Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, güçlü, zengin ve makam sahibi olanların haklı kabul edildiği, zayıf olanların ise hakkına ulaşamadığı bir dünya.
"Büyük balık küçük balığı yutar" zihniyetinden kaynaklı bir bakış açısı olursa, sonuçta ne beklenebilir ki?
Bugün dünyada hakim olan ve yüz yıllardır da dünya insanlığının sömürülmesine neden olan kapitalizm ve küreselleşme mantığının temelinde de bu yanlış temel bakış açısı yok mudur?
Güncel örneklerle bu konuyu detaylandırmaya çalışalım.
ABD Başkanı Donald Trump, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) yaptırım kararı aldı ve bununla ilgili kararnameyi imzaladı. Nedeni de, UCM'nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gollant için Gazze'de yaptıkları soykırım sebebiyle tutuklama kararı çıkarmasıydı.
Trump, mahkemenin ABD ve müttefiklerini gayrimeşru şekilde hedef aldığını savundu. İsrail Başbakanı Netanyahu'ya savaş suçu işlediği gerekçesiyle çıkarılan tutuklama kararını kabul etmediklerini belirten Trump, şu ifadeleri kullandı:
"UCM, meşru bir dayanağı olmaksızın, ABD ve İsrail de dahil olmak üzere bazı müttefiklerinin personeli üzerinde yargı yetkisi iddia etmiş ve ön soruşturmalar açmıştır; ayrıca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı hedef alan asılsız tutuklama kararları çıkartarak yetkisini kötüye kullanmıştır.
Her iki ülke de Roma Statüsü'ne taraf veya UCM üyesi olmadığı için UCM'nin ABD veya İsrail üzerinde herhangi bir yargı yetkisi bulunmamaktadır."
Yaptırım kararnamesiyle, UCM yetkililerinin Amerikan vizeleri ve ABD'de finansal işlem yapmaları bloke edildi.
Şu işe bakın, İsrail 7 Ekim 2023'ten itibaren Gazze'de taş üstünde taş bırakmadı, okulları, hastaneleri, binaları, mülteci kamplarını, camileri, kiliseleri, BM tesislerini yerle bir etti, yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşan 50 bine yakın masum insanı acımasızca, en vahşi bir şekilde katletti, Gazze'yi, Batı Şeria'yı, Kudüs'ü işgal etti, şimdilerde de ilhak etmeye hazırlanıyor ve daha niceleri; ama UCM bu zulümleri yapanlara bir ceza verince de ona yaptırım kararı alınıyor.
Mantık ne? ABD diyor ki, "Ben güçlüyüm, dünyada benim hukukum geçerli, ben ne dersem o olur." Bu mantıkla dünyada herhangi bir adalet sağlanması mümkün mü? Elbette ki hayır. Ama hatırlatalım; zulümle asla payidar olunmaz.
Sosyal Devlet Milli Devlet tezinin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, adaleti şöyle tanımlardı: "Haklıya hakkını vermek, haksıza haddini bildirmek."
Kısa, öz ve mükemmel bir tanım. Eğer bu bakış açıcıyla ülkeler ve genel olarak da dünya yönetilse, savaşlar, haksızlıklar, hukuksuzluklar bir anda biter ve her tarafa adalet hakim olur.
Trump'ın bu adaletsiz kararına dünya ülkelerinden ciddi tepkiler yükseldi.
Örneğin, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) bağımsızlık ve tarafsızlığını vurgulayarak, yaptırım uygulanmasının uluslararası adalet sistemini bir bütün olarak zayıflatacağını bildirdi.
Tabi, AB ülkelerinin ve tepki gösteren diğer ülkelerin kendilerini de iyi muhasebe etmeleri gerekiyor. İsrail'in Gazze katliamına Avrupa ülkeleri de destek sağladı ya da görmezden geldi. Yapılan zulümlere ve adaletsizliklere göz yumulduğu zaman, eninde sonunda o zulüm ve adaletsizlikler gelir sizi de bulur.
Bu arada, Trump'lı ABD'den tam destek alan İsrail'in yetkilileri pervasızca açıklamalar yapmaya devam ediyor.
Malum, Suudi Arabistan, İsrail ile normalleşme anlaşmasının en temel şartı olarak Filistin devletinin kurulması gerektiğini vurgulamıştı. Hatta Trump, "Gazze'yi devralacağız, Amerikan askerlerini Gazze'de konuşlandıracağız" açıklamalarını yapınca, Suudlu yetkililer normalleşme görüşmelerini askıya aldıklarını belirtmişti.
İsrail Başkanı Netanyahu, Suudi Arabistan'ın bu duruşuna oldukça küstah bir cevap verdi, "Filistin devleti istiyorlarsa Suudi Arabistan'da kurabilirler. (Suudi Arabistan) Geniş topraklara sahipler" dedi.
Filistin devletinin kurulmasını kabul etmeyeceğini dile getiren Netanyahu, "Filistin devletinin kurulmasının Hamas'a zafer, İsrail'e ise yenilgi olacağını" savundu.
Aslında Ortadoğu'ya barış gelmesini gerçekten istiyorsak bunun çok kesin bir çözümü var; hani ABD hep İsrail'in hamiliğini yapıyor, her türlü askeri, siyasi ve diplomatik desteği veriyor, İsrail aleyhindeki kararları veto ediyor ya, eğer İsrail konusunda bu kadar samimilerse, ABD topraklarının bir bölümünü İsrail devletine açsınlar, nasıl olsa çok geniş toprakları var!
Ortadoğu'da asırlardır süregelen kan ve göz yaşının asıl sebebi önce İngilizlerdi, şimdi ABD-İsrail ikilisi. Sorunun çözümü de belli.
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025