AKP hükümetinin, "AB ham hayali" uğruna topraklarımızı ve yeraltı kaynaklarımızı yabancılara peşkeş çeken Maden, Köy ve Tapu yasalarından Müslüman mahallesinde mantar gibi 30 bini aşkın kilise ve kilise ev türeten İmar yasası değişikliklerine kadar onlarca vahim düzenlemeyi artık bilmeyenimiz kalmamıştır.
Bu kabil yasal düzenlemelerin yanı sıra Aralık ayı yaklaştıkça, Başbakan Tayip Erdoğan, iki hafta önce AB üyesi devletlere "politik rüşvet" olarak nitelendirilen "Yağma Hasan'ın böreğinden teklifler"le ziyaretler başlatmıştı hatırlarsanız.
Fransa'ya gitmişti ilk olarak.
Âlayı vâlâ ile çıkılan Fransa seferinden beklenen hasılat elde edilememişti. Buna rağmen kartel, şişirdikçe şişirmiş, sinekten AB yağı çıkartmıştı.
Başbakan Erdoğan Fransa'ya sunmadık teklif bırakmamıştı.
Fransa'dan şu kadar Airbus uçak alacağız?
3-5 tane nükleer santralin ihalesini size vereceğiz? teklifleri yapmıştı.
Otuz milyar doları aşkın bir "politik rüşvet paketi"ydi bu.
Buna rağmen Chirac başta olmak üzere Fransızlar, Fransız kalmıştı Erdoğan'ın AB hayaline.
Fakat kartel medyası bir çelimsiz yumurta için ortalığı "gıt gıdak"a veren tavuk gibi, dünyayı velveleye vermişti. Kartele göre Fransa tamamdı.
Milletimizin gözü böyle boyanmıştı.
Fransa, ham hayallerle gününü gün eden Türkiye'ye boyunun ölçüsünü BM de gösterdi.
BM Güvenlik Konseyi'nin dünyayı KKTC üzerindeki ambargoyu kaldırmaya çağıran bir karar alması girişimleri Fransa yüzünden sonuçsuz kaldı.
Bu arada Erdoğan'ın, Bush'un BOP'unun sözcüsü olarak İran'a gitmesine
içerlenen Rusya da, Fransa'nın safında yer aldı.
Böylece BM Güvenlik Konseyi'nin KKTC'ye yönelik ambargonun kaldırılması için güçlü bir çağrı yapmasını öngören bir karar alması ihtimali Rusya'nın ardından Fransa'nın da engellemesi üzerine rafa kalktı.
İşin ilginç yanı bu noktada Türkiye'nin, ne Fransa'ya, ne de Rusya'ya söyleyecek bir sözü var.
Fransa ve Rusya'ya bir şey söylendiğinde, AKP'ye demezler mi, siz Ankara olarak KKTC üniversitelerine kota koyarken bizden nasıl ambargo açılımı bekliyorsunuz?!
KKTC yetkilileri Ankara'ya doğru "Bizim gırtlağımıza bastınız, nefes borumuzu kestiniz, önkayıt engeli koydunuz, bu ne biçim ambargo!" diye feryadı basarken, siz KKTC'nin sesini duymuyorsunuz da, biz duymayınca niye hayıflanıyorsunuz demezler mi AKP'ye!
Yazık, Türkiye'ye ve KKTC'ye yazık!
Asırlardan beri bölgesinde ve dünyada, onuruyla ve şerefiyle canı pahasına dimdik ayakta duran bu aziz milletin beş paralık hale sokulmasına yazık!
Türkiye'yi Amerikanın kuyruğuna bağlayan AKP, aziz milletimizi hem bölgemizde ve hem de hem de dünyada beş paralık konuma sürüklüyor. Kendisi de Hıristiyanlığın altına sürükleniyor.
Mantar gibi türetilen kiliseler ve kilise evler, açılan Ruhban okulu bunun zaten somut göstergeleriydi.
AKP, Erdoğan'ın söylediğine göre MKYK'da oybirliğiyle alınan karar uyarınca "Hıristiyan demokrat grub"a tescilini yaptırıyor.
Milletimizin kimi basiretli kesimi, AKP'nin bu "Hıristiyan demokrat" sicilinin farkındaydı.
Farkında olmayanların şimdi boynu bükük, başı eğik.
AKP'lilerin giymedikleri cübbe, atmadıkları takla kalmadı, buna rağmen Türkiye ne AB'den, ne de ABD'den zerre kadar bir "hayır" gördü. Türkiye, onlardan bir hayır görmediği gibi Fransa'dan da, Rusya'dan da İran'dan da görmedi.
Devlet idaresini milli duruştan ve milli devlet politikalarından mahrum bırakan AKP, Türkiye'yi "yedi kocalı Hürmüz"e döndürdü.
Önceki koalisyonlar gibi AKP de kredisini bitirdi, nöbetini savurdu.
Türkiye'yi ise tam bitiremediler, tasfiye edemediler; çünkü Türkiye'nin Bağımsız Türkiye sevdalısı sahipleri dimdik ayaktalar...
AKP, Türkiye'den önce kendini bitirdi, bitiriyor.
Bu kabil yasal düzenlemelerin yanı sıra Aralık ayı yaklaştıkça, Başbakan Tayip Erdoğan, iki hafta önce AB üyesi devletlere "politik rüşvet" olarak nitelendirilen "Yağma Hasan'ın böreğinden teklifler"le ziyaretler başlatmıştı hatırlarsanız.
Fransa'ya gitmişti ilk olarak.
Âlayı vâlâ ile çıkılan Fransa seferinden beklenen hasılat elde edilememişti. Buna rağmen kartel, şişirdikçe şişirmiş, sinekten AB yağı çıkartmıştı.
Başbakan Erdoğan Fransa'ya sunmadık teklif bırakmamıştı.
Fransa'dan şu kadar Airbus uçak alacağız?
3-5 tane nükleer santralin ihalesini size vereceğiz? teklifleri yapmıştı.
Otuz milyar doları aşkın bir "politik rüşvet paketi"ydi bu.
Buna rağmen Chirac başta olmak üzere Fransızlar, Fransız kalmıştı Erdoğan'ın AB hayaline.
Fakat kartel medyası bir çelimsiz yumurta için ortalığı "gıt gıdak"a veren tavuk gibi, dünyayı velveleye vermişti. Kartele göre Fransa tamamdı.
Milletimizin gözü böyle boyanmıştı.
Fransa, ham hayallerle gününü gün eden Türkiye'ye boyunun ölçüsünü BM de gösterdi.
BM Güvenlik Konseyi'nin dünyayı KKTC üzerindeki ambargoyu kaldırmaya çağıran bir karar alması girişimleri Fransa yüzünden sonuçsuz kaldı.
Bu arada Erdoğan'ın, Bush'un BOP'unun sözcüsü olarak İran'a gitmesine
içerlenen Rusya da, Fransa'nın safında yer aldı.
Böylece BM Güvenlik Konseyi'nin KKTC'ye yönelik ambargonun kaldırılması için güçlü bir çağrı yapmasını öngören bir karar alması ihtimali Rusya'nın ardından Fransa'nın da engellemesi üzerine rafa kalktı.
İşin ilginç yanı bu noktada Türkiye'nin, ne Fransa'ya, ne de Rusya'ya söyleyecek bir sözü var.
Fransa ve Rusya'ya bir şey söylendiğinde, AKP'ye demezler mi, siz Ankara olarak KKTC üniversitelerine kota koyarken bizden nasıl ambargo açılımı bekliyorsunuz?!
KKTC yetkilileri Ankara'ya doğru "Bizim gırtlağımıza bastınız, nefes borumuzu kestiniz, önkayıt engeli koydunuz, bu ne biçim ambargo!" diye feryadı basarken, siz KKTC'nin sesini duymuyorsunuz da, biz duymayınca niye hayıflanıyorsunuz demezler mi AKP'ye!
Yazık, Türkiye'ye ve KKTC'ye yazık!
Asırlardan beri bölgesinde ve dünyada, onuruyla ve şerefiyle canı pahasına dimdik ayakta duran bu aziz milletin beş paralık hale sokulmasına yazık!
Türkiye'yi Amerikanın kuyruğuna bağlayan AKP, aziz milletimizi hem bölgemizde ve hem de hem de dünyada beş paralık konuma sürüklüyor. Kendisi de Hıristiyanlığın altına sürükleniyor.
Mantar gibi türetilen kiliseler ve kilise evler, açılan Ruhban okulu bunun zaten somut göstergeleriydi.
AKP, Erdoğan'ın söylediğine göre MKYK'da oybirliğiyle alınan karar uyarınca "Hıristiyan demokrat grub"a tescilini yaptırıyor.
Milletimizin kimi basiretli kesimi, AKP'nin bu "Hıristiyan demokrat" sicilinin farkındaydı.
Farkında olmayanların şimdi boynu bükük, başı eğik.
AKP'lilerin giymedikleri cübbe, atmadıkları takla kalmadı, buna rağmen Türkiye ne AB'den, ne de ABD'den zerre kadar bir "hayır" gördü. Türkiye, onlardan bir hayır görmediği gibi Fransa'dan da, Rusya'dan da İran'dan da görmedi.
Devlet idaresini milli duruştan ve milli devlet politikalarından mahrum bırakan AKP, Türkiye'yi "yedi kocalı Hürmüz"e döndürdü.
Önceki koalisyonlar gibi AKP de kredisini bitirdi, nöbetini savurdu.
Türkiye'yi ise tam bitiremediler, tasfiye edemediler; çünkü Türkiye'nin Bağımsız Türkiye sevdalısı sahipleri dimdik ayaktalar...
AKP, Türkiye'den önce kendini bitirdi, bitiriyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019