Hemen her gün Türkiye'nin ne kadar kötü duruma getirildiğini bir daha idrak etmemize sebep olacak yeni bir olay ortaya çıkıyor.
Her yeni cinayette, yolsuzlukta, hırsızlıkta, işlenene utanç verici suçlarda 'ülkenin çivisi çıktı' dedirtiyorlar bize.
Ancak artık bu nitelemeler çürümüşlüğün boyutlarını ortaya koymakta yetersiz kalıyor.
Yenidoğan çetesinin imza attığı cinayetler bu zincirin en vahşi halkası oldu.
Devam eden soruşturmada, şu anda 22'si tutuklu 47 şüpheli yer alıyor.
Gelen bilgilere göre soruşturma ilk olarak Mayıs 2023'te CİMER'e yapılan bir şikâyet üzerine başlıyor.
Ve olaya karışan hastanelerle ilgili ruhsat iptali kararları yeni yeni alınıyor. Dün soruşturmada adı geçen 9 hastanenin ruhsatları iptal edildi.
Durum Ekim 2024'e kadar geçen yaklaşık bir buçuk yıllık sürede hiçbir şey yapılmadığını ortaya koyuyor.
Çete, savcıyı tehdit edecek kadar cürete ve her türlü bilgiye sahip.
Büyük ihtimalle tehditlere pabuç bırakmayan kahraman savcımız, tehdit edilen ilk savdı da değildir.
Bundan önce kim bilir kaç savcıyı böyle tehditlerle sindirdiler?
Bebekleri katleden bir çete devletin denetleme mekanizmalarıyla değil de vatandaşların ihbarlarıyla tespit edilmesi de düşündürücü.
Vatandaşların şikâyet edemediği suçlar hiçbir zaman ortaya çıkmayacak mı?
Bu durum en ciddi ve etkili denetim mekanizması olması gereken sağlık sisteminde bile denetlemenin boş olduğunu gösteriyor.
Denetleme yok veya çok çok yetersiz ise yukarıda bahsettiğimiz çürümenin tüm alanlarda çok derinlere indiğinden kimsenin şüphesi olmasın. Zira yıllarca bebeklerin bile böyle katledilebildiği bir ülkede hiçbir şeye olmaz denilemez.
X'teki sosyal medya hesabından dün Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, "Yenidoğan çetesi 2 doktor 8-10 hemşire mi sadece? Bu işler bu ülkede sadece bu kadar mı? Sinekleri öldürmek yetmez, bataklığı kurutmak gerekiyor. Çöken sağlık sistemin ürettiği başka çeteler yok mu? Diyaliz çetesi yok mu? Yaşlı yoğun bakım çetesi yok mu? Kanser çetesi yok mu? İlaç çetesi yok mu?" ifadelerine yer verdiği dikkat çeken bir paylaşım yaptı.
Çok doğru. Sağlıktaki çeteleşme yenidoğan çetesiyle sınırlı olmadığı gibi çeteleşmenin olmadığı neredeyse hiçbir sektör yok.
Son olaylar adalet sisteminin ne kadar önemli olduğunu da göstermiştir.
Eğer tehdit edilen savcı geri adım atsaydı, belki de bu cinayetler daha yıllarca devam edecekti.
Suç ne kadar ayyuka çıkarsa çıksın adalet sistemini güçlü kıldığınız, yargı mensuplarını bağımsız ve tam yetkilerle donattığınız takdirde suçlular eninde sonunda hak ettiklerini bulacaklardır.
İktidar, adalet sistemini ve de mensuplarını başta politikacılar olmak üzere her türlü müdahaleden korunduğu bir ortam oluşturmalı.
Yoksa bebekler ölmeye, çeteler de savcıları tehdide devam eder…
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024