İnsanlıktan çıkmadıysak, insan olan artık insanlığından utanmalı!Bu kadar suskun, bu kadar kişiliksiz; dış politikada bu kadar silik, dünya dengesinde ismi okunmayan; sınır komşularımıza yapılan zulümlere, 400 yıllık teb'amıza gözümüzün önünde yapılan insanlık dışı davranışlara bu kadar bigâne kalan, "Kırmızı Çizgi"leri ısrarla ihlâl edilen ama asla ses çıkaramayan ülke, Türkiye mi?Dünya Milletler Cemiyeti'nin programını, 48 saatte değiştirerek ters-yüz eden ve Genç Türkiye Cumhuriyeti'ni davet ettiren Muhteşem Türk Atatürk riyasetindeki Türkiye ile Uzun Adam riyasetindeki "Yeni Türkiye", aynı devlet mi?Öğretmenlik yıllarımda Edebiyat Defterinin ilk sayfasına; "Allah'ım! Beni Türk yarattığın için hamd ederim. İslâm'la şereflendirdiğin için şükrederim. Ne mutlu Türk'üm diyene" yazan öğrencilerime, 2 puanı otomatikman verirdim.Çocuklarımda yani öğrencilerimde Türk yaratılmak öğünülmesi gereken bir duygu, Türk milleti mensubu olmakla onurlanmanın, ödüllendirilen bir davranış olmasının yanında; bu inanç ve düşüncedeki öğrencilerimin, başarmak zorunda olduklarına da inandırırdım. Veya bu inancın yerleşmesine gayret ederdim.Çünkü Türklüğümle müftehîrdim. İslam Dinimle de onurlanarak şükrederdim...Öğrenciliğimde ve öğretmenliğimin ilk yıllarında; -Ecevit'e parti taassûbumla kızardım ama- ABD'ye rağmen haşhaş ekecek kadar, ABD ve Haçlı Avrupa'ya rağmen Kıbrıs'a çıkacak kadar karakterli bir Devletim vardı.Siyaseten iç malzeme edilmesine ve bu yüzden gençlerimizin birbirine düş(ürül)mesine neden olmasına rağmen ABD'nin 6. Filosu'nu taşlayabilen Devrimciler vardı.Siyaseten ülkemde; "Her türlü emperyalizme hayır" diyebilen İdealist Üniversiteli Gençler vardı...Bu kimlikli, kişilikli devletin; sağcı-solcu ama kimlikli-kişilikli gençliği ve duyarlı vatandaşların mahalle baskısıyla karakterli siyaset adamları vardı...Millet karakterli, Devlet karakterli ve gençlik karakterli olunca da; dış politikada da, iç politikada da karakterli davranışlar sergilenirdi...Dünya, bizi ciddiye almaya mecburdu ve ciddiye alırdı!Karşılığında ambargo yerdik, sıkıntılar yaşardık ama bütün dünyaca ciddiye alınırdık!Şimdi varlığımızla yokluğumuz belli değil!Haçlı ile sınır komşusuyuz artık! Haçlı Seferidir diyerek, "Demokrasi getirmek" iddiasıyla Irak'ı işgal ettiler; gözümüzün önünde Saddam'ı astılar ve biz diplomatça seyrettik...148 Şii'nin ölüm emrini verdiği için insanlık suçu işledi diye Saddam'ı astıran işgalci güç; bizde 40.000 kişinin katiline insan hakları savunuculuğu yaptı, seyrettik!13 yıl tek başına iktidar olan AKP Hükümetleri bu dayatmalara teslim olarak İleri Demokrasi vaadiyle "Yeni Türkiyecilik-Yeniden Osmanlıcılık" yaptı, seyrettik!Ve biz bu karmaşa içinde, gözümüzün içine baka-baka; "Cumhurbaşkanı değil Başkan seçmiş olsaydınız, bu kaos olmazdı!" tehdit mesajı verenlerin karşısında da susarak Yeniden Seçim'e gidiyoruz... Haçlı taşeronu terör örgütü, bayramda bile peşpeşe kan akıtıyor, canımızı yakıyor; Başbakan Kısa Adam, yurt dışında, dünyayı üzerimize güldüren tavırlarla; "Teröristlerin belini kırdık" diyor! Dişimizi sıkarak seyrediyoruz!Bayramları tatilleştiren İstanbul ahalisinin tatil dönüşünde evlerine ulaşımını sağlamaktan acizlerden M. Ali Şahin, Mina'da yaşanan faciada tedbir yönünden ciddi bir eksiklik olduğunu belirterek; "Bize versinler, Türkiye oradaki organizasyonu kimsenin burnu kanamadan hac vazifesini yaptırır Allah'ın izniyle" diye laflar ediyor, istihza ile gülümsüyoruz!Her yıl mevsim yağmurlarında, Ankara'yı göl olmaktan koruyamayan bir belediye başkanı; "717 hacı adayı vefat etti acımız büyük.. Sorunu bize versinler biz hallederiz" diye tweet atıyor, Uzun Adam'ın Suud yönetimini savunan sözlerini duyunca çark ediyor ve twitini siliyor, öfkeleniyoruz!Daha geçen yıl Soma 'da 301 Maden İşçisini diri-diri gömen bunlar değilmiş gibi, ölümlü iş kazalarında dünya rekortmeni değilmişiz gibi, Suudi Arabistan için müthiş bir gelir kaynağı olan Hac organizasyonuna hevesleniyoruz!Babalar gibi satmayı, yol yapıp yolunu bulmayı, bal tutup parmak yalamayı, çalışıyor görünüp çalmayı ilm-i siyasetleştiren zihniyet, Hac organizesine iştahlanıyor!Mısır'da ölen bir kız için "R4BİA" işareti yaparak ağlayan Uzun Adam; Mina'da bine yakın Hacı'nın can verdiği, binden fazla Hacının yaralandığı faciada, Suudilerin beceriksizliğini savunuyor, öfkeyle gülümsüyoruz! Sıra bize gelinceye kadar daha nelere tahammül edeceğiz bakalım!"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selam, sevgi, dua...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017