Evet, 6 Şubat yaklaşırken iktidar partisi hummalı bir çalışma içerisinde. Sayın Erdoğan meydanlarda, bu büyük afette nasıl rol aldıklarını, vatandaşımıza nasıl sahiplendiklerini, neler neler yaptıklarını anlatıyor.
Şehircilik Bakanı ve AKP'nin ağır topları afet bölgesinde ev ziyaretleri gerçekleştiriyor. Medya anlatılanları şişirdikçe şişiriyor. Yani bildik APK siyaseti yine yayında.
Peki, ne olmuştu 6 Şubat'ta?
Özetle 99 depreminde, 'devlet başını 3 gün çıkaramadı' deyip, hükümeti istifaya davet edenler 6 Şubat depremlerinde başlarını dışarı çıkaramadılar.
Bu tip cümleleri kurup, 'devlet (hükümet) nerede, diyenleri ise 'not aldık' diye tehdit ettiler.
Kısaca bir hatırlayalım
Kahramanmaraş civarında büyük bir depremin beklendiğini bilim insanları yıllardır söylüyordu.
Prof. Dr. Naci Görür afetin yaşandığı yıl ısrarla bölgeye dikkat çeken açıklamalar yapmış en son Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak 3 gün önce uyarı yapmıştı.
Daha sonra öğrendik ki, Hollandalı araştırmacı Frank Hoogerbeets 3 Şubat'ta merkez üssünü Hatay olarak gösteren bir haritayı X hesabından paylaşarak, bu bölgede yaklaşık 7,5 büyüklüğünde bir deprem yaşanacağı tahmininde bulunmuş.
Hatta AFAD deprem tatbikatında Kahramanmaraş'ı pilot bölge olarak seçmişti.
Ve afet
11 ilimiz yıkılmıştı. Sayın Erdoğan'dan ise ancak 25 saat sonra ses gelmişti: 'Böyle bir felakete hazırlıklı olmanın mümkün olmadığını' dile getirmiş, ardından da 'bunlar kader planının içerisinde olan şeyler' demişti.
Devlet Bahçeli ise 36 saat sonra sosyal medyadan mesaj yayınlamış, 9'cu gün kameralar tarafından görülmüş, 15'ci günde Sayın Erdoğan ile birlikte deprem bölgesine gitmişti.
Büyük bir afetti. Feryatlar ise afetten daha büyüktü. 99 depreminde yerin üstünden, 'sesimi duyan var mı' cümleleri yankılanırken 2023'te enkaz altlarında 'sesimi duyan var mı' sesleri karşılıksız kalıyordu.
AFAD bölgede tatbikat yapmıştı ama ortada ne yeterli çadır, battaniye, portatif tuvalet, soba gibi acil ihtiyaçlar, ne de ekipler vardı!
Asker bile sahaya çıkarılmamıştı. Kamuoyunun isyanı ile asker 24 saatin sonunda sahaya çıkmıştı. 3 gün ulaşılamayan yerler oldu.
Afet çok büyüktü. Hazırlık ise yoktu. İnsanların sevdiklerinin elini tutarak, sesini duyarak son nefeslerini veriyordu.
Enkaz başlarında ayrımcılık yapılıyordu. Bizzat enkaz kurtarma ekipleri ve yabancı kurtarma ekipleri, 'bir enkaza müdahale ederken gelen talimatla oradan ayrılıp başka yönlere sevk edildiklerini' itiraf ettiler. Yani afette adam seçtiler, adam kayırdılar.
Haberleşme sistemi yine çökmüştü. Enkaz altında tek iletişim internet ve sosyal medya idi. AKP hükümeti, enkaz altındakilere ulaşımı bile kısıtladı.
Afetzedelere çadır sattılar çadır. Medyaya yansıyınca, hiç utanmadan mazeret uydurup koltukta kaldılar.
Yahu! Zonguldak'ta 5 yüzden fazla madenci bölgeye gitmek hazırlanmıştı. Madencileri, muhalif parti organize ettiği için saatlerce için havalimanında beklettiler.
Depremin 28'ci günüydü ve hala çadır alamayan depremzedeler vardır ve çadır almak için müracaat kuyruğuna girmişlerdi.
Milletimiz ise seferber olmuştu. Valiliklere, devlet kurumlarına yardımlar yağıyordu.
Birileri gelen yardımları koliliyor, kolilere AKP amblemi yapıştırıyordu. Yola çıkan tırlara AKP afişleri asılmıştı.
Hükümet hem aciz kalmış hem de güvenirliliğini yitirmişti. İnsanımız özel yardım kuruluşlarına yönelmişti. Onları bile tehdit ettiler.
Oy oranlarına göre yardım dağıtılması ise vatandaşı çileden çıkardı. Protesto edilen bakanlar, vatandaşı tehdit etti.
Birçok kamu görevlisinin ve belediyenin yardımları stoklaması ahlaksızlıktı ama mazeret buldular.
İsrail'in yardımlarına kapıları açan AKP, HDP'nin yardım tırlarının bölgeye girmesine izin vermedi.
AKP iktidarının fay hattı üzerine yandaşlarına havalimanı yaptırdığı ortaya çıktı. Çöken havalimanını, Mansur Yavaş kullanıma hazır hale getirdi. İktidar tahammül edemedi.
Bir de söz verdiler
'Not alıyoruz' gözdağı, tehditler ve soruşturmalar sonrasında vatandaştan 1 yıl zaman isteyip; "Amacımız bir yıl içinde 319 bin konut ve köy evini hak sahiplerine teslim etmektir. Toplamda konut sayısı 650 bini bulacaktır" sözünü verdiler.
2'ci yılın sonundayız, verdikleri sözü unutup, çıkıp dediler ki; "Söz verdiğimiz üzere 2024 yılı sonu itibarıyla deprem bölgemizdeki konutlarımızın %45'ini tamamladık…"
Ne diyelim?
Hesabım kalsın mahşere… Noktayı koyar giderim…
- Devlet Bahçeli’ye göre 'kimden cumhurbaşkanı olamaz' / 03.02.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025