Beyni dinç tutmanın yolu dil öğrenmekten geçiyor
Yeni bir dil öğrenmenin, beyin sağlığını destekleyen güçlü bir bilişsel egzersiz olduğunu belirten uzmanlar, beynin farklı bölgeleri arasındaki etkileşimin, sinir ağlarının güçlenmesine ve bilişsel kapasitenin artmasına yardımcı olduğunu söylüyor.
01.04.2025 19:08:00 / Güncelleme: 01.04.2025 19:13:32
AHMET TURAN YİĞİT
AHMET TURAN YİĞİT





Bilişsel rezervin, beynin yaşlanma sürecinde ve nörolojik hastalıklara karşı dayanıklılığını belirleyen önemli bir faktör olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, "Yeni bir dil öğrenmek, beyin hücreleri arasındaki bağlantıları güçlendirerek bu rezervi artırır" dedi. İki veya daha fazla dil bilen bireylerde Alzheimer belirtilerinin ortalama 4-5 yıl daha geç ortaya çıktığını dile getiren Alp, dil öğrenme sürecinde özellikle konuşma pratiğinin, beyin hücreleri arasındaki bağlantıları güçlendirerek bilişsel kapasiteyi artırdığını vurguladı.
Bilişsel rezervin, beynin yaşlanma sürecinde ve nörolojik hastalıklara karşı dayanıklılığını belirleyen önemli bir faktör olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, "Yeni bir dil öğrenmek, beyin hücreleri arasındaki bağlantıları güçlendirerek bu rezervi artırır" dedi.
Bunama semptomları dil öğrenerek geciktirilebilir!
Bilimsel çalışmaların, iki veya daha fazla dil bilen bireylerde Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların belirtilerinin ortalama 4-5 yıl daha geç ortaya çıktığını gösterdiğini de sözlerine ekleyen Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, şunları söyledi: "Bunun temel nedeni, birden fazla dili aktif olarak kullanmanın beyin için sürekli bir bilişsel egzersiz niteliğinde olmasıdır. İki dilli bireylerin beyinlerinde, dil ile ilgili görevlerde daha fazla sinirsel aktivite gözlemlenir ve bu da beyin dokusunda hastalığa bağlı kayıplar yaşandığında telafi edici mekanizmaların devreye girmesine yardımcı olur. Dolayısıyla, yeni bir dil öğrenmek ve düzenli olarak kullanmak, beyin sağlığını koruma açısından önemli bir avantaj sağlayabilir. Yapılan araştırmalara göre, iki veya daha fazla dil bilen bireylerde bunama riski daha düşük olmasa bile, hastalığın semptomları çok daha geç ortaya çıkabilmektedir. Ancak burada unutulmaması gereken bir diğer nokta, dil öğrenmenin tek başına yeterli olmadığıdır. Beslenme, fiziksel aktivite ve sosyal etkileşim gibi faktörler de bilişsel sağlığı koruma açısından büyük önem taşır."
Konuşma pratiği, beyin için güçlü bir egzersiz!
Yeni bir dil öğrenmenin yaşı olmadığını ve ileri yaşlarda da bu sürece başlamanın, beynin bilişsel işlevlerini destekleyerek yaşlanma sürecini olumlu yönde etkileyebileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, "Dil öğrenme süreci, hafıza, dikkat ve problem çözme becerilerini geliştiren bir bilişsel egzersiz niteliğindedir. Yaş ilerledikçe öğrenme hızında bazı değişiklikler meydana gelse de, düzenli pratikle beynin yeni bilgileri işleme kapasitesi korunabilir. Bu süreç, aynı zamanda beyin hücreleri arasındaki bağlantıların güçlenmesine katkıda bulunarak yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi yavaşlatabilir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.