeği devreye koyarak üretim sağlanacaktır. Devlet sıfır faizle proje mukabili isteyen herkese sermaye desteği sağlayacaktır. Böylelikle tekel piyasaların oluşması da engellenecektir. Dolayısıyla emisyon ile birlikte devreye konan bir âtıl emek beraberinde belki de yüzlerce insana iş sahası açacaktır. Ancak kalkınmak için yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı da devreye koymamız gerekir.
Bir diğer önemli konu ise Dar Bölge Yaygın Kalkınma Modeli...
Bu model ile kırsal bölgelerde, köylerin yanında sanayi tesisleri oluşturulmalı, hammadde ve nakliye durumları tespit edilerek ülkenin her yerinde devreye konulmalıdır. Bu sayede sanayiinin yaygınlaştırılması ile milletin topyekûn bir atılım hamlesine başlaması ve üretimin ve sermayenin tabana yayılması amaçlanmıştır.
Muhakkak bilim üretim üslerinin kurulması, üniversiteler ve özel sektör ile entegreli çalışılması gerekir. Buralarda elde edilecek yeni teknolojiler yerli sanayiye uyarlanarak hem maliyetler aşağıya çekilecektir, hem de dış pazarlarda yerli sanayicinin rekabet şansı arttırılacaktır. Devlet ise sürekli üretici olarak piyasada bulunmalıdır. Yüksek sermaye gerektiren sahalara yatırım yapmalıdır. Böylelikle monopol piyasalarında oluşumu engellenecektir.
Ekonominin yapısına göre belli bir üretim hacmine mukabil piyasada bulunması gereken bir para miktarı vardır. Yalnız ekonomilerde talep fazlası bulunmadığı durumlarda bile enflasyonla karşılaşmak mümkündür. Bunun sebebi maliyetlerde meydana gelen artıştır. Yani hammadde artışları, enerji giderleri, vergiler, kredi faizlerinde artışlar vs.
Maliyetli enflasyonun asıl sebebi, ülkelerin kendi emisyonlarını devreye koymak yerine yabancı veya maliyetli yerli parayı tercih etmeleridir. Ülkemizde son yıllarda yaşanan enflasyon maliyet enflasyonudur.
Ülkemiz için en iyisi, maliyetleri aşağıya çekecek bir maliye politikasının, tüketimi tetikleyecek bir para politikasının, uygun dış ticaret modelinin ve sosyal devlet anlayışının aynı anda devreye girmesidir.
Ama bir virüs nasıl bir insanı hasta edebiliyorsa faizde ekonomiler için bir hastalıktır. Faiz ekonomilerin dengesini bozar, sosyal adaletten uzaklaşılır, enflasyon, işsizlik, resesyon, deflasyonların ise sebebidir. Aynı zamanda maliyetleri artırır, talebi daraltır ve verimliliği de düşürür.
Kapitalist sistemde enflasyonun faiz artışlarına sebep olduğu söylenir. MEM'de ise faiz oranları enflasyona sebep olur. Maliyetli para ile üretim yapıldığında bu faiz, üretime yansıyacak ve fiyatı ise artıracaktır.
Milli Ekonomi Modelinde en önemli unsurlardan biri tüketim, üretim ve gelir dağılımında adaletin olmasıdır. Bu amaçla devlet, vatandaşlarının gıda, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Aynı zamanda piyasaları düzenleyen hakem rolünü de üstlenerek, piyasaların belli başlı küresel güçlerin denetimine geçmesini önlemiş olur.
- Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / 20.07.2024
- Avrupa'da BTP / 28.02.2024
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -5- / 19.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -4- / 17.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -3- / 16.03.2022