Suriye'nin geçiş dönemi cumhurbaşkanı olan Ahmed Şara, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetiyle dün Türkiye'ye geldi ve görüşme Beştepe'de gerçekleştirildi.
Ahmed Şara ilk yurt dışı ziyaretini önceki gün Suudi Arabistan'a yapmıştı ve Riyad'da Muhammed bin Salman ile görüşmüştü. Ankara'ya yaptığı ise ziyaret ise ikinci yurt dışı ziyareti oluyor.
Yapılan resmi açıklamalarda bu görüşmede, Suriye'deki gelişmelerin bütün boyutlarıyla ele alındığı, ekonomik ve siyasi ilişkiler, Suriye'nin yeniden inşası ve güvenliğin tesisi için iki ülke tarafından atılacak ortak adımların değerlendirildiği belirtildi. Elbette ki yapılan açıklamalardan değil de, sonraki süreçte ortaya konulan icraatlardan tam olarak hangi konularda anlaşıldığı ortaya çıkar.
Az çok öngörebilmek için Suriye'deki son gelişmelere bir bakalım.
Ahmed Şara'nın liderliğini yürüttüğü yeni Suriye yönetimi, ülkedeki tüm silahlı grupların orduya katılımını ve toprak bütünlüğünü talep ediyor.
Suriye'deki iç savaşın başlamasından bu yana ABD'nin desteğini alarak güç kazanan terör örgütü PYD/YPG, güncel adıyla Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ise, silahlı güçlerinin dağılmamasını istiyor ve özerklik talep ediyor.
Her iki taraftan yapılan açıklamalar gerilimin artarak devam ettiğini gösteriyor.
Nihayetinde belli koşullarda anlaşılır mı, yoksa olay bir çatışma boyutuna mı dönüşür, bunu zaman gösterecek. Ama şu bir gerçek; bölgedeki yeni yapılanma ABD ve İsrail ikilisinden bağımsız olmayacak.
Terör örgütü PKK/YPG'nin Suriye'deki sözde sivil yönetiminin dış ilişkiler sorumlusu İlham Ahmed, Şam'daki yapılanma şeklinin iç savaşa yol açabileceğini iddia ederek, İsrail'den destek istedi.
İsrail merkezli The Jerusalem Post gazetesine konuşan Ahmed, Suriye'deki birçok bölge ve kesimin kendi yönetimine sahip olduğunu öne sürerek, herkesin tek bir sistem altında toplanmasının "iç savaşa yol açacağını" belirtti. Ahmed, Heyet Tahrir Şam ve Suriye yönetimine yönelik yaptırımların kaldırılma hazırlıklarından da rahatsız olduklarını belirterek, Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin yeni Suriye ordusuna ancak özel statüyle katılabileceğini savundu.
"İsrail ve Yahudi halkı rol almadığı takdirde" Orta Doğu'da demokratik bir çözümün gerçekleşmeyeceğini iddia eden Ahmed, Suriye'deki sınır bölgelerinin güvenliği için "İsrail'in sürece dahil olması gerektiğini" öne sürdü.
İsrail ise, 8 Aralık'ta gerçekleşen rejim değişikliğinden bu yana Suriye'deki işgalini devam ettiriyor ve hatta bu işgali kalıcı hale getirmenin yollarını yapıyor.
ABD merkezli Washington Post'un elde ettiği uydu görüntülerine dayandırdığı haberine göre İsrail, işgal altındaki Golan Tepeleri'nde iki yeni askeri üs inşa ediyor.
Suriye'de işgal ettiği bölgelerde süresiz olarak kalacağını ifade eden İsrail, Suriye toprakları içerisinde askeri üsler kuruyor.
Uydu fotoğraflarında, İsrail tarafından inşa edilen üssün etrafının duvarlarla çevrili olduğu, içeride birden fazla bina ve askeri araç bulunduğu görülüyor.
İkinci üs ise ilk üssün yaklaşık sekiz kilometre güneyinde yer alıyor.
Bu bölgeler, 1974'te imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması kapsamında tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölge olarak tanımlanmıştı.
Yerel halk, bölgede konuşlanan İsrail askerleri sebebiyle endişe duyuyor. Görüntülerde, İsrail'in işgal ettiği toprakları yeni yollarla birleştirdiği tespit edildi.
Contested Grounds Savaş Araştırmaları platformu araştırmacılarından William Goodhind, ilk üssün gözlem amacıyla, ikincisinin ise bölgedeki yolların kontrolünü güçlendirmek için kullanılabileceğini ifade etti. Ayrıca temizlenmiş bir arazinin, üçüncü bir askeri üs için hazırlanıyor olabileceğini ekledi.
Suriye'nin yeni yönetiminde Savunma Bakanı olarak atanan Murhef Ebu Kasra, İsrail'in Suriye topraklarını işgalinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
"İsrail'in işgali, Suriye halkına karşı açık bir ihlaldir" diyen Ebu Kasra, Tel Aviv yönetimine Golan Tepeleri'nden çekilme çağrısında bulundu.
İsrail'in İran'la yaşadığı gerilime atıfta bulunarak, "Onları İran'dan kurtardık, şimdi Suriye topraklarından çekilmeleri gerekiyor" dedi.
Suriye'deki yeni yönetimin önünde en büyük engeller olarak, SDG'nin özerk bölge talepleri ve İsrail'in kalıcı işgali görünüyor. Ve mevcut koşullarda bu sorunları aşabilecek gibi görünmüyor.
Bu arada, Türkiye Gazetesi'nde Yılmaz Bilgen imzalı bir haberde, ilginç bir iddia ortaya atıldı; Türkiye'nin Suriye'de iki adet askeri üs kuracağı ifade edildi. Habere göre; Suriye'deki yeni yönetim, sınır güvenliğini sağlamak için Türkiye'den İHA, SİHA ve elektronik harp sistemleri talep etti; Ankara ve Şam arasında yürütülen askeri iş birliği çerçevesinde kritik adımlar atılmaya hazırlanıyor.
Erdoğan-Şara görüşmesinde bu konu konuşuldu mu şimdilik bilmiyoruz.
Yeni Suriye'de ciddi bir istikrarsızlık hakim. Çok yakın bir zamanda Fırat'ın doğusunda aynen Irak'taki Barzani yönetimi gibi özerk hale gelmiş bir SDG yapılanması görebiliriz.
Bu yaşanan gelişmeler elbette ki Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında gerçekleşiyor ve unutmayalım ki Türkiye de aynen Irak ve Suriye gibi BOP'un hedefinde.
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Hz. Fatıma edep, ölçü ve iman abidesidir / 22.01.2025
- ‘Söneriz diye üflediler, alev aldık’ / 21.01.2025