6306 sayılı kamulaştırmayla ilgili, Rezerv alan yasası, Afet Yasası da denilen, 6 Şubat depreminden sonra kentsel dönüşümün, sözde daha hızlı yapılmasının önündeki engelleri kaldırmak için sunulan yasanın neler içerdiğini milyonlar biliyor mu?
Rezerv Alan yasası direkt vatandaşı ilgilendiriyor. Hem de sana sormadan evine, bahçene, malına, rantiyeye peşkeş çekilerek dokunulmasını sağlayan yasa.
Kimin umurunda; AK Parti iktidarının mı yoksa onu kutsallıkla destekleyen MHP'nin mi veya onun altında sıralanan küçüklerin mi?
Kimin umurunda; yoksa Rezerv Alan yasasının oylamasına 96 vekili katılmayan CHP'nin mi, 33 vekili katılmayan İYİ Parti'nin mi ve bu ikisinin büyük kurtuluş projesi olarak Meclis'e soktuğu küçüklerin mi?
Onların da toplamda 18 vekilleri oylamaya katılmadı.
Ayrıca oylamaya 44 vekili katılmayan HDP'nin de umurunda olmadığı ortada.
Niye bu kadar uzattım, halk arasında konuşulan, iktidarın "ben odun da koysam kabul edilir" inancının, maalesef muhalefet tarafında da 195 vekille oylamaya katılmayarak kabul gördüğünü göstermiş oldu.
Mücadele etme azmi olmayan, vatandaşlarının menfaatleri için birlikte hareket edemeyen muhalefet bloğu, bu yaklaşım tarzıyla iktidarı koltuğunda tutan bir muhalefet görüntüsü, vatandaştan karşılık bulabilir mi?
Meclis'te olmamasına rağmen gerekçeleri ortaya koyarak, gerçek muhalefet eden ve milletine yol gösteren tek lider BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, halk tarafından takdirle takip ediliyor. Çünkü her konuşmasıyla halkına yol gösteriyor.
Konuşmalarındaki gerçekçilik, vatandaşların sorunlarına dikkat çektiren üslubu, geniş halk kesimi tarafından konuşuluyor ve takdir ediliyor.
Türkiye'nin her yerinde Hüseyin Baş'ın genel başkanı olduğu BTP'ye çok sayıda yeni katılımların olması bunun en büyük göstergesi.
Rezerv alan yasasının hak gaspına sebep olacağından emin olarak, çok can yakacağına inanan milyonlarca vatandaşın "evime, mülküme dokunma" diye, bu çökme yasasına karşı sosyal medyada oluşturdukları duyarlılık takdire şayan, büyük ilgi topladı.
Vatandaşların en tabii hakkı olan mülkiyet edinme ve onun korunması anayasa ve yasalar tarafından teminat altındadır.
Vatandaşın en temel olan, bu mülkiyet hakları ve mutlak vatandaş lehine korunması gereklidir. Çıkarılan yasalarla asla kısıtlandırılamaz ve ortadan kaldırılamaz.
Bu temel insan hakkıdır. Ve de devletle vatandaş arasındaki en temel anlaşmadır.
Bunun korunması, vatandaşa kalmadan, devletin ilgili organlarının birinci vazifesidir.
Gerek iktidar yanlısı olan vatandaşlarımızın, gerekse muhalefet taraftarı olan vatandaşlarımızın, bu gasp yasasına karşı oluşan sosyal platformlar içinde halkımızın bir hareket etmeyi başarması şarttır. Bu demokratik olgunluğu göstermek bir vatandaşlık hakkıdır. Hakkımıza sahip çıkarak, seçtiğimiz vekillerin de yanlış yapmasını bu şekilde önlemeliyiz.
Hangi partinin taraftarı olursak olalım, mülkiyet edinme ve onu koruma haklarımızın her ne sebeple olursa olsun, elimizden rıza ve anlaşma olmadan alınmasına asla müsaade etmemeliyiz.
Batılı toplumlarda görülen, fakat bizde son zamanlarda görülmeyen, bu bireylerin insan hakkı olarak var olan haklarının, toplumsal dayanışmayla savunulması, esasında hem kutsal inancımızda, hem de kültürümüzde var olan temel bir vazife ve davranıştır.
Bunun bu zamandaki yansıması olan, demokratik haklarımızı toplumsal olarak arama kültürünü yeniden birlikte başarmalıyız.
Bu bir partiden olma veya olmama meselesi değildir. Vatandaş olarak bizlerin emeğimizle veya miras yoluyla elde ettiğimiz en temel hak olan, mülkümüzü korumak ve sahip çıkmakla ilgilidir.
"Rezerv Alan Yasası nedir?" diye sorarsak şöyle özetlenebilir:
- 6306 sayılı Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen Bakanlıkça belirlenen alanlar oluşturulur.
Buna göre;
Yeni yerleşim alanları oluşturmak amacıyla ilan edilen rezerv yapı alanlarının, mevcut yapılaşmış alanlarda da (mahalle, köy gibi) belirlenmesinin önü açıldı.
Yani, geçmişte çoğunlukla kamu mülkiyetindeki boş araziler rezerv yapı alanı olarak ilan edilirdi şimdi her yer olabilir. Rezerv Alan Yasası değişikliği bunu içermektedir.
Yasada yapılan değişiklikle, Bakanlık veya ilgili idare sizin talebiniz olmadan, ikamet ettiğiniz konuta dair riskli yapı tespitinde bulunabilecek. Buna karşı koymaya çalıştığınızda, kolluk kuvvetleri eliyle bu tespit zorla yaptırılabilecek.
Bakanlık konutunuza ortak olacak, gerektiğinde sizi borçlandıracak ve üstelik eğer borcunuzu ödemezseniz mülkiyetinizin tamamına el koyup size yalnızca, mirasçılarınıza devretmenizin mümkün olmadığı "oturma izni" verecek.
Yeniden inşa aşamasında plan askı ve itiraz süreçleri ile uygulama projesi aranmamasına kadar tüm süreçler geniş halk kitlelerinin yerine müteahhitlerin ve bir avuç sermayedarın yararına düzenlenmiş olarak karşımıza çıkıyor.
Yani, çağdaş, kapitalist mantıkla uygun, yasal kılıfı hazırlanmış, çökme olayıyla karşı karşıyayız.
Vatandaşlarımızın sağduyusunun galip geleceğine inanıyorum. Bu konuda toplumsal baskıyı arttıracak sosyal platformlara ayrım gözetmeden katılmalıyız.
Halkımızın bilinçli ve kararlı tepkisi, ya iktidarın bu yasadan vazgeçmesini veya sosyal devlet anlayışı içinde, vatandaşlarının lehine düzenlemeler yapmasını sağlar.
Ve ya;
Özellikle bu yasayla ilgili duyarsızlığıyla ünlenen Meclis'teki muhalefetin, en azından 30 günden az bir zaman kalmış, AYM iptal başvuru hakkını halkımız adına kullanmasını sağlar. Belki.
- Eğitim ve adalet / 29.11.2023
- BOP mu, Atatürk’ün Ortadoğu projesi mi? / 21.11.2023
- Kaybolan değerlerimiz / 15.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 13.11.2023
- 10 Kasım’da okuduğum Hutbe / 12.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 10.11.2023
- Anayasal düzen / 08.11.2023
- Cumhuriyetimizin 100. yılı / 01.11.2023
- Onsuz onunla olmak / 14.04.2023