Global sermayenin hizmetkarları
İnsanın doğuştan gelen hakları vardır. İnsan için asıl olan bu hakları elde etme şansına sahip olmak değildir, asıl olan insanın sahip olduğu hakları yaşama hakkının olmasıdır. Yaşanamayan hak, insan hakkı değildir
04.02.2025 00:48:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
"İnsanın doğuştan gelen hakları vardır. İnsan için asıl olan bu hakları elde etme şansına sahip olmak değildir, asıl olan insanın sahip olduğu hakları yaşama hakkının olmasıdır. Yaşanamayan hak, insan hakkı değildir."
"Mademki her insan eşit doğar, öyleyse hayat içerisinde bu eşitliğin bireylere tanınması gerekir. Zengin aile çocuğu ile fakir aile çocuğu arasında, bakan-vekil çocuğu ile hamal çocuğu arasında şayet toplumsal yaşam içerisinde fırsat eşitliği açısından bir fark olmaz ise, işte o zaman hürriyeti toplumun bütün fertleri yaşıyor demektir."
Serbestlik özgürlük değildir
"İnsanı diğer varlıklardan ayıran özelliği, onun irade sahibi olmasıdır. İnsan gönüldür. İnsanın iç dünyasında, gönül dünyasında birbirine zıt duygular bulunmaktadır. Bu duygular içerisinde tercih kullanabilme gücüde insana aittir…
Serbestlik, özgürlük değildir. Özgürlük, insanın tercihlerini cömertlikten, merhametten, adaletten vb. duygulardan yana kullanacak seviyeye gelmesidir… Liberal-Kapitalist düşünce insanı tanımadığı için serbestlikle, özgürlüğü birbirine karıştırmaktadır.
Kapitalizm insan tarifi
Kapitalizm insan tarifi, "en az emek ile en çok kar sağlayan akıl sahibi varlıktır". Bu insan sadece kendini düşünür, sadece kendisi için yaşar. İhtiyaçları sınırsızdır. Kaynakları sınırlı kabul edilen bu insanın gözü açtır. Sömürücüdür ve yalnızca güçlünün ayakta kalabildiğine inanır.
Liberal ahlaka sahip insan, sınırsız bir hürriyetin gerekliliğine inanır. Liberal felsefenin sloganı şudur; bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler…"
Paranın tekelleşmesi
Liberal-Kapitalist sistemin doğal sonucu olarak dünya halklarının geliri belli ellerde toplanmaya başlayınca, insanlar en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayacak gelirden mahrum kalmaktadırlar.
Dünya genelindeki bu -tüketim yönlü daralma- yüzünden 'pazar probleminin' oluşması kaçınılmazdır. Elbette yeterli pazarın olmadığı yerde üretim artışından ve büyümeden bahsetmekte mümkün değildir…
En değerli doğal kaynaklara sahip ülkeler bu kaynaklarını birkaç global firmaya devrettikleri için en fakir ülkeler olarak karşımızda durmaktadırlar…"
Global sermayenin hizmetkarları
"Bugün dünyanın birçok köşesinde insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, dini özgürlükler, kültür araştırmaları vb. kuruluş ve sivil toplum örgütleri, fikir üretim merkezleri maalesef yabancı odaklardan aldıkları paralar ile o ülkelerin ve global sermayenin çıkarlarına hizmet etmektedirler.
Proje adı altında yabancı ülkelerden alınan para, yerli ülkelerin çıkarlarına hizmet edileceği iddiası akla uygun gelmemektedir. Hiçbir ülke ve devlet kendi toplumsal gelişimine katkıda bulunacak çalışmalar için başka ülkelerden gelen kaynaklara bel bağlayamaz.
Global sermaye sahipleri, kalkınmakta olan ülkelere borç verirken bile bunun geri ödenmesinde en yüksek oranda faizini isterken, gelişmekte olan ülkelerin sivil toplum örgütlerine, toplumsal gelişim sağlanması için karşılıksız, hem de çok kez para verildiğine inanmak hiç mümkün değildir…
Demokrasi
Demokrasi milletin iradesinin üstünlüğünü esas aldığına göre bu iradeyi engelleyecek ve yahut yönlendirecek hiçbir dış güce müsaade edilmeyecektir. Ancak o zaman millet kendi hür iradesi ile idareye yön verebilir. Ancak o zaman özgürlüklerden ve insan haklarından bahsedilebilir." (Prof. Dr. Haydar Baş'ın Sosyal Devlet-Milli Devlet eserinden derlenmiştir)
"Mademki her insan eşit doğar, öyleyse hayat içerisinde bu eşitliğin bireylere tanınması gerekir. Zengin aile çocuğu ile fakir aile çocuğu arasında, bakan-vekil çocuğu ile hamal çocuğu arasında şayet toplumsal yaşam içerisinde fırsat eşitliği açısından bir fark olmaz ise, işte o zaman hürriyeti toplumun bütün fertleri yaşıyor demektir."
Serbestlik özgürlük değildir
"İnsanı diğer varlıklardan ayıran özelliği, onun irade sahibi olmasıdır. İnsan gönüldür. İnsanın iç dünyasında, gönül dünyasında birbirine zıt duygular bulunmaktadır. Bu duygular içerisinde tercih kullanabilme gücüde insana aittir…
Serbestlik, özgürlük değildir. Özgürlük, insanın tercihlerini cömertlikten, merhametten, adaletten vb. duygulardan yana kullanacak seviyeye gelmesidir… Liberal-Kapitalist düşünce insanı tanımadığı için serbestlikle, özgürlüğü birbirine karıştırmaktadır.
Kapitalizm insan tarifi
Kapitalizm insan tarifi, "en az emek ile en çok kar sağlayan akıl sahibi varlıktır". Bu insan sadece kendini düşünür, sadece kendisi için yaşar. İhtiyaçları sınırsızdır. Kaynakları sınırlı kabul edilen bu insanın gözü açtır. Sömürücüdür ve yalnızca güçlünün ayakta kalabildiğine inanır.
Liberal ahlaka sahip insan, sınırsız bir hürriyetin gerekliliğine inanır. Liberal felsefenin sloganı şudur; bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler…"
Paranın tekelleşmesi
Liberal-Kapitalist sistemin doğal sonucu olarak dünya halklarının geliri belli ellerde toplanmaya başlayınca, insanlar en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayacak gelirden mahrum kalmaktadırlar.
Dünya genelindeki bu -tüketim yönlü daralma- yüzünden 'pazar probleminin' oluşması kaçınılmazdır. Elbette yeterli pazarın olmadığı yerde üretim artışından ve büyümeden bahsetmekte mümkün değildir…
En değerli doğal kaynaklara sahip ülkeler bu kaynaklarını birkaç global firmaya devrettikleri için en fakir ülkeler olarak karşımızda durmaktadırlar…"
Global sermayenin hizmetkarları
"Bugün dünyanın birçok köşesinde insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, dini özgürlükler, kültür araştırmaları vb. kuruluş ve sivil toplum örgütleri, fikir üretim merkezleri maalesef yabancı odaklardan aldıkları paralar ile o ülkelerin ve global sermayenin çıkarlarına hizmet etmektedirler.
Proje adı altında yabancı ülkelerden alınan para, yerli ülkelerin çıkarlarına hizmet edileceği iddiası akla uygun gelmemektedir. Hiçbir ülke ve devlet kendi toplumsal gelişimine katkıda bulunacak çalışmalar için başka ülkelerden gelen kaynaklara bel bağlayamaz.
Global sermaye sahipleri, kalkınmakta olan ülkelere borç verirken bile bunun geri ödenmesinde en yüksek oranda faizini isterken, gelişmekte olan ülkelerin sivil toplum örgütlerine, toplumsal gelişim sağlanması için karşılıksız, hem de çok kez para verildiğine inanmak hiç mümkün değildir…
Demokrasi
Demokrasi milletin iradesinin üstünlüğünü esas aldığına göre bu iradeyi engelleyecek ve yahut yönlendirecek hiçbir dış güce müsaade edilmeyecektir. Ancak o zaman millet kendi hür iradesi ile idareye yön verebilir. Ancak o zaman özgürlüklerden ve insan haklarından bahsedilebilir." (Prof. Dr. Haydar Baş'ın Sosyal Devlet-Milli Devlet eserinden derlenmiştir)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.