Suriye yönetimi, Suriye’de yaşanan olayların terör faaliyetleri olduğunu ve bunların yurt dışından desteklendiğini belgeleriyle ortaya koyuyor ama gözünü gerçeklere kapayan medya ve basın organları için bunlar bir şey ifade etmiyor.
Gerek olayları çarpıtan batı basını, gerekse ondan ilhamla yalan yanlış bilgiler ortaya koyan Türk basını maalesef pireyi gösterip yorgan yakmakla meşguller.
Bu arada yorganın yakılmasına neden olan pireyi yorgana atanlar da kendileri…
Batının “şartlar oluşmuyorsa sen oluştur” mantığı…
Suriye İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, silahlı terör grupları tarafından Duma, Haresta, Sakba, Hammuriye ve Kafar Batna bölgelerinde sivil vatandaşlara karşı oldukça çirkef katletme ve kaçırma eylemlerinde bulunulduğu belirtildi.
Açıklamaya göre, teröristlerin yollara koydukları bombalar çoğu zaman aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu sivil vatandaşları hedef alıyor.
Teröristler, elektrik, petrol ve telekomünikasyon şebekeleri dahil alt yapıya, kamu ve özel mülklere saldırmaktan geri durmuyorlar.
Dikkat ederseniz, yapılanlar batı basının ve Türk basınının iddia ettiği gibi bir halk eylemine benzemiyor. Çünkü hiçbir halk eyleminde siviller hunharca katledilmez, bombalama eylemleri yapılmaz, devletin milletine sunduğu hizmetler hedef alınmaz.
Halk oturma eylemi yapar, protesto eder, miting yapar, en fazla taş ve yumurta atar, daha ötesi yoktur.
Güvenlik görevlilerine kurşun sıkmadığı halde tabanca doğrultanı bile terörist kapsamında değerlendirmek gerekirken, Batı ve Türk basını hangi hakka binaen Suriye’de yaşanan terör olaylarını sivil halk eylemiymiş gibi lanse edebiliyor, anlamak mümkün değil.
Üstelik İçişleri Bakanlığı’nın resmi rakamlarına göre, bugüne kadar yaşanan terör eylemlerinde 2 bin asker ve polis katledildi.
Bugün Türkiye’de karakollarımıza, birliklerimize terör saldırıları olduğu zaman “bunlar halk eylemidir bir şey yapmayalım” mı diyoruz yoksa hemen operasyonlar düzenleyip terörist avına mı çıkıyoruz? Biz yaptığımızda “terörle mücadele” oluyor da, Esad yönetimi benzer güçlerle mücadele ettiğinde neden “halkına zulmediyor” oluyor?
Peki, Suriye’de asker sivil, çocuk, kadın demeden katliam yapan terör grupları bu bombaları, silahları ve mühimmatı nereden temin ediyor?
Suriye İçişleri Bakanlığı bu konuya da belgelerle cevap veriyor ve Irak’ı karıştıran ABD ajanlarının sınırı geçerek para ve cephane sağladığını belirtiyor.
Anlaşılan, Irak ve Afganistan’ı işgal ederek büyük bir bedel ödeyen ABD, Suriye’ye terör gruplarını sokarak ve onları destekleyerek Suriye devleti ile gizli bir savaş yürütüyor.
NATO ve BM, Rusya ve Çin’in engel olmasıyla Suriye konusunda çekimser kalınca, ABD gayrı resmi savaş tekniklerini devreye koymak zorunda kaldı.
Ama şu bir gerçek ki, Suriye devletinin mücadelesi sadece içine sızan terör grupları ile değil, aynı zamanda onları destekleyen işgalci ülkelerledir. Aynen bir dönem Türkiye’nin PKK ile mücadelesinde olduğu gibi…
Suriye İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarının doğru olduğunu sadece biz teyit etmiyoruz. Geçtiğimiz ay Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesinde uzunca röportajı yayınlanan Arap Dünyası Uzmanı Fransız Akademisyen Pierre Piccinin’in de anlattıkları Suriye İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarıyla birebir örtüşmektedir.
Lütfen gerçekleri doğru kaynaklardan öğrenelim.
Gerek olayları çarpıtan batı basını, gerekse ondan ilhamla yalan yanlış bilgiler ortaya koyan Türk basını maalesef pireyi gösterip yorgan yakmakla meşguller.
Bu arada yorganın yakılmasına neden olan pireyi yorgana atanlar da kendileri…
Batının “şartlar oluşmuyorsa sen oluştur” mantığı…
Suriye İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, silahlı terör grupları tarafından Duma, Haresta, Sakba, Hammuriye ve Kafar Batna bölgelerinde sivil vatandaşlara karşı oldukça çirkef katletme ve kaçırma eylemlerinde bulunulduğu belirtildi.
Açıklamaya göre, teröristlerin yollara koydukları bombalar çoğu zaman aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu sivil vatandaşları hedef alıyor.
Teröristler, elektrik, petrol ve telekomünikasyon şebekeleri dahil alt yapıya, kamu ve özel mülklere saldırmaktan geri durmuyorlar.
Dikkat ederseniz, yapılanlar batı basının ve Türk basınının iddia ettiği gibi bir halk eylemine benzemiyor. Çünkü hiçbir halk eyleminde siviller hunharca katledilmez, bombalama eylemleri yapılmaz, devletin milletine sunduğu hizmetler hedef alınmaz.
Halk oturma eylemi yapar, protesto eder, miting yapar, en fazla taş ve yumurta atar, daha ötesi yoktur.
Güvenlik görevlilerine kurşun sıkmadığı halde tabanca doğrultanı bile terörist kapsamında değerlendirmek gerekirken, Batı ve Türk basını hangi hakka binaen Suriye’de yaşanan terör olaylarını sivil halk eylemiymiş gibi lanse edebiliyor, anlamak mümkün değil.
Üstelik İçişleri Bakanlığı’nın resmi rakamlarına göre, bugüne kadar yaşanan terör eylemlerinde 2 bin asker ve polis katledildi.
Bugün Türkiye’de karakollarımıza, birliklerimize terör saldırıları olduğu zaman “bunlar halk eylemidir bir şey yapmayalım” mı diyoruz yoksa hemen operasyonlar düzenleyip terörist avına mı çıkıyoruz? Biz yaptığımızda “terörle mücadele” oluyor da, Esad yönetimi benzer güçlerle mücadele ettiğinde neden “halkına zulmediyor” oluyor?
Peki, Suriye’de asker sivil, çocuk, kadın demeden katliam yapan terör grupları bu bombaları, silahları ve mühimmatı nereden temin ediyor?
Suriye İçişleri Bakanlığı bu konuya da belgelerle cevap veriyor ve Irak’ı karıştıran ABD ajanlarının sınırı geçerek para ve cephane sağladığını belirtiyor.
Anlaşılan, Irak ve Afganistan’ı işgal ederek büyük bir bedel ödeyen ABD, Suriye’ye terör gruplarını sokarak ve onları destekleyerek Suriye devleti ile gizli bir savaş yürütüyor.
NATO ve BM, Rusya ve Çin’in engel olmasıyla Suriye konusunda çekimser kalınca, ABD gayrı resmi savaş tekniklerini devreye koymak zorunda kaldı.
Ama şu bir gerçek ki, Suriye devletinin mücadelesi sadece içine sızan terör grupları ile değil, aynı zamanda onları destekleyen işgalci ülkelerledir. Aynen bir dönem Türkiye’nin PKK ile mücadelesinde olduğu gibi…
Suriye İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarının doğru olduğunu sadece biz teyit etmiyoruz. Geçtiğimiz ay Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesinde uzunca röportajı yayınlanan Arap Dünyası Uzmanı Fransız Akademisyen Pierre Piccinin’in de anlattıkları Suriye İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarıyla birebir örtüşmektedir.
Lütfen gerçekleri doğru kaynaklardan öğrenelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025