Yeni Mesaj Gazetemizin Baş Yazarı Sayın Muharrem Bayraktar, zaman zaman Kadir Mısıroğlu hakkında yazılar kaleme aldı. Onun hastalıklı fikirlerini bilmeyenler, onu tanımayanlar da Sayın Bayraktar sayesinde çok iyi tanıdı.
Başında fesle, Atatürk'e, Kuva-yı Milliyecilere demediğini bırakmayan, "Keşke Yunan galip gelseydi" diyecek kadar da kendi ecdadına, vatanına, dinine hakaret ve ihanet eden bir tarihçi müsveddesi…
Her ne kadar şu an sadece hasta ve yaşlı bir adam olarak, kendi gibi düşünen ziyaretçilere el öptürmekten başka bir şey yapmıyorsa da, elinden ve ağzından dökülenler daha çok konu olacaktır satırlara ve sohbetlere. Daha çok yerilecek, belki de lanetler edilecektir bu şahsa. Ben bu kanaatteyim.
Ben bu yazımda, şu an elimde bulunan Mısıroğlu'un, "Sarıklı Mücahitler" adlı kitabından bazı satırlara burada yer vererek diyeceğim ki; "bu kadarda ileri gidilmez ki!"
İşte Kadir Mısıroğlu'nun dudak uçuklatan düşüncelerinden bir kısım;
"… Şu Osmanoğulları ailesi bizim yüzümüzden neler çekmemiştir. İçlerinde normal bir ecel ile vefat edebilenleri parmakla sayılacak kadar azdır. Bir kısmı 'Hikmet-i Hükümet'in' garip bir cilvesine kurban giderek, nizamülalem endişesi ile hayatlarının baharında, hatta bazıları da kundakta iken öldürülmüşlerdir. O kadar ki, tahta oturanların bile ekserisinin başı musibetten kurtulamamıştır. Sırası gelmişken şu hususu da belirtelim ki, evlat ve kardeş katli öyle ulu orta tenkit edildiği gibi bu ailenin bir kusuru değil, bilakis millet için katlanılmış büyük fedakârlıklardan biridir.
… Bu evlat ve kardeş katlinin hakiki mana ve ehemmiyetini sokak adamı haline gelen bugünün yarı münevveri anlayamaz ve anlayamamaktadır. Çünkü onun sakat tarih görüşü ve devlet telakkisi buna manidir."
Kur'an-ı Kerim'de; "Haksız yere bir Müslümanı öldüren kimse ebedi cehennemliktir" hükmü varken, Mısıroğlu Kur'an ayetlerine başkaldıran padişahları nasıl da aklıyor. Yetmiyor, yaptıklarının hikmetini açıklayarak onları yüceltiyor. Bunu "büyük bir fedakârlık" olarak niteliyor.
Bunun anlamı şudur; Mısıroğlu, Kur'an hükümlerinin önüne maslahatı geçirerek, kendi kafasına göre bir din ortaya koyuyor. Maalesef, İslam tarihine baktığımızda, Kur'an hükümlerinin maslahat gereği nasıl da değiştirildiğini, şahsi duygular ve mezhep taassuplarına nasıl da kurban edildiğini görüyoruz. Emevi zihniyetine hizmet edenlerin, bu sapkın düşüncelerini yıllarca İslam alemine empoze etmek için verdikleri mücadeleyi biliyoruz.
Mısıroğlu yazdığı satırlarda "hayatlarının baharında hatta kundakta öldürülen" bu kimselerin katlini nasıl da "masumane cümleler" kullanarak hafifletiyor. Neymiş efendim; 'hikmet-i hükümetin garip cilvesine kurban gitmek…'
Günahsız sabiler, saltanat kaygısıyla katledilirken bunu bir kusur olarak görmek şöyle dursun, katilleri "çok büyük bir fedakârlık" yapmakla yücelttikçe
yüceltiyor.
Bizler ise bu fedakârlığı göremeyecek kadar tarih bilincinden yoksunuz(!), sokak adamı kafasındayız (!)
Ben yazacağımı yazdım, bu işe siz ne diyorsunuz? Sizce bu şahıs aklını çook eskilerden kaybetmemiş mi?
Yorumlar
Neşe Atay
Mısıroğlu'nun bakış açısına mı yanalım yoksa kendisinin devletin üst düzey temsilcileri tarafından gördüğü iltifata yakınlığa mı yanalım bilemedim maalesef.. Teşekkürler Sibel hanım.
Mısıroğlu'nun bakış açısına mı yanalım yoksa kendisinin devletin üst düzey temsilcileri tarafından gördüğü iltifata yakınlığa mı yanalım bilemedim maalesef.. Teşekkürler Sibel hanım.
4. Sınıf tarih öğrencisiyim,hakikati dile getirdiğiniz için teşekkür ederim agzınıza gönlünüze saglık
Hacer tug
Sayin sibel kilic hanim efendi muhtesem bir tesbit👏👏👏👏👏👏👏
Sayin sibel kilic hanim efendi muhtesem bir tesbit👏👏👏👏👏👏👏
Sibel Kılıç / diğer yazıları
- Hayırlısı olsun / 30.03.2019
- Neye şükredeceğiz? / 13.03.2019
- Bu kadar da ileri gidilmez ki! / 09.12.2018
- Neye şükredeceğiz? / 13.03.2019
- Bu kadar da ileri gidilmez ki! / 09.12.2018