Gündelik hayatın yoğunluğundan, stres ve dağınıklığından kurtularak özel bir gündemle yoğunlaşmanın, özellikle de ahiret hayatına uzanan faydalarla uğraşmanın zorluğunun, umarım hepiniz farkınızdasınızdır. Hele de ahir zamanda; fitnenin hâkim olduğu, doğrularla yanlışların birbirine karıştığı bir zaman diliminde yaşadığınızın farkındaysanız, durumun ciddiyetini daha yakından hissetmeniz tabii bir hâldir.
Umre ibadeti hakkında bilgi vermek ve bazı konularda tavsiyelerde bulunmak amacıyla başladığımız yazı dizimizde öncelikle gördüğümüz bazı aksaklıkları dile getirerek, güzelliklere vesile olmayı amaçlıyoruz.
Bu konuda telafisi mümkün bazı hataların düzeltilmesi için sorumluların vicdan muhasebesi yapmasını sağlayabilirsek kendimizi mutlu hissedeceğiz. Atalarımızın dediği gibi "Maksadımız üzüm yemek, bekçi dövmek değildir."
Genel olarak Umre ziyaretine ilk defa gelenlerin çok ciddi bilgi eksiklikleri olduğuna şahit oluyoruz. Bir de Umre ziyaretine gelenlerin işin ehlini değil de daha ucuz fiyat verenleri tercih ettiklerini görüyoruz. Hâlbuki çıkacağı bu kutsal yolculuk öncesinde hem kendini yetiştirmemek hem de işinin ehli kimselerle gelmemek her biri kendi başına bir suçtur.
Madem çok ciddi bir ziyarete gidiliyor. Orada harcayacağı parayı, giyeceği giysileri, yiyecek yemeğini ihmal etmiyor, o zaman çok ciddi bir ibadeti yerine getirecek bilgileri de öğrenmeden, gerekli bilgi donanımına erişmeden ya da iyi bir rehber bulmadan bu yolculuğa çıkmaması gerekmektedir.
Çünkü yapılacak bazı hatalar; ihram yasakları, kavga ve küfürlü sözler sayesinde yüksek miktarda sadaka ya da kurban kesme cezası gibi cezai hükümler vardır. Bunlar yerine getirilmediği takdirde Umre ibadeti yapılmamış sayılmaktadır.
Umrecinin bilgisizliğinin birinci derecede sorumlusunun kendisi olduğuna değindik. Yalnız bu konudaki aksaklıkta din görevlilerinin de payı olduğu kanaatindeyim. Umrecinin bu ibadetinde ona yardımcı olmak, din görevlilerinin görevidir. Çünkü bu işi de ücret karşılığında yapmaktadırlar.
Din görevlilerinin vazifelerine gösterdikleri liyakat, maalesef kendi bilgi beceri ve gönül dünyaları ile alakalı konumda olmaktadır. Kimi görevliler gece gündüz sorumlu olduğu kişilerle hem hal olmakta, onlara her türlü yardımı esirgememekte, kimilerinin de yüzünü mecburi görevlerin dışında görmek mümkün olmamaktadır.
Bu sebeple de Umre ibadetine gelenler kendi bilgisi ve gayretinden başka bir şey elde edememektedir. Hele bir de yalan yanlış bilgilerle donanmışsa sadece kendisi yanlış yapmakla kalmayıp etrafına da yanlış bilgiyi yaymış olmaktadır.
Umre ya da Hac görevini yapmak için gelenler karşılaştığı bir aksaklığa itiraz etmeye kalkışınca; burada sabır esastır hatırlatması yapılarak "hacı sabır" ifadesiyle karşılaşmaktadır. Hacı sabır etmek istiyor ama bu ifadeyi istismar edenler maalesef çoktur. "Hacı sabır" diyerek karşıyı uyaranlar, genelde kendi hatasına başkasının sabır göstermesini isteyenlerdir.
Görev alan hocaların denetimi nasıl yapılıyor bilmiyorum ama mutlaka çok iyi denetlenmesi gerekmektedir. Gerekirse her Umreciye, ya da Hac görevini yerine getirene kapalı zarf usulü ile düşünceleri sorulmalı, din görevlileri puana tabi tutulmalı, geçerli not alamayanlar asla bu göreve layık görülmemelidir. Diyanetin bilgi sınavı maalesef yeterli değildir.
Bilmekle yapmak arasındaki farkı en çok onların bildiği de malumunuzdur. Sözümüz, görevini aşkla yerine getirenlere değil ama bu konudaki aksaklıklar yıllardır ortadan kaldırılamamıştır.
Özel şirketlerde bunun zaten denetlenmesi de mümkün değildir. Ya da düzen böyle kurulmuştur! "Gemisini kurtaran kaptan" diğerleri batsın; garip hacılar, umreciler de beraber batsın mantığı daha hâkimdir bu piyasada. Zaten şirketlerin görev tanımı nedir; hacıya, umreciye neler verir, neden sorumludur? Ne bilen var ne de ciddi manada denetim var. Allah'ın rahmet ve merhamet kapısından başka kimsenin çalacağı kapı yok olmasına yok da, hacının ya da umrecinin kapıyı çalacak yüzü var mı? O da ayrı meseledir…
(Devam edecek...)
- Umre nasihatleri -1- / 30.01.2025
- ‘Kutlu Dava’ kaderin olsun Oğlum! / 27.01.2025
- Kişi arkadaşının dini üzeredir / 25.01.2025
- Arkadaşlık ilişkileri nasıl olmalıdır? / 23.01.2025
- ‘Sabrın sonu selamettir’ atasözüne güzel bir yaklaşım / 22.01.2025
- Görevin ve hizmetin kutlu olsun Fuat Şengül ağabey / 21.01.2025
- Ateşkes bahane, İsrail katliama devam edecektir / 20.01.2025
- Eğitimin açmazları / 18.01.2025
- Aile ocağı en kıymetli eğitim alanıdır / 17.01.2025