Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, faiz konusunda, "Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Ben bu görevde olduğum sürece, faizle ve enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Faiz belasını kaldıracağız" ifadelerini kullandı.
Oysa Ak Parti iktidarıyla tanıştığı 2002 yılından bu yana Türkiye, yaklaşık 445 milyar dolar faiz ödemiş.
Gelir İdaresi Başkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2003'te 38.7 milyar dolar faiz ödeyen ülkemiz, 2004'te 39.7, 2005'te 33.9, 2006'da 32.1, 2007'de 37.1, 2008'de 39.9, 2009'da 34.1 ve 2010'da 32.2 milyar dolar faiz ödemiş.
2011-2018 yılları arasındaki 8 yılda ise toplamda 170.3 milyar dolarımız faize gitmiş.
2019'da 17.8 milyar dolar, 2020'de ise 19.4 milyar dolar faiz ödemişiz.
Kabaca bir hesapla Türkiye'nin bu yıl son iki yılın ortalaması kadar faiz ödeyeceğini varsayarsak 2021'de en az 19 milyar dolar faiz ödemesi yapılacak.
Bu yıl ki ödenecek tahmini faiz tutarını eklersek Türkiye'nin Ak Partili yıllarda toplam olarak 444.8 milyar dolar faiz ödemiş olduğu sonucuna ulaşıyoruz.
Yani 2003-2021 yılları arasında ülkemiz neredeyse yarım trilyon dolar faiz ödemiş.
Oysa Ak Parti hükümetlerinden önceki 1975-2002 yılları arasında genel kamu bütçesinden ülkemizin yaptığı toplam faiz ödemesi 253 milyar dolar olmuş.
Yani dün faizle savaşmaya devam edeceğini iddia eden Erdoğan'ın yönettiği hükümetler, 18 yılda kendilerinden önceki 27 yılda ödenen faizin neredeyse iki katı kadar faiz ödemesi yapmış.
Şimdi sormazlar mı Sayın Erdoğan'a 18 yılda faize en az 444 milyar dolar ödeyerek mi onunla savaştınız?
Yok, faizle savaşa yeni başlıyorsanız, neden 2002'de başlamadınız, 444 milyar dolar ödedikten sonra bunun için geç kalmadınız mı?
Aslında hepimiz farkındayız ki Erdoğan'ın 'faizle savaş' iddiası dayanaksız bir sözden ibarettir. Yalnızca Ak Parti'nin oylarında çoğunluğu oluşturan muhafazakâr seçmenin kulağına hoş gelecek, oylardaki erimenin önüne geçmek amacıyla dile getirilmiş bir söylemdir.
Çünkü yalnızda kapitalizmi değil, onun en vahşi olanını 18 yıldır uygulayan bir ülke, kapitalizmin üzerinde kurulduğu temel olan faize nasıl savaş açabilir?
Bu bindiğiniz dalı kesmekten başka bir şey değildir, bunu yapan için kesin sonuç tepetaklak düşmektir.
Yani faizden vazgeçilemez mi?
Elbette ki faizden vazgeçilebilir, ancak bugün yapıldığı gibi vahşi kapitalizmin kucağında otururken bu yapılamaz.
Merhum Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde ortaya koyduğu ekonomi formülleri, faizi gerçekten bitirmek isteyen herkes için büyük bir yol göstericidir.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Lideri Hüseyin Baş da bir süre önce yaptığı bir paylaşımda, "Ekonomimiz çıkmaza girmiştir. Bu sistemsel bir sıkıntıdır kişilerin değişmesi çözüm değildir sistemin değişmesi lazım" diyerek Milli Ekonomi Modeli'ne işaret etmişti.
Bu yüzden faizle savaş iddiasında olan siyasiler bu çıkışlarında samimiyseler, o faizi gerçekten rafa kaldıracak Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirecek adımlar atmak zorundadırlar.
Bu yapılmadan söylenen her söz boş bir iddia ve hamasetten ibarettir…
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024