Yoksulluk ve açlık sınırı her geçen gün yükselirken, muhalefet tarafından açıklanan rakamlar bile çalışanları memnun etmiyor.
Şu tabloya bir bakın!
Gıda harcaması ile giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yoksulluk sınırı 66.553,19 TL'ye, Bekâr bir çalışanın 'yaşama maliyeti' ise aylık 26.526,77 TL'ye yükseldi.
Bu tabloyu 2025 yılı açısından şöyle değerlendirmeliyiz.
Yoksulluk sınırı 2025 yılı sonuna kadar 100 bin TL'yi, açlık sınırı ise 50 bin TL'yi bulacaktır.
Böyle olduğu düşünüldüğünde ve daha 2025 yılına girmeden önce bilimsel olmayan öngörülerle yapılan tahminlerin hiçbir işe yaramayacağı açıktır.
Bir başka açıdan değerlendirelim.
2025 yılı itibariyle faraza 15 bin TL olan bir konutun kirası en az 20-25 bin TL olacaktır.
Konut fiyatlarına hiç temas etmiyorum, zira artık ev sahibi olmak bizim ülkemizde zinhar hayal olmuştur.
Şimdi bu fiyatlandırmaları baz alacak olursak, siz yanıtlayın Allah aşkına; 22 veya 23 bin TL olarak öngörülen asgari ücretin, daha kirayı bile ödeyemeyecek seviyelerde olması neyle izah edilebilir.
Zekâ küpü muhalefetin teklif ettiği rakamlara bakın lütfen!
CHP 28, İYİ Parti 30 bin TL olmalı diyor.
Böyle dar çerçeveli bir ufka ve düşünceye sahip olan muhalefet olduktan sonra, Erdoğan'ın görevi ancak rahmetli olunca sona erer.
Bir tek BTP bu konuda ve daha doğrusu her konuda iktidar ve muhalefetten farklı düşünüyor.
Gerçekten de BTP'nin sahip olduğu ve özelliklede Rusya'yı tüm dünyaya karşı üstün kılan "Milli Ekonomi Modeli" tezi, Türkiye'de büyük bir devrimi gerçekleştirecek bilimsel bir formasyona sahiptir.
Ancak tümüyle bu sisteme geçilmesi halinde her şey değişebilir.
Mesela BTP bugün herhangi bir konuda rakam açıklarken, bu açıklamayı "MEM" kuralları çerçevesinde ve bu sistemin hayata geçirilmesi halinde tüm bunların sağlanabileceğinden bahsediyor.
Bu sistemde yer alan "Milli Paralar" kavramı, bizzat Haydar Baş tarafından ekonomi literatürüne kazandırılmıştır.
Bu kavram ayrıca Haydar Baş adına ve MEM'in bir formülü olarak patentlidir.
İşte Rusya'nın bu formülü Haydar Baş Bey'den aldığı tarih, 2006'dır.
2013 yılında ise tezin sahibi olan Sn. Baş'ı Rus Duma'sında ağırlayan Putin, bu tarihten sonra "Milli Paralar" formülünü bağlı bulunduğu BRICS'e üye ülkelere de teklif etmiş ve kabul ettirmiştir.
Bu açıdan bakıldığında ve özellikle de 1972 yılından bu tarafa dünya üzerinde hiçbir karşılığı ve mantığı olmadığı halde Konvertibl olmayı sürdüren doların saltanatı, şiddetli bir şekilde sarsılmıştır.
Kaldı ki bu ülkelerde kabul edilen ve bu haliyle bile doların saltanatını ciddi ölçüde tehdit eden "Milli Paralar" formülü, aslında söz konusu tezin tam olarak kurallarına uygun olarak ele alınamamıştır.
Zira bu sistemin kendi içerisinde tam uyumlu ve birbiriyle paralel çalışmakta olan muazzam bir prensipler silsilesi söz konusudur.
Sistemin birini alır ve diğerlerini uygulama dışı bırakırsanız istenilen sonucun elde edilmesi mümkün olamaz.
İşte BTP'yi diğer tüm partilerden ayıran en temel özellik, böylesine eşsiz ve kusursuz bir sisteme sahip olmalarıdır.
İşte bahse konu tezin Türkiye'de uygulanması halinde, bugün kısık seslerle teklif edilen asgari ücret rakamları, çok rahatlıkla 65 bin TL bile olabilir.
Hadi oradan diyenlerin bir kere daha yukarıda aktardığım rakamsal gerçekleri okumasını salık veririm.
Türkiye'de özellikle de okur-yazar kesiminde inanılmaz bir cehalet ve yobazlık söz konusudur.
Bunca yıldır bu tez üzerinden açıklamalar yapılmaktadır.
Sadece 10 Uluslararası "MEM" kongreleri, sırf bu tezin detaylarının her kesim tarafından iyice anlaşılması için gerçekleştirilmiştir.
Bu kongrelerde 200 yerli ve yabancı bilim insanı günlerce bu tezi tartışmış ve tek bir cümlesini bile eleştirilecek tek bir nokta bile bulamamıştır.
Siz dünya kuruldu kurulalı insanlık yararına ortaya konmuş böyle bir tez ve yaşanmış tek bir hadise gösterin bana.
Yok ki göstereceksiniz.
Bu sistem kurallarına bağlı kalarak asgari ücret ve emekli maaşı 65 bin bile olsa tek bir kuruşluk enflasyon olmayacaktır.
Bu arada asgari ücretlinin maaş zammı farkı işverenin sırtına yüklenmeyecek, bilakis bu fark sosyal devlet-milli devlet dediğimiz baba devlet tarafından karşılanacaktır.
İşte zurnanın tam olarak zırt dediği yer de burası.
Şu ana kadar bu sistemin en temel özelliği olan bu özel formülasyonu çok defalar anlatılmıştır, ancak kapitalist sistemin bahçesinde yetişenlerin almaya alışık olduğu koku gülün kokusu olmadığı için, burada yatan muazzam denklemi de çözememeleri gayet normal karşılanmalıdır.
İnanın bu sistemin uygulandığı Türkiye'de, artık muhalefete bile gerek kalmayacaktır.
Tüm bu açılardan olay değerlendirildiğinde ise BTP lideri Hüseyin Baş'ın önemi gün geçtikçe çok daha iyi anlaşılmaktadır.
Bir kere daha altını çizerek vurgulamak isterim ki, gelecek için karamsar olmaya hiç gerek yoktur.
Burası Türkiye…
Atatürk'ün yoluna baş koymuş nice görünür ve görünmez yiğitler vardır.
Bu yiğitlere bir "BAŞ" lazımdır.
Gerisi hayal edemeyeceğiniz kadar aydınlık bir Türkiye olacaktır.
- Yiğitlere ‘BAŞ’ lazım / 03.12.2024
- Sinsi plan şu: YPG in, PKK aut! / 02.12.2024
- Sn. Cumhurbaşkanım dön bu hatadan! / 27.11.2024
- İslam’ın özü ve laboratuvarı Ehl-i Beyt’tir / 26.11.2024
- Teğmenleri bırak ekonomiye bak! / 25.11.2024
- Teğmenlere güveniyorum, size asla! / 20.11.2024
- Emekli maaşı senin sabah kahvaltın / 19.11.2024
- Halk ‘Mansur Yavaş’ diyor / 18.11.2024
- Sağlık Bakanı istifa etmeli / 14.11.2024