Sevgili Volkan Konak'ın ölüm haberi ile sarsıldık…
En sevdiği işi yaparken düştü kaldı. Koca gövdesine sığmayan kalbi sonunda olana bitene dayanamadı.
Bazı ölümler güzeldir. Neden bilir misiniz? Sevdiğiniz işi yaparken sahnede hayata veda etmek herkese nasip olmaz.
Kahrından ekmek sırasında ölen, vatanı savunurken düşman kurşununa göğsünü siper ederek şehit olan, hastanede hastasını kurtarmaya çalışırken kaptığı virüs yüzünden hayata veda eden, öğrencilerine kendini siper ederek terör kurbanı olan öğretmenlerimizin, elinde çantası bir hastasına giderken karda donarak yaşama gözlerini yuman ebenin ve daha nicelerinin öykülerini biliyoruz.
Herkes hayat sahnesindeki görevini yerine getirirken bir şekilde göçüp gidiyor. Dünyada ki kısa misafirliği bir işe yarayanlara ne mutlu!
Sevgili Volkan Konak da insanlara yüreğinden seslendiği bir sırada düştü kaldı. Sahnenin tozuna teslim oldu. İmkân olsa da sorsak "mutlu ölüm" diyecekti…
Kim sever kim sevmez bilemem… Ama ben severdim.
Karadeniz'in mert, eğilmeyen, tok sözlü, herkes tarafından sevilen, çocukla çocuk, büyükle büyük olan, vatan sevgisini kana kana içen ve haykıran bir insan profili ile örnek oldu. Biliriz ki hayat sahnesinde iz bırakmak, dağ başında tek bir ağaç olmaya benzemez. Bir ormana ait olmak ancak diğerlerine benzememek marifettir.
Ulvi Uraz babamın arkadaşı idi. İstanbul'da bir prömiyerine gitmiştik. Salon hınç be hınç dolu idi. Sanıyorum gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım diye bir oyun sergiliyorlardı. Oyunda sahneye çıktığı anda öylesine bir alkış koptu ki, o günkü tiyatro adabına aykırı idi. Daha sonra kuliste kendisine "sizi çok seviyorlar" gibi bir söz etmiştim. Bana "Alkışlar benim koruyucu yeleğim" demişti. O yeleği kaybetmenin ne anlama geldiğini ben yıllar sonra öğrenmiştim.
Kazım Koyuncu'nun ölümünden sonra doğrusu Volkan Konak'ı kaybetmiş olmayı kabullenemiyorum. Onu canlı canlı dinlemek var iken sanaldan izlemek aynı tadı verir mi bilemem.
Güle, güle sevgili Volkan. Karadeniz'in dağları da dalgaları da sensiz öksüz kaldı…
Mekânın nur, sahnen gökyüzü olsun…
- Sessizlik… / 01.04.2025
- Bayramlık… / 28.03.2025
- Gelecek kaygısı… / 21.03.2025
- VEFA… / 19.03.2025
- Doğruları söylemek… / 14.10.2024
- Haydar Hoca'yı hatırlarken… / 06.08.2024
- Kıyılarda sorun büyük… / 05.08.2024
- Bir kral, bir prenses ve bir Demir Leydi / 28.07.2024
- Koca Nazım… / 04.06.2024