Çok beğendiğim bir söz vardır, bir şaire ait: "İkna edilmişlerle değil inanmışlarla yola çıkılır."
Bu söz belki de birçok dava arkadaşım gibi benim de BTP kadrolarında yer alan samimi ve fedakâr dava arkadaşlarıma yakıştırdığım bir sözdür.
BTP, 2001 yılından beri aynı çizgide, sapasağlam kadrosuyla, tüm ülkedeki teşkilatlanmasıyla varlığını sürdürüyorsa bu, onun inanmışlarla yola çıktığının en büyük göstergesidir.
Ben de partimiz kurulduğundan beri bu kadroda yoluna devam eden inanmışlardan biriyim.
Benim inanmışlığım, BTP'nin ebedi genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, siyaseti son nefes için yapmasından geliyor.
Benim inanmışlığım, onun bir "Müslüman - Türk evladı" olmanın gururuyla, bulunduğu her ortamda sarsılmayan o dimdik duruşundan geliyor.
Benim inanmışlığım, onun Nobel'e de aday gösterilen, başta Rusya ve BRICS ülkeleri olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde uygulanan, tüm insanlığın ekonomik anlamda tek kurtuluş reçetesi Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) yazmasından geliyor.
Benim inanmışlığım, yine onun, Alevi'si Sünni'si, sağcısı solcusu, askeri sivili, devleti milleti tek yürek, bir bilek yapmasından geliyor.
Benim bu inanmışlığım, genel başkanımız Sayın Hüseyin Baş'ın aynı inanç ve düşünce ile kendini Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına adamasından geliyor. 24 yıldır çizgisinden, misyonundan zerre taviz vermeyen bir kadronun parçası olmamdan geliyor.
Benim inanmışlığım, vazifeyi üstlendiği ilk andan itibaren herkesin takdirini kazanan, Türk siyasetinin en yetkin, en etkin ve de en genç genel başkanına sahip olmamızdan kaynaklanıyor.
Benim gibi inanan yüz binlerce insanın varlığı, vatan sevdalısı, Atatürk sevdalısı, basiret ehli insanların BTP ve kadrosuna inanmışlığı, benim için bir umut ve azim kaynağı oluyor.
Bizler çok şanslı bir kadroyuz. Sahalara çıktığımızda partimizin misyonunu, projelerini, milletimizin sorunlarına karşı çözüm önerilerimizi rahatlıkla, çekinmeden, şeffafça ve gururla anlatabiliyoruz. Çünkü, bizim milletten utanacağımız, geçmişe yönelik ne bir hatamız ne bir tutarsız söylemimiz ne de bir aldanmışlığımız olmadı hiç!
Parti kurulduğunda insanımıza ne anlattıysak, ne vaat ettiysek, şu anda da aynı şeyleri söylüyoruz, aynı ilkeleri, aynı fikirleri savunuyoruz. Bize sorulan her soruya ilmi dayanağı olan gerçekçi cevaplar verebiliyor, karşımızdakini ikna edebiliyoruz. Bunun sebebi bizim çok donanımlı ve inanmış bir kadro olmamız, dürüst, tutarlı ve gerçekçi bir siyaset izlememizdir. Bu millet zaten buna hasret değil mi?
O halde yapmamız gereken tek şey, umutsuz olanlara umut olmak, kararsız olanlara adres olmak, çözüm yok sananlara MEM ile olacak çözümü anlatmak…
En önemlisi de Türkiye'yi bu zifiri karanlıktan kurtaracak yetkinlikte, samimiyette, kararlılıkta ve gayrette olan tek liderin BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş olduğunu herkese haykırmaktır.
İşte bu önemli vazife bizler için, bu vatanı bize armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, ecdadımıza karşı bir minnet ve vatan borcudur.
Ben bu borcu ödemek için buradayım ve BTP kadrolarında olmaktan onur ve şeref duyuyorum.
Bu söz belki de birçok dava arkadaşım gibi benim de BTP kadrolarında yer alan samimi ve fedakâr dava arkadaşlarıma yakıştırdığım bir sözdür.
BTP, 2001 yılından beri aynı çizgide, sapasağlam kadrosuyla, tüm ülkedeki teşkilatlanmasıyla varlığını sürdürüyorsa bu, onun inanmışlarla yola çıktığının en büyük göstergesidir.
Ben de partimiz kurulduğundan beri bu kadroda yoluna devam eden inanmışlardan biriyim.
Benim inanmışlığım, BTP'nin ebedi genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın, siyaseti son nefes için yapmasından geliyor.
Benim inanmışlığım, onun bir "Müslüman - Türk evladı" olmanın gururuyla, bulunduğu her ortamda sarsılmayan o dimdik duruşundan geliyor.
Benim inanmışlığım, onun Nobel'e de aday gösterilen, başta Rusya ve BRICS ülkeleri olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde uygulanan, tüm insanlığın ekonomik anlamda tek kurtuluş reçetesi Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) yazmasından geliyor.
Benim inanmışlığım, yine onun, Alevi'si Sünni'si, sağcısı solcusu, askeri sivili, devleti milleti tek yürek, bir bilek yapmasından geliyor.
Benim bu inanmışlığım, genel başkanımız Sayın Hüseyin Baş'ın aynı inanç ve düşünce ile kendini Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına adamasından geliyor. 24 yıldır çizgisinden, misyonundan zerre taviz vermeyen bir kadronun parçası olmamdan geliyor.
Benim inanmışlığım, vazifeyi üstlendiği ilk andan itibaren herkesin takdirini kazanan, Türk siyasetinin en yetkin, en etkin ve de en genç genel başkanına sahip olmamızdan kaynaklanıyor.
Benim gibi inanan yüz binlerce insanın varlığı, vatan sevdalısı, Atatürk sevdalısı, basiret ehli insanların BTP ve kadrosuna inanmışlığı, benim için bir umut ve azim kaynağı oluyor.
Bizler çok şanslı bir kadroyuz. Sahalara çıktığımızda partimizin misyonunu, projelerini, milletimizin sorunlarına karşı çözüm önerilerimizi rahatlıkla, çekinmeden, şeffafça ve gururla anlatabiliyoruz. Çünkü, bizim milletten utanacağımız, geçmişe yönelik ne bir hatamız ne bir tutarsız söylemimiz ne de bir aldanmışlığımız olmadı hiç!
Parti kurulduğunda insanımıza ne anlattıysak, ne vaat ettiysek, şu anda da aynı şeyleri söylüyoruz, aynı ilkeleri, aynı fikirleri savunuyoruz. Bize sorulan her soruya ilmi dayanağı olan gerçekçi cevaplar verebiliyor, karşımızdakini ikna edebiliyoruz. Bunun sebebi bizim çok donanımlı ve inanmış bir kadro olmamız, dürüst, tutarlı ve gerçekçi bir siyaset izlememizdir. Bu millet zaten buna hasret değil mi?
O halde yapmamız gereken tek şey, umutsuz olanlara umut olmak, kararsız olanlara adres olmak, çözüm yok sananlara MEM ile olacak çözümü anlatmak…
En önemlisi de Türkiye'yi bu zifiri karanlıktan kurtaracak yetkinlikte, samimiyette, kararlılıkta ve gayrette olan tek liderin BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş olduğunu herkese haykırmaktır.
İşte bu önemli vazife bizler için, bu vatanı bize armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, ecdadımıza karşı bir minnet ve vatan borcudur.
Ben bu borcu ödemek için buradayım ve BTP kadrolarında olmaktan onur ve şeref duyuyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sibel Kılıç / diğer yazıları
- İnanmışların partisi BTP / 16.04.2025
- Hayırlısı olsun / 30.03.2019
- Neye şükredeceğiz? / 13.03.2019
- Bu kadar da ileri gidilmez ki! / 09.12.2018
- Hayırlısı olsun / 30.03.2019
- Neye şükredeceğiz? / 13.03.2019
- Bu kadar da ileri gidilmez ki! / 09.12.2018