1984'lü yıllarda kurulan terör örgütü PKK, aradan geçen 40 yılda sivil, asker, kadın, erkek, bebek, çocuk ayırt etmeden on binlerce canımızı katletti.
Bu kanlı örgütü 'terör örgütü' olarak Batılı ülkelere kabul ettirmek için Türkiye, yıllarda büyük uğraşlar verdi.
PKK kurulduktan ancak 13 yıl sonra, 1997'de ABD örgütü "Yabancı Terörist Organizasyonlar" listesine aldı.
Kanada 2002 yılında, Irak 2004 yılında, İran 2002 yılında, Avustralya 2005 yılında PKK'yı terörist örgütler listesine almıştır.
PKK, 2002 yılından beri de Avrupa Birliği'nin terör örgütleri listesinde yer almaktadır.
ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere terör örgütü diye kabul ettirmek için yıllarımızı harcadığımız PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'a hiç beklemediği yerden, hiç beklemediği bir çağrı geldi.
Malumunuz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önceki gün partisinin grup toplantısındaki konuşmasında, terörist başı Abdullah Öcalan'ı TBMM çatısı altında gelip konuşma yapmaya çağırdı.
Madem sonunda PKK'nın elebaşı Meclis'e davet edilecekti o zaman PKK'yı Batılı ülkelere terör örgütü olarak kabul ettirmek için Türkiye'nin yılları neden heba edilmiştir?
Bahçeli'nin çağrısından sonra Öcalan'ın gelip TBMM'de konuşması gerçekleşmese bile çok kritik bir eşik geri dönülemez bir şekilde aşılmıştır.
Türkiye'de milliyetçilik denildiğinde 'maalesef' ilk akla gelen MHP lideri Bahçeli'den böyle bir çağrı yapılması, talep yerine getirilmesi bile Türkiye'den çok şeyi alıp götürmüştür.
Bahçeli'nin bu çağrısı, Türkiye'nin PKK'yla 40 yıllık mücadelesini anlamsızlaştırmıştır ve verilen binlerce şehidin, katledilen evlatlarımızın kanını yerde bırakmıştır.
Maalesef Meclis'te temsil edilen neredeyse tüm partilerin desteklediği bu yeni süreç çok tehlikelidir, yakın gelecekte ülkemizin üniter yapısını yok edecek sonuçlar doğurabilecektir.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın internet sayfasında terörizm başlığı altında PKK'dan; "İran, Suriye ve Irak'ta PKK ile bağlantılı olan örgütler mevcuttur. Abdullah Öcalan'ın lideri olduğu KCK, PKK ile aynı örgüttür. KCK İran'da PJAK, Irak'ta Tavgari Azadi, Suriye'de de PYD/YPG olarak adlandırılmaktadır. PYD/YPG'nin PKK ile ilişkisi açıktır. PYD/YPG 2003 yılında PKK terör örgütünün kontrolü altında kurulmuş olup, iki terör örgütü, aynı lider kadrosu, örgütsel yapı, strateji, taktik, askeri yapı, propaganda araçları, mali kaynaklar ve eğitim kamplarını paylaşmaktadır" şeklinde bahsedilmektedir.
En doğru soruları Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş sormuştur.
Konuyla ilgili yaptığı açıklamada ilgililere, "Neymiş efendim Apo Meclis'te silah bıraktığını açıklayacakmış. Apo Meclis'te silah bıraktığını açıklayacak da YPG Suriye'nin kuzeyinde silah bıraktığını açıklayacak mı, Suriye'nin kuzeyindeki YPG bileşenleri silah bırakacak mı?" sorularını yönelten BTP lideri Baş, "Bakın bu mesele Apo'nun hapisten çıkarılması değil, bu mesele terörün bitirilmesi de değil, bu mesele PKK'nın silah bırakması da değil. Bu mesele Kuzey Suriye'de bir YPG devleti kurulması meselesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bunu tanıması meselesidir" dedi.
Görünen o ki, Irak'ın kuzeyindeki Barzani yapılanmasını besleyip palazlandırırken içerideki politikacılar marifetiyle Türkiye'nin reflekslerini nasıl yok ettilerse, şimdi de Suriye'nin kuzeyinde planlanan adımlar atılırken aynı yöntemle Türkiye'yi tepkisiz bırakacaklar.
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024