İki gündür, 'Rahatlamak için Devlet Bahçeli'yi okuyorum' demiştim. Bugün Sayın Bahçeli'ye göre kim, cumhurbaşkanı olamaz, sorusunun cevabını yine Sayın Bahçeli'nin tespitleriyle öğrenelim…
"AKP iktidarının on ikinci yılında Türkiye, kanunsuzluğun kol gezdiği, vurgun ve hırsızlığın prim yaptığı yolsuzluklar ülkesi haline getirilmiş, namuslu insanlarımız yoksulluk, ümitsizlik ve korkuya terkedilmiştir.
Erdoğan'ın çürümekte olan siyasi ömrünü biraz daha uzatabilmek için her türlü ayak oyununu göze alabilecek ahlaki zafiyete tenezzül edeceği bütün çıplaklığı ile görülmektedir.
İçte, inançları istismar ile mazlum ve mağdur rolü; dışta teslimiyet üzerine kurgulanan sanal AKP siyaseti sona yaklaşmakta, geciken akıbetine doğru yuvarlanmaktadır.
Alnında 17-25 Aralığın çıkmayacak lekesi duran, kalbinde kin ve nefretin derinlere kazınmış izi bulunan, Cumhuriyet'in kurum ve kurallarına yapmadığı kötülük kalmayan Erdoğan şimdi cumhura baş olmak için yola çıkmıştır.
Başörtüsü konusunu bir istismar aracı olarak siyaset borsasına taşıyanlardan ve Cumhurbaşkanı seçimi sürecinin malzemesi olarak kullanmaya çalışanlardan Cumhurbaşkanı olmaz dedik.
Türkiye'yi kutuplaştırandan, milleti 36 etnik parçaya ayırandan Cumhurbaşkanı olmaz dedik.
Şehitlerin vebalini ve kanını taşıyan bebek katiliyle müzakere yapandan, teröristlere kucak açandan Cumhurbaşkanı olmaz dedik.
Hukuka saldırandan, adaletten kaçandan, rüşvetçilere ve hırsızlara kol kanat gerenden Cumhurbaşkanı olmaz dedik.
Villalara balya balya dolar yığandan, kamu arazilerini zimmetine geçirenden, evdeki parayı sıfırlarken haysiyet ve inandırıcılığını da sıfıra düşürenden Cumhurbaşkanı olmaz dedik.
TSK'ya kumpas kurandan başkomutan olmaz diye seslendik.
Türklüğü reddeden, TC'yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkârcıdan Türkiye'ye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olamayacaktır diyerek sarsılmaz duruşumuzu gösterdik.
Ve daha ileri giderek; siyasi görüşü, fikri aidiyeti, mezhebi ve yöresi ne olursa olsun, ister AKP'li, ister MHP'li, isterse de CHP'li olsun her vatan evladı Cumhurbaşkanı olabilir, ne var ki Recep Tayyip Erdoğan olamaz, milletin terazisi bu sıkleti çekmez uyarısında bulunduk.
Bugün de aynı görüşteyiz, bugün de aynı kararlılıktayız ve aynı noktadayız.
Hem Cumhurbaşkanı hem de bu kutlu göreve aday olan şahısların tertemiz bir maziden gelmesi bize göre tartışma götürmez ön şarttır.
Başbakan Erdoğan'ın sırtında 17-25 Aralığın kaldırılamayacak yükü vardır.
Başbakan Erdoğan'ın geçmişine haram, hıyanet ve hezimet hâkimdir.
İktidar yıllarında işlemiş olduğu onca Anayasa suçu, vatan ve millet muhalifliğiyle kabarmış işbirlikçi bir sicili bulunmaktadır.
Bu itibarla Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması şöyle dursun; adaylığı bile gayri meşru, gayri hukuki ve gayri ahlakidir.
Başbakan siyasetini kavga ve inkara çivilemiştir.
Bu şahsiyet için kendisinden başka her şey boş ve asılsızdır.
Bu kibir ve haset yuvası için kendisi dışındaki herkes gereksiz ve lüzumsuzdur.
Diktatör
Tarihteki tüm diktatörlerin ortak özellikleri Başbakan'da toplanmış, vücut bulmuştur. Sanki Hitler'in ruhu Başbakan'a nüfuz etmiştir.
Saddam, Mübarek, Kaddafi, Franko, Salazar, Mussollini, Güney Amerika ve Doğu Asya ülkelerini kasıp kavuran zalimler Başbakan'a nefes vermiş, damarında akan kan, beyninde dolaşan fikir olmuşlardır.
İşte bu yüzden Başbakan Erdoğan cumhura baş olmayı baştan kaybetmiştir.
Türkiye jeopolitikten kaynaklanan yarılma, çakılma ve çok büyük stratejik tehditle yüz yüzedir.
Başbakan Erdoğan Türkiye'nin tüm kırmızıçizgilerini yemiş yutmuştur.
Türk devletinin etrafında her gün yeni bir bayrak dalgalanmakta, her gün yeni bir skandal patlak vermektedir.
İsrail Başbakanı Netanyahu Kürdistan'ın kurulmasına açık çek vermiş, desteğini açıklamıştır.
Çünkü Barzani ve ailesi on yıllardır İsrail'in Irak'taki Truva atıdır.
ABD ve Avrupa Barzani'ye karşı sempatik ve hoşgörülüdür.
Büyük Ortadoğu Projesi hedeflerine birer birer ulaşmaktadır.
Komşu coğrafyaların haritaları yeniden çizilmenin sınırındadır.
Şu acıklı duruma bakınız ki, Kürdistan'ın doğumuna Başbakan ve hükümeti pişkince refakat etmekte, bekçilik yapmaktadır.
Erdoğan, İsrail'e Irak'ın kuzeyinden petrol ulaştırmakla kalmamış, aynı hedefte, aynı niyette buluşmuştur.
Figüran AKP ile ana aktör İsrail Kürdistan masasında söz kesmiş, fikir birliği sağlamış ve komşu coğrafyaların parçalanmasında mutabık kalmıştır.
Ramazan'ı idrak ettiğimiz şu günlerde Gazze'ye bomba yağdıran İsrail'e Başbakan'dan herhangi bir tepkinin hala gelmemesi boşuna değildir.
Çünkü Başbakan'ın İsrail düşmanlığı dönemsel ve ısmarlama bir mizansenin ve küresel senaryonun gereğidir.
Nihayetinde Başbakan'ı besleyen, büyüten ve palazlandıran ana kaynaklardan birisi de İsrail'dir.
Başbakan sonunda İsrail'in dizinin dibine çömelmiş, Barzani'nin piyonluğuna soyunmuştur.
Türkiye böyle giderse, Ortadoğu'nun karanlığı ve kanlı çekişmesi sınırlarımızdan içeri girecektir.
Recep Tayyip Erdoğan iktidarda kalırsa Türkiye kaybedecektir.
Ülkemizi bu noktaya, Başbakan Erdoğan'ın ve hükümetinin gelişmeler karşısında sergilediği acz, teslimiyet ve gaflet getirmiştir.
AKP hükümetinin siyasi hesapları maalesef kanlı terörü, küresel hesapları, bölgesel ayak oyunlarını yeniden hortlatmış ve bölücü hevesleri artırmıştır.
Bu kimliksiz zihniyet kin, nefret ve düşmanlık tohumlarının ekilmesine, milli birliğimiz ve kardeşliğimizin sarsılmasına, söndürülmüş bölücülüğün yeniden doğmasına neden olmuştur…" (Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yapmış olduğu basın toplantısı metninden 5 Temmuz 2014)
- Akıllı bir insan bilmediği bir şeyi inkâr eder mi? / 08.02.2025
- Adı ‘adalet’ soyadı ‘kalkınma’ / 07.02.2025
- 6 Şubat afeti sürpriz miydi? / 06.02.2025
- AKP 6 Şubat’a hazır / 05.02.2025
- Devlet Bahçeli’ye göre 'kimden cumhurbaşkanı olamaz' / 03.02.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025