İnsanoğlu; hem eşref-i mahkukat, hem de esfel-i safilin!
İyi de insandandır, kötü de!
Güzel de insandandır, çirkin de!
Doğru da insandandır, yalancı da!
Birlik çağrısı yapan da insandandır, nifak çıkaran da!
Zalim de insandandır, mazlum da!
Ve bütün bunları kapsayacak kudrette olarak yöneten de insandandır, yönetilen de!
Takımlar kurulup müsabakalar yapılır! Müsabaka yapanlar insanlardır, müsabaka yaptıranlar insan!
İt boğuşturulur!
Horoz dövüştürülür!
At yarıştırılır!
Boğuşan, dövüşen, yarışan hayvandır, yarıştıran insan!
Cins yarış atları yarış kazansın diye usta biniciler, jokeyler istihdam eden de insandandır!
Ateist te, deist de, Budist te insandır, Musevi de, İsevi de, Müslüman da!
Ümmetler insanlardan oluşur, milletler insanlardan oluşur.
Partiler insanlardan oluşur, cemaatleri insanlar oluşturur.
Yol yapan insandır, yolcu insandır!
Köprü yapan, çeşme yapan, han-hanay yapan insandır; köprüden geçen, çeşmeden içen, handa-hanayda konaklayan da insan...
Deli insandandır, velî insandandır!
Âşık insandır, maşuk insandır!
Akıllı insandandır, aptal insandandır!
Hırlı-hırsız, namuslu-namussuz, şerefli-şerefsiz, cesur-korkak, sadık-hain, kıymet bilir-nankör, mü'min-münkir insandır, insandandır..
İnsandaki bütün bu sıfatları hak etmesini sağlayan davranışları yaptıran gücün adı akıldır.
Allah'ın Kitâb-ı Ekmel'de sık sık akla vurgu yapmasında mutlaka bir hikmet yok mudur?
Allah, akletmeyeni sorgulamaz mı?
O halde niye akletmeyiz?
Allah rızası için, Yaratıcısının yaptığı insan tarifine ve uyarısına bakar mısınız?
"And olsun o incire, o zeytine,/Ve o Tûr-i Sînîne (Sina Dağı'na)/ve bu güvenli beldeye ki,/Biz insanı en güzel biçimde yarattık./Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına kaktık./Ancak iman edip yararlı işler yapan kimseler başka; onlar için kesilmez bir mükafat vardır./O halde artık sana dini ne yalanlatabilir?/Allah hakimlerin hakimi değil mi?" (Tîn 1-8).
Cumartesi günü Meltem Medya ekranlarındaki "Özel Gündem"i izledim.
Bilinenlerin tekrarında, kendi ihmallerimi de fark ederek utandım!
Napolyon'un Mısır'ı; İngiliz ve Fransızların Nijerya'yı nasıl Allah ile aldatarak İslâmi söylemlerle İslâm'dan uzaklaştırılmalarını hatırlatan Muharrem Bayraktar'ı ibretle dinledim.
Tarihin milletler mücadelesi olduğunu hatırlatan söylemlerle biraz daha ayıkmaya ihtiyacımız olduğunu fark ettim.
Program sonrası; I. Dünya savaşı ve II. Dünya Savaşları'na elimdeki kaynaklardan ve internetten hızla göz attım. Hayret ettim!
Yüz yıldır dünya, savaştan savaşa girilerek 60-70 milyon insanın ölümüne sahne olmuş! Sadece II. Dünya Savaşında 50 milyona yakın insan ölmüş!
I. Dünya Savaşı'nda ABD'nin müdahalesiyle Almanya 11 Kasım 1918'de mütareke yapmaya zorlanmış ve Müttefikler savaşın galibi olmuş.
Savaş sonunda; Osmanlı imparatorluğu da dahil olmak üzere imparatorluklar tarihe karışmış!
Daha sonra Milletler Cemiyeti kurulmuş ve savaş sonrası Avrupa'da milliyetçiliklerin ateşlenmesi ve Versay Antlaşması'nın meydana getirdiği problemler, II. Dünya Savaşı'na zemin hazırlamıştı.
II. Dünya Savaşında da Almanların ev Japonların yenilmeleri ABD'nin tescilli insanlık suçlarıyla sağlanmış ve bu karmaşadan istifade eden Rusya neredeyse Asya'nın tamamına hükmetmeye başlamıştı.
1939'da başlayıp 1945'e kadar süren II. Dünya Savaşı'na Türkiye karışmamış ama Almanlar ve Amerikanlar ile yaptığı dostluk paktları ve ekonomik ilişkiler ABD ve Almanya'nın çok işine yaramış, Asya'daki güçlere ağır şekilde hasar vermişti.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarını hatırlayıp yapılan mütareke ve antlaşmaları dikkatle incelemeden; kendilerini dünyanın yönetici güçleri zanneden ABD, İngiltere, Rusya ve Çin'in Ortadoğu üzerindeki hayal ve hesaplarını anlayamayız!
20. yy.'daki iki büyük savaşı ve sonuçlarını hatırlamaz ve o sonuçlara göre davranmazsak ABD ve Rusya ile ilişkilerimizde hata yaparız!
Yakın Kuzey komşumuz Rusya'nın yüz yılda dört kere rejim ve yönetim değişikliğine uğradığını da aklımızda tutarsak, Muhteşem Türk Atatürk'ün kurduğu devletin rejimin ve sistemin bütün dünya emperyalistlerinin uğraşmaları ve müdahalelerine rağmen ayakta kalmasındaki özellikleri fark ederiz.
Fark edince de, "Özel Gündem" programına konuk olan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'nın; "Sandığa gidip evet mi, hayır mı diyeceğiz diye kutuplaşanlara hakemlik edeceğiz" sözündeki millî aklın farkını fark ederiz..
Türkiye ve Türk Milleti asla çaresiz değildir!
Tevhidin merkezine Ehl-i Beyt'i koyarak sağlanacak dinî bütünlükten sonra kendiliğinden oluşacak olan millî bütünlüğümüzle Milli Ekonomi Modeli'nin uygulanacağı Kâinat Türk Devleti'ne doğru emin adımlarla yürüme şansımız var!
İsteyen "Evet", isteyen "Hayır" desin ama bu arada toplam nüfusları 4 milyar kişiye ulaşan BRICS ülkelerinin, Şanghay Beşlisi ülkelerin Milli Ekonomi Modeli uygulamasıyla yakaladıkları büyüme ve refah ivmesini de görmek zorundayız.
Geçen zaman bizim kaybımızdır!
Maddeten ve manen yorulup yozlaştırılan Türk Milletidir.
Ya aklımızı başımıza toplayacağız, ya da aklımızı başımıza toplayacağız!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
İyi de insandandır, kötü de!
Güzel de insandandır, çirkin de!
Doğru da insandandır, yalancı da!
Birlik çağrısı yapan da insandandır, nifak çıkaran da!
Zalim de insandandır, mazlum da!
Ve bütün bunları kapsayacak kudrette olarak yöneten de insandandır, yönetilen de!
Takımlar kurulup müsabakalar yapılır! Müsabaka yapanlar insanlardır, müsabaka yaptıranlar insan!
İt boğuşturulur!
Horoz dövüştürülür!
At yarıştırılır!
Boğuşan, dövüşen, yarışan hayvandır, yarıştıran insan!
Cins yarış atları yarış kazansın diye usta biniciler, jokeyler istihdam eden de insandandır!
Ateist te, deist de, Budist te insandır, Musevi de, İsevi de, Müslüman da!
Ümmetler insanlardan oluşur, milletler insanlardan oluşur.
Partiler insanlardan oluşur, cemaatleri insanlar oluşturur.
Yol yapan insandır, yolcu insandır!
Köprü yapan, çeşme yapan, han-hanay yapan insandır; köprüden geçen, çeşmeden içen, handa-hanayda konaklayan da insan...
Deli insandandır, velî insandandır!
Âşık insandır, maşuk insandır!
Akıllı insandandır, aptal insandandır!
Hırlı-hırsız, namuslu-namussuz, şerefli-şerefsiz, cesur-korkak, sadık-hain, kıymet bilir-nankör, mü'min-münkir insandır, insandandır..
İnsandaki bütün bu sıfatları hak etmesini sağlayan davranışları yaptıran gücün adı akıldır.
Allah'ın Kitâb-ı Ekmel'de sık sık akla vurgu yapmasında mutlaka bir hikmet yok mudur?
Allah, akletmeyeni sorgulamaz mı?
O halde niye akletmeyiz?
Allah rızası için, Yaratıcısının yaptığı insan tarifine ve uyarısına bakar mısınız?
"And olsun o incire, o zeytine,/Ve o Tûr-i Sînîne (Sina Dağı'na)/ve bu güvenli beldeye ki,/Biz insanı en güzel biçimde yarattık./Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına kaktık./Ancak iman edip yararlı işler yapan kimseler başka; onlar için kesilmez bir mükafat vardır./O halde artık sana dini ne yalanlatabilir?/Allah hakimlerin hakimi değil mi?" (Tîn 1-8).
Cumartesi günü Meltem Medya ekranlarındaki "Özel Gündem"i izledim.
Bilinenlerin tekrarında, kendi ihmallerimi de fark ederek utandım!
Napolyon'un Mısır'ı; İngiliz ve Fransızların Nijerya'yı nasıl Allah ile aldatarak İslâmi söylemlerle İslâm'dan uzaklaştırılmalarını hatırlatan Muharrem Bayraktar'ı ibretle dinledim.
Tarihin milletler mücadelesi olduğunu hatırlatan söylemlerle biraz daha ayıkmaya ihtiyacımız olduğunu fark ettim.
Program sonrası; I. Dünya savaşı ve II. Dünya Savaşları'na elimdeki kaynaklardan ve internetten hızla göz attım. Hayret ettim!
Yüz yıldır dünya, savaştan savaşa girilerek 60-70 milyon insanın ölümüne sahne olmuş! Sadece II. Dünya Savaşında 50 milyona yakın insan ölmüş!
I. Dünya Savaşı'nda ABD'nin müdahalesiyle Almanya 11 Kasım 1918'de mütareke yapmaya zorlanmış ve Müttefikler savaşın galibi olmuş.
Savaş sonunda; Osmanlı imparatorluğu da dahil olmak üzere imparatorluklar tarihe karışmış!
Daha sonra Milletler Cemiyeti kurulmuş ve savaş sonrası Avrupa'da milliyetçiliklerin ateşlenmesi ve Versay Antlaşması'nın meydana getirdiği problemler, II. Dünya Savaşı'na zemin hazırlamıştı.
II. Dünya Savaşında da Almanların ev Japonların yenilmeleri ABD'nin tescilli insanlık suçlarıyla sağlanmış ve bu karmaşadan istifade eden Rusya neredeyse Asya'nın tamamına hükmetmeye başlamıştı.
1939'da başlayıp 1945'e kadar süren II. Dünya Savaşı'na Türkiye karışmamış ama Almanlar ve Amerikanlar ile yaptığı dostluk paktları ve ekonomik ilişkiler ABD ve Almanya'nın çok işine yaramış, Asya'daki güçlere ağır şekilde hasar vermişti.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarını hatırlayıp yapılan mütareke ve antlaşmaları dikkatle incelemeden; kendilerini dünyanın yönetici güçleri zanneden ABD, İngiltere, Rusya ve Çin'in Ortadoğu üzerindeki hayal ve hesaplarını anlayamayız!
20. yy.'daki iki büyük savaşı ve sonuçlarını hatırlamaz ve o sonuçlara göre davranmazsak ABD ve Rusya ile ilişkilerimizde hata yaparız!
Yakın Kuzey komşumuz Rusya'nın yüz yılda dört kere rejim ve yönetim değişikliğine uğradığını da aklımızda tutarsak, Muhteşem Türk Atatürk'ün kurduğu devletin rejimin ve sistemin bütün dünya emperyalistlerinin uğraşmaları ve müdahalelerine rağmen ayakta kalmasındaki özellikleri fark ederiz.
Fark edince de, "Özel Gündem" programına konuk olan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'nın; "Sandığa gidip evet mi, hayır mı diyeceğiz diye kutuplaşanlara hakemlik edeceğiz" sözündeki millî aklın farkını fark ederiz..
Türkiye ve Türk Milleti asla çaresiz değildir!
Tevhidin merkezine Ehl-i Beyt'i koyarak sağlanacak dinî bütünlükten sonra kendiliğinden oluşacak olan millî bütünlüğümüzle Milli Ekonomi Modeli'nin uygulanacağı Kâinat Türk Devleti'ne doğru emin adımlarla yürüme şansımız var!
İsteyen "Evet", isteyen "Hayır" desin ama bu arada toplam nüfusları 4 milyar kişiye ulaşan BRICS ülkelerinin, Şanghay Beşlisi ülkelerin Milli Ekonomi Modeli uygulamasıyla yakaladıkları büyüme ve refah ivmesini de görmek zorundayız.
Geçen zaman bizim kaybımızdır!
Maddeten ve manen yorulup yozlaştırılan Türk Milletidir.
Ya aklımızı başımıza toplayacağız, ya da aklımızı başımıza toplayacağız!
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017