Hüseyin Baş'tan Trump - Erdoğan dostluk mesajları üzerine çarpıcı açıklamalar

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş partisinin Çorum 9. Olağan Çorum İl Kongresi’ne katıldı.



Mehmet Ali Tanık’ın BTP Çorum İl Başkanı seçildiği kongrede konuşan Hüseyin Baş gündeme dair değerlendirmeler yaptı.



BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş şunları söyledi;

“Dostunuz Gazze'yi tatil köyü yapmak istiyor, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak görüyor”

“ABD Başkanı Donald Trump, Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili övgü dolu şeyler söyledi. Trump, ‘Benim iyi bir dostum var’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanımız da katıldı bir programda Trump'la ilgili olarak ‘Benim dostum’ dedi. Şimdi ben Sayın Cumhurbaşkanımızdan huzurlarınızda ricada bulunacağım; dostunuz Gazze'yi tatil köyü yapmak istiyor, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak görüyor. ABD ve İsrail tarihinde bir ilk, Donald Trump ‘Kudüs İsrail'in başkentidir’ dedi. Bu dostluk hadisesine Amerika’da Dışişleri Bakanlığı yapmış Henry Kissinger’in sözünü hatırlatarak nokta koymak istiyorum. Kissinger, ‘Amerika'yla düşmanlık tehlikelidir ama dostluk ölümcüldür’ diyor.

“Türk devletleri Rum kesimine büyükelçi atarken bizim aksakallı evde televizyon izliyordu herhalde”

Trump, ‘Erdoğan’a Suriye'yi aldın dedim’ diyor. Amerika ile Türkiye'nin arasında bir yakınlaşma var ve bunun merkezinde Suriye konusu olduğu çok açık. Ben Esad devrilince Suriye ile ilgili ne söylemiştim? Ben demiştim ki, ‘Bakın Suriye konusu bu hale geldi, üç gün geçmez Kıbrıs tehlike altındadır’ dedim ve daha 3 gün önce Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan Güney Kıbrıs Rum yönetiminde elçilik açtı. Kim bunlar Türki Cumhuriyetler. Bu devletler Rum kesimine elçi atarken bizim de aksakallı evde televizyon izliyordu herhalde, hani bizim Türkiye Cumhuriyetleriyle ilgilenen bir aksakallımız var ya!

“Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de hiçbir hakkı yokmuş gibi doğalgaz aramaları başladı”

Suriye ile ilgili başka ne dedim? Ben dedim ki; Bakın Suriye meselesi bu hale geldi Doğu Akdeniz tehlike altında, Kıbrıs'tan sonra konu Doğu Akdeniz olacak ve daha 3 gün geçmedi Doğu Akdeniz'de Katar, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri İsrail birlikte doğalgaz araması yapmaya başladı. Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de hiçbir hakkı, hiçbir söz gücü yokmuş gibi Türkiye'nin dahil olmadığı doğalgaz aramaları başladı.

“Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti inşa edilmek isteniyor”

Suriye ile ilgili olay çıktığında, ‘Kuzey Suriye'de bir terör devleti inşa edilmek isteniyor’ dedim. Onun da ne olacağını çok yakında göreceğiz başka bir şey söylemeyeceğim orayla ilgili.

“Yandaş medya Gazze’nin boşaltılmasını konuşuyor”

Şu anda yandaş gazetelerde tartışılan konu ne biliyor musunuz; Gazze’nin boşaltılması acaba insani olur mu? Bir de şöyle bir bahane üretmişler; ‘Geçmişte de defalarca biz Gazze'den, Kudüs'ten çekildik ,sonra gücümüzü toplayıp tekrar geri aldık, bugün de aynısını yapabiliriz’ diye de bize yutturmaya çalışıyorlar. Gazze'yi boşaltmak isteyen Amerika'dır, İsrail'dir. Sen eğer Gazze'yi boşaltmaya onay veriyorsan Amerika'nın ve İsrail'in projesine onay veriyorsundur.

“Sayın Cumhurbaşkanı 3. kez aday olamaz ama bunu meşrulaştıran ana muhalefetin kendisi”

Ana muhalefete sorsan anayasanın, cumhuriyetin, kanunların bekçisi… Ama anayasaya göre üçüncü kez aday olamayacak bir cumhurbaşkanı adayının adaylığını da meşrulaştıran kendileri. Bugün anayasamızı açıp baktığınız zaman Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha aday olamaz ama bunu meşrulaştıran, ‘Gel hadi yarışalım’ diyen ana muhalefetin kendisi oluyor.

“Erdoğan anayasa değişikliğinde CHP’nin Meclis’e soktuğu partilere güveniyor”

DEM Parti ile AK Parti'nin bir yakınlaşması var. Sayın Cumhurbaşkanının anayasa değişikliğine gitmek için DEM’i yanına almak istediği konuşuluyor, böyle iddialar var. Şimdi Meclis’e bakıyorsunuz Cumhur İttifakının toplam milletvekili sayısı anayasa değişikliği için yetmiyor. O zaman DEM’i yanına alması lazım ama yine yetmiyor. Nereye güveniyor? Meclis’te grubu olan diğer partilere güveniyor muhtemelen. Peki bu partiler Meclis’e nasıl girdi? Şimdi Meclis’te grubu olan partiler var ve anayasa değişikliğine sıcak bakıyor bazıları. Bunlar Meclis’e nasıl girdiler? Bunlar Meclis’e Atatürk'ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin listeleriyle girdiler ve şimdi anayasa değişikliği gündeminde AK Parti'ye en büyük desteği verecek olanlar da onlar görünüyor.

“Ana muhalefet en kritik anlarda AKP’nin ve Erdoğan’ın işine gelen şeyler yapıyor”

Şimdi bir ana muhalefet var ve bu ana muhalefet Türkiye'de evet biz de gözlemliyoruz, haksızlığa uğruyor, belediyelerde haksızlığa uğruyor, siyaset yapma imkanları kısıtlanmaya çalışılıyor. Biz bunları görüyoruz ama bu muhalefet dönüyor dolaşıyor, iş kritik bir yere geldiği zaman nedense devamlı AK Parti'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın işine gelen şeyler yapıyor. Bakın Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, iktidarıyla da muhalefetiyle de aynı yolda ilerleyen, iki tane yan yana konvoyla giden araba. Rota aynı, yön aynı, hedef aynı…

“Türkiye'de Kürt sorunu yok, Türkiye'de anayasa sorunu yok, Türkiye'de siyaset sorunu var”

İktidar partisine göre Kürt sorunu var mı, var. Ana muhalefete göre Kürt sorunu var mı, var. Bak yine birleştiler! Peki soru Kürt sorunu nedir? Nedir Kürt sorunu, birisi anlatsın desin ki sorun şudur çözümü de budur. Ben ne kadar Kürt arkadaşım varsa soruyorum; kürt sorunu var mı; ‘benim vallahi bir sorunum yok’ diyorlar. Türkiye'de Kürt sorunu yok, Türkiye'de anayasa sorunu yok, Türkiye'de siyaset sorunu var, Türkiye'de yönetici sorunu var. Benim Kürt kardeşim de, anayasanın değişmesini talep eden kardeşim de şunu anlasın; siz bu siyaseti değişirseniz bütün sorunları çözmüş olacağız ama bu düzen gittiği sürece…

“Kurgulanan düzen iki partili düzen, üçüncü bir yol lazım”

Üçüncü bir yol lazım. Kurgulanan düzen iki partili düzen. Cumhurbaşkanı, ‘Tek partili dönem, tek parti hayalleri’ vs. diyor. Tek partili dönem ne kadar demokratikse iki partili dönem de o kadar demokratik, arada çok bir fark yok. Siz bu taraftan oy alamadığınız sürece hiçbir şey değişmeyecek, aynı sonuç gelecek ama biz buna bir çözüm olsun diye ülkede bir üçüncü yola ihtiyaç var dediğimizde hemen yüklenmeye başlıyorlar. Ama bu yol belki de o yüzde 52'nin içerisinde olan muhafazakar seçmene, o yüzde 52'nin içerisinde olan Kürt sorunu olmadığını düşünen seçmene çok büyük bir ayna tutacak, onları bir araya toplayacak ama bu kabul edilmiyor ve Türkiye'de aynı düzen devam ettirilmeye çalışılıyor”