Sazlıbosna veya Sazlıdere Köyü olarak da bilinen İstanbul'un Arnavutköy ilçesine bağlı bir mahallemiz bugünkü yazımın konusu.
Başakşehir'de uzun yıllar oturdum.
Her fırsatta çocuklara, "Haydi pikniğe gidiyoruz" deyip, Sazlıbosna'nın yolunu tutardık.
Çilingir ve Hacımaşlı köylerinden geçtikten sonra bir vadinin tam ortasında karşılar sizi köy.
Muhteşem ötesi suyu, gündönümü dediğimiz ayçiçeği tarlaları içerisinde kaybolursun.
O kadar güzel bir manzarası vardır ki, tepeden aşağı doğru indikçe sizi içine alıp kendine hapseder doğa.
Köyde halk, hayvancılık ve süt ürünleri ile geçimini sağlar.
1100'e kadar düştü nüfusu.
Tam ortasında çok amaçlı bir parkı da vardır.
Balıkçılık yapar insanlar.
Köy halkı misafirperver ve cana yakınlar.
Sazlıbosna, aynı zamanda Kayaşehir ve Kayabaşı mahallelerinin içinde bulunduğu arazileri de kapsayarak barajdan elektrik üretimi yapar.
Sazlıbosna Gölü; güneyinde Kayabaşı, batısında Hadımköy, doğusunda Hacımaşlı ve Çilingir köyleri, kuzeyinde Dursunköy, Boyalık ve Baklalı köylerine komşudur.
Civarındaki bu köylerin kıyılarında leylekler ve flamingolar konaklamakta.
At çiftlikleri sıkça bulunmakta.
Çok yakınından Kuzey Marmara Otoyolu ve Başakşehir-Nakkaş bağlantı otoban yolu geçmekte.
Emlak konut ve toplu konut yapmak isteyen inşaat şirketleri bölgede fink atıyorlar, arsa arazi topluyorlar.
Yine rant, yine para hırsı.
Kayaşehir, Altınşehir'den başlayan dere, Sazlıbosna Köyü'nü geçerek, Dursunköy Mahallesi içinden, Terkos Gölü civarından Durusu Mahallesi'nden devam ederek, Karaburun Mahallesi neticesinde Karadeniz'e dökülecek.
"Kanal İstanbul projesi" bu anlattığım güzergah.
En büyük tahribatı da Sazlıdere Baraj Gölü'ne olacak.
Bölgeyi bilen bilir, son kale.
Başka tarım arazisi kalmıyor, burası da ranta kurban giderse...
1820'lerde Kırım'dan gelen Tatar Türklerinin yaşadığı bu cennet köşe, köy civarının imara açılması ile cehenneme çevrilmek istenmekte.
Milyarlarca lira harcanarak yapılması planlanan bu proje, ÇED raporları ile sabit bir şekilde doğa katliamı.
Kanal projesi çıktı çıkalı, içme suyu olarak da kullanılan baraj gölünün suyu boşa akıtılmakta ve kuruması sağlanmaya çalışılmakta.
Proje ile bölgenin tabiri caizse ciğerlerinin yok edilmesi amaçlanmakta.
Ayrıca bir hurafe gibi konuşulan Arap sermayesine satılacak olması, dedikoduların çıkması bölge halkını da tedirgin etmekte.
Sazlıbosna Gölü'nün üzerinde de ecdat yadigarı Sultan Yürüyüş Yolu bulunmakta.
Kanuni Sultan Süleyman devrinden bu yana süregelen bir yol.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillenmiş yol da tehdit altında.
Sazlıbosna, sadece bir köyün yol veya başka bir proje uğruna yok edilmesi ve tarihin hiçe sayılmasından daha fazlası.
"Ben yaparım olur", "Kanun nizam tanımam", "Mühür bende, Süleyman benim" diyene karşı durmak demektir, Sazlıbosna; İstanbul'da son kaledir.
Sahip çıkmak zorundayız.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladığımız gün, çocuklarımıza güzel ve yaşanılası gelecek bırakmak için, farkında olmak ve birlik olmak zorundayız.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Milletimiz sahip çıkacaktır geleceğine...
- Sazlıbosna / 23.04.2025
- Ehliyet / 22.04.2025
- Tepemanayır / 21.04.2025
- Buğday mı istersin, himmet mi? / 19.04.2025
- Piyasalar / 18.04.2025
- Zirai don / 17.04.2025
- Şam - p i y o n / 16.04.2025
- Yorgan için pireyi yakmak / 15.04.2025
- Gülhan / 13.04.2025