İsrail'in tüm dünyanın gözleri önünde Gazze'de gerçekleştirdiği katliama bir ateşkes molası verildi ama o da pamuk ipliğine bağlı. Neden mi? Çünkü ateşkesin denetimini ABD'li özel güvenlik şirketleri yapacakmış! Sanki Gazze'de 47 bin masum sivilin zalimce öldürülmesinden ABD hiç sorumlu değilmiş gibi.
Gazze'yi yerle bir eden, açık mezarlığa dönüştüren o bombaları, ağır silahları veren, BM bile İsrail soykırım yapıyor derken vetosuyla soykırımın devamını temin eden ABD mi ateşkesi denetleyecek?
Üstelik bu ABD özel güvenlik şirketlerinin marifetlerini biz daha önce Irak'tan biliyoruz. Bunlardan biri olan Black Water'ın yaptığı zulüm hala hatıralarda.
ABD'li güvenlik şirketlerinin, Hamas ile İsrail arasında sağlanan ve 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesi denetlemek üzere görevlendirildiği ve Gazze'ye gönderileceği haberi, Amerikan New York Times (NYT) gazetesi tarafından servis edildi. Gazete bu iddiasını 4 ABD'li yetkiliye dayandırıyor.
Habere göre güvenlik şirketleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden güneyine geçenlerin silah taşıyıp taşımadığını kontrol etmek üzere görevlendirildi.
Şirketlerin, Gazze Şeridi'ni kuzey güney yönünde ikiye bölen Netzarim Koridoru'na konuşlanarak Filistinlileri taşıyan araçlarda silah araması yapacağı belirtildi. Ateşkes anlaşmasının eklerinden birine göre, bu hafta sonu Gazzelilerin kuzeye dönmesine izin verilecek ve özel güvenlik şirketleri cumartesi gününden itibaren kuzeye giden araçları kontrol etmeye başlayacak.
Haberde, görevlendirilen şirketlerden birinin "Safe Reach Solutions" olduğu iddia edildi. Safe Reach Solutions şirketinin internet sayfasının 2025'te oluşturulması, faaliyet, finansman ve personeli hakkında bilgi paylaşılmaması ve sosyal medya hesaplarından hiç paylaşım yapılmamış olması da dikkati çekti.
Haberde, ABD'li yetkililerin, İsrail'in, söz konusu özel güvenlik şirketlerinin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler tarafından desteklenen ve gelecekte Gazze'yi yönetmesi planlanan uluslararası bir gücün çekirdeğini oluşturması düşünülüyor. Yani güvenlik gerekçesiyle ABD'nin silahlı unsurları bölgeye yerleştiriliyor. Bu süreçte bölgenin yakın bir gelecekte Filistinlilere yar olmayacağı açık görünüyor. BOP ve büyük İsrail projesi adım adım işliyor.
Gazze'de ateşkes gerekçesiyle "şimdilik" silahlar sustu ama İsrail hiç rahat durur mu, bu sefer katliamlarını Batı Şeria'ya kaydırdı, ayrıca Lübnan topraklarında da hareketlilik var.
Gazze'deki ateşkese şimdilik dedim, çünkü Haaretz gazetesine göre, İsrail Bölgesel İşbirliği Bakanı David Amsalem, Tel Aviv ile Hamas arasında varılan ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmeyeceğini söyledi.
Amsalem, "İsrail, (anlaşmanın) ilk aşaması tamamlandıktan sonra savaşı kararlı bir şekilde yeniden başlatacak ve ikinci aşamaya geçmeyecek" ifadesini kullandı.
İsrail, Batı Şeria'ya yönelik 5 gündür sürdürdüğü saldırılarını giderek yoğunlaştırıyor. Cenin Mülteci Kampı'nda saldırılar sonucu onlarca Filistinli öldü ve onlarcası da yaralandı. Batı Şeria, hızla Gazze'ye dönüyor. İsrail ordusuna ait buldozerler de beş gündür kamptaki altyapıyı ve dükkanları tahrip ediyor.
İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin kentine başlattığı saldırılara "Demir Duvar" adını verdi.
İsrail ordusunun ayrıca Cenin'de su, elektrik ile iletişim altyapısına zarar vererek kesintiye yol açtığı ve bölgedeki evleri yıktığı belirtildi.
Ve Lübnan… İsrail, güney Lübnan'dan çekilme sürecini uzatıyor. Ateşkes anlaşmasına uymayan Tel Aviv yönetimi, gerekçe olarak Hizbullah'ın ihlallerini ve güvenlik endişelerini gösteriyor. Lübnan-İsrail sınırındaki kırılgan ateşkes, her geçen gün daha da kırılgan bir hale geliyor.
İsrail ordusu, güney Lübnan'dan çekilmesini tamamlaması için belirlenen sürenin dolmasına saatler kala, bu süreye uymayı reddetti. Yetkililer, çekilmenin planlanan ateşkes anlaşmasında öngörülen zaman diliminde tamamlanamayacağını açıkladı. İsrail Hükümeti'nin Dışişleri ve Savunma Komitesi üyeleriyle kapalı bir oturumda bir araya gelen askeri yetkililer, ordunun tam çekilmeyi gerçekleştiremeyeceğini bildirdi.
İsrail, şu ana kadar yalnızca iki Lübnan köyünden çekildi ve halen yaklaşık 60 köyde asker bulunduruyor. Bu bölgelerde yaşayan nüfusun evlerine geri dönüşüne izin verilmiyor. 'Güvenlik kaygılarını' öne süren İsrail hükümeti, kalan bölgelerde askerlerin varlığını sürdürmesi gerektiği konusunda ısrarcı bir tutum sergiliyor.
Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, İsrail arzı mevut çerçevesinde yayılmacı işgal politikalarını devam ettirdikçe, ABD de güvenliğiniz bana emanet örtüsüyle adım adım BOP'unu hayata geçirdikçe Ortadoğu'da asla kan ve gözyaşı durmayacak.
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025
- Türk’ün düşmanı, Kürt’ün katili ile ‘barış süreci’ / 18.01.2025
- Gazze’de ateşkes muamması / 17.01.2025
- Bugün yaşanan süreci 10 yıl önceden öngördü / 15.01.2025
- Birliğimiz ve üniter yapımız tehlikede! / 14.01.2025
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025
- Suriye’de tuzak kokusu var, aman dikkat! / 10.01.2025