Hükümet sandığı savaşla dolduracak

Türkiye, Suriye savaş uçağını düşürmesiyle çok tartışmalı bir adım atmış oldu.Seçimlere günler kala, yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla büyük yara almış olan bir siyasetin attığı bu adımın böyle eleştirilmesi gayet doğal.Yaklaşık 1 kilometre Türk sınırlarını ihlal ettiği ifade edilen Suriye uçağının hızı hesaba katılırsa bu ihlalin 1 saniye bile sürmemiş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.Üstelik vurulan uçağın Suriye sınırları içerisine düşmüş olması uçağın geri dönüyor olduğunu da gösteriyor.Bütün işaretler Suriye uçağının düşürülmesinin askeri bir karardan çok siyasi bir karar olduğunu ortaya koyuyor. Genelkurmay'ın açıkladığı verilere göre Suriye'nin uçak ve helikopterlerle yaptığı taciz 4 ayda 42'yi bulmuş. Bu açıklamayla Suriye uçaklarının sık sık Türkiye hava sahasından geçerek sınırlarımızı taciz ettiği şeklinde yanlış bir kanıya kapılmak mümkün. Çünkü Genelkurmay, hükümetin değiştirdiği angajman kuralları gereği Suriye hava unsurlarının Türkiye sınırına yaklaşmalarını bile taciz olarak sayıyor.Genelkurmay'ın açıklaması şöyle: "24 Kasım 2013-24 Mart 2014 tarihleri arasında Suriye hava araçları 42 defa sınıra yaklaşarak Türkiye'yi taciz etti. Toplam da 55 hava aracının sınıra yaklaştığı bu dönemde Türk Hava Kuvvetleri'ne ait F-16'lar sınıra yönlendirilerek 'sınırımıza yaklaşıyorsunuz, geri dönün' uyarısı yapıldı."Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi Suriye uçaklarının sınıra yaklaşması taciz sayılıyor.Oysa Türkiye sınırına çok yakın bir bölgedeki terörist grupları bombalayan Suriye uçaklarının çoğu kendi ülke sınırları içerisinde hareket ediyor.Türkiye, 22 Haziran 2012'de bir Türk F-4'ün Akdeniz açıklarında Suriye tarafından vurularak düşürülmesi sonucu değiştirdiği 'Angajman kuralları' gereğince "güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak" şekilde Suriye'den Türkiye'ye doğru gelen her türlü askeri unsuru tehdit sayıyor.Türkiye, bu angajman kuralları gereği 16 Eylül 2013'te bir Suriye helikopterini düşürmüştü. Hükümet, özellikle de uçağın düşürülmesini seçimle ilişkilendirenleri ihanetle suçlayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu şu sorulara acilen cevap vermelidir:1- Suriye uçağı Türkiye için ne gibi bir "güvenlik riski ve tehlikesi" oluşturduğu için düşürülmüştür?"2- Sınıra yaklaşmak bir tehdit sayılıyorsa neden Genelkurmay'ın belirttiği 42 tacizi gerçekleştiren Suriye unsurları vurulmamıştır?Cemaatle kavga yetmedi mi?Angajman kurulları ne derse desin Türkiye, bu Suriye uçağını vurmayabilirdi. Üstelik düşürülen Suriye uçağı, Türkiye'nin sınırı dışındaki tek toprağı, Süleyman Şah Türbesi'ni de tehdit eden El Kaide bağlantılı terörist grupları bombalıyordu. Uçağın düşürülmesi emrini sadece Genelkurmay'ın verdiğini söylemek zor. Çünkü neredeyse hiç sesi çıkmayan Genelkurmay, böyle bir kararı asla vermez. Bu karar hükümetin onayıyla alınmıştır.30 Mart seçimlerini kendisi için hayat memat meselesi olarak gören ve içerideki cemaat-hükümet gerginliğinden yeterince parsa toplayamayacağını fark eden hükümet, Suriye uçağını düşürerek ateşlediği Türkiye-Suriye gerginliğiyle parsayı toplama niyetinde.İnşallah hükümetin hesabı şaşacak ve milletimiz kazanmak için her şeyi mubah gören mevcut siyasi anlayışa tarihi sillesini 30 Mart'ta vuracak?