Türk tarihinde her bir ay, hatta her bir gün bir büyük destanı ve kahramanlığı bağrında barındırır.
Ancak Mart'tan Ağustos'a kadar uzanan aylar, Çanakkale destanından Lozan zaferine uzanan mücadele Türkiye Cumhuriyeti devletini inşa günleridir.Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletinin temellerinin atıldığıkongreler, savaşlar ve zafer günleridir.
Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongresi çalışmalarına göz atıldığında görülecektir ki, Gazi M. Kemal Atatürk ve arkadaşları, Lozan'ı Amasya'da, Erzurum ve Sivas'ta yazmaya başladılar.
Kongrelerdeki ve Milli Mücadele muharebelerindeki iman ve azimdir Lozan Antlaşması'na akseden kararlılık ve inanç…
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in 1000 sayfalık Hoş Geldin Atatürk eseri başucu kitabınız olsun, bu günlerde bir kez daha okuyun lütfen. Göreceksiniz, kongrelerdeki, Haçlı işgalcilerine karşı dişe diş muharebelerdeki ve ardından Lozan Antlaşması'yla taçlanmış Milli Mücadeledeki iman ve basirette, Ehl-i Beyt soylu Atatürk'te temerküz etmiş Ehl-i Beyt imanı, Hacı Bektaş nefesi ve İmam Ali'nin eli vardır.
30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi ile İtilaf devletlerine ve İngilizlere teslim olmuş Padişah, Sadrazam, Şeyhülislam ve devlet erkânı şunlara razı olmuş, onay vermiş:
- Boğazlar tüm devletlere açık olacak, gerekli gördüklerinde İtilaf devletlerince işgaledilebilecek.
- İtilaf devletleri, kendi güvenliklerini tehlikede gördükleri en stratejik bölgeleri derhal işgal edebilecek (Mad:7).
- Vilayât-ı Sitte'de (Erzurum, Van, Harput, Diyarbakır, Bitlis, Sivas) her hangi bir karışıklık çıkarsa, İtilaf devletleri buraları işgal edebilecek (Mad: 24).
- Bütün haberleşme-ulaşım araç ve gereçleri, tüm demir yolları ve donanma gücü İtilaf devletlerinin yönetiminde olacak.
- Ordu terhis edilecek, tüm silah, cephane ve tüm mühimmat İtilaf devletlerine teslim edilecek.
- Hicaz, Yemen, Suriye, Irak ve Trablusgarp'taki subay ve askerler en yakın itilaf devletlerine teslim olacak.
- Kömür ve sair madenler ve deniz mamülleri dışarıya satılmayacak…
Bu ve benzeri ölümden beter işgal maddelerine Osmanlı teslim oldu.Üstüne idam fermanı olan Sevr imzalandı.
İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan ve sair Haçlı işgalleri başladı.
Ehl-i Beyt soylu bir yürek, "Ben cihad Müslümanıyım" diyen bir Türk oğlu Türk Atatürk, henüz kurmay günlerinde bütün bu işgallere ve Haçlı dünyasına karşı kendi ifadesiyle Mücahade-i Milliye ve Kuvay-ı Milliye ruhuyla karşı çıktı, çok sevdiği askerlik mesleğinden istifa edip rütbelerini sökerek cennet vatandaki tüm Haçlı işgallerine hayır, ya istiklal ya ölüm dedi, canını ortaya koydu.
Koca Osmanlıher cephede Haçlılara yenilirken, İngilizlere teslim olurken; o hiç yenilmedi, onun bileğini dünya bükemedi, nice İngiliz ve Bizans oyunlarını bozdu.
Cepheden cepheye koştu, Çanakkale'den Sakarya'ya destanlar yazdı.
Lozan'da bir kez daha Milli Mücadele destanı verdi, bir kez daha tarih yazdı.
Bugün namusumuz, imanımız, onurumuz ve şerefimizle üzerinde insanca yaşadığımız cennet vatanda Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu. Gençliğe hitabesinde yaptığı asırları aşan hayati uyarılarıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni, istiklal ve istikbalimizi bizlere emanet etti.
Milli Mücadele öncesindeki kongreler sürecine bakarsanız; 24 Temmuz 1923'te yapılan Lozan anlaşmasının esasları ve maddeleri, gerçekte Amasya'da, Erzurum'da, Sivas'ta 1919'un içinde bulunduğumuz aylarında yazıldığını görürsünüz.
Mesela Erzurum kongresinde alınan kararlar, LozanAntlaşması'nın ruhudur. Hacı Bektaş Veli ve Ehl-i Beyt nefesidir… Lozan'da tescil olunan bağımsız milli devletin, Cumhuriyetin, milli iradenin, Türk milleti kimliğinin, milli birliğin, milli iktisadın tohumlarıdır.
Erzurum kongresinin şu maddelerine bakın Allah aşkına…
- Bu topraklarda yaşayan bilcümle anasır-ı İslamiyye özkardeştirler. Parçalanamaz bir bütündür (Mad: 1).
- Kuvay-ı Milliye ve irade-i milliye esastır (Mad: 2, 8).
- Anasır-ı Hıristiyaniyyeye hiçbir yeni imtiyaz tanınmayacaktır (Mad:3).
- Anasır-ı Hıristiyaniyyenin canı, malı, namusu koruma altındadır (Mad: 5).
- Hukuk-i milliye var olacaktır (Mad:4).
- Tüm Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri tek çatıdır, bilcümle İslam vatandaşları bu çatının tabi azalarıdır (Mad: 9).
Lozan'a yansıyan ruh işte bu Erzurum kongresi ruhudur. Lozan'daki kimlik işte bu etnik aidiyeti ne olursa olsun her bir Müslümanı içine alan Türk milleti kimliğidir. Lozan'daki birlik işte bu milli birliktir, Lozan'da tescillenmiş devlet işte bu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
Bugün bu imana ve bu ruha muhtacız...
Bu uğurda dün Gazi Mustafa Kemal Atatürk nasıl Türk milletinin şansı idiyse; bugün Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir çığırı açan, muhteşem eseri ve milli duruşuyla Hoş Geldin Atatürk diyen, Milli Ekonomi Modeli ve Milli parayı evrensel çapta sistemleştiren Prof. Dr. Haydar Baş Türk milletinin bahtıdır.
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019