Gazze'de tüm insanlığın gözleri önünde, İslam coğrafyasının ise tam ortasında 1 yılda çoğu kadın ve çocuk en az 42 bin Müslümanı katleden ve buradaki vahşetine hız kesmeden devam eden İsrail, Lübnan'ı da Gazze haline getirmek için saldırılarını sürdürüyor.
İsrail'in 17 Eylül'de Lübnan'da binlerce çağrı cihazı ve telsize önceden yerleştirilen patlayıcılarla gerçekleştirdiği saldırı sonrasında Lübnan her geçen daha fazla hedef alınan bir ülke haline geldi.
Lübnan'ın en güçlü siyasi hareketi konumundaki Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah'ın şehit edilmesi sonrasında ise buralara yönelik saldırı daha da arttı.
Artık Lübnan'ın İsrail'e yakın bölgeleri değil, başkent Beyrut hedefte.
İsrail'İn önceki gün Beyrut şehir merkezine düzenlediği saldırılar sonucu iki bina yıkıldı. Saldırıda en az 22 kişi öldü, 117 kişi de yaralandı.
Her gün Gazze'den gelen katliam haberlerine artık Lübnan'da eklenmiş durumda.
Başta ABD olmak üzere hemen hemen tüm destekçilerinden 'savaşı Lübnan'a yayma' şeklinde uyarı alan İsrail, bu çağrıları kulak arkası etti.
Bunda her ne yaparsa yapsın ABD'nin, kimin başkan olacağından da bağımsız bir şekilde İsrail'i kayıtsız şartsız destekleyeceğinden emin olunmasının etkisi çok büyük.
Çünkü ABD'de kim başkan olursa olsun İsrail lobisinin beklentilerine ters düşmek gibi bir lüksü olamaz. İsrail bundan emin olmanın rahatlığıyla savaşı yaymak için elinden geleni ardına koymuyor.
İsrail'in Lübnan'ı hedef almasında, Gazze'dekine benzer bir şekilde sivillere bedel ödetmek amacı olduğu görülüyor.
İsrail ordusu genellikle insanları hava saldırılarından kaçınmalar için binaları veya mahalleleri boşaltmaları konusunda çoğunlukla geceleri uyarıyor.
Lübnan telekomünikasyon şirketinin başkanı İmad Kreidieh'e göre, İsrail 23 Eylül'de Lübnan'dı 80.000 kişini telefonuna yaklaşan hava saldırıları hakkında uyarılarda bulundu.
Çağrılar paniğe yol açtı. Okullar kapandı. İnsanlar işten erken eve koştu. Lübnan'da onlarca yıldır hava saldırılarının en ölümcül günü oldu ve 500'den fazla kişi öldü.
1 Ekim'de de İsrail, Güney Lübnan'daki 27 köyde yaşayan insanlara 'bölgeyi terk edin' uyarısı yaptı.
Bölgede şimdiye kadar çoğunluğu Hristiyan olan Ain Ebel köyü bombalanmadı, ancak sakinleri çoğunlukla Şii Müslümanlardan oluşan çevre köyler istisnasız bombalandı.
BM İnsan Hakları Birimi'nin verilerine göre de şu anda İsrail'in 'terk edin' uyarısı yaptığı alan büyüklüğü Lübnan topraklarının dörtte birine tekabül ediyor.
İsrail'in Lübnan'ı hedef alan bu saldırıları ve 'terk edin' uyarıları, özellikle Şii Müslümanları ülke içinde kuzeye doğru göç etmeye mecbur bırakmayı amaçlıyor.
Lübnan hükümetinden yapılan açıklamaya göre de saldırılar nedeniyle en az 1.2 milyon insan yerinden edilmiş durumda.
Lübnan'ın geçmişte birbirleriyle çatışmış gruplar arasında bölünmüş bir ülke olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu durum ülke içinde kışkırtılacak bir göç dalgasının bile ülkeyi hızla iç savaşa sürükleyebileceğinin de işareti.
Karadan Hizbullah mücahitlerine karşı varlık gösteremeyeceğini bile İsrail'in istediği de tam olarak bu.
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024