Gebze'nin köylerinde üretilen tarım ürünleri ve dikili ağaçlarından toplanan meyve ve yemişler son dönemdeki hava değişimleri ve iklimin bozulmasından etkilendi.
Daha önceki deneyimler ve tecrübeler neticesinde köylümüz sebze üretimini seralar vasıtasıyla üretmekte.
Bu da olası iklim sıkıntılarını en aza indirmiş bölgede.
Fakat köylülerin, kendi tüketimleri için yetiştirdiği meyve ağaçları ne yazık ki soğuk ve dondan etkilendi.
Kadıllı, Cumaköy, Ovacık ve Mudarlı köyü seracılık yapılan köylerimizin başında.
Senelik 100 tona yakın domates ve salatalık üretimi yapılmakta.
Kadıköy sebze ve meyve hali tüccarları bu köylerden direk alım yapmaktalar.
Civar köylere ve ilçe ekonomisine katkısı çok büyük seracılık üretiminin.
Seracılık yapan köylülerimize sordum; "Bir isteğiniz sıkıntınız var mı, talebiniz varsa makamlara iletelim gazetemiz aracılığı ile" diye.
En önemli sorunun "sulama" olduğunu dile getirdiler.
Bölge bir plato olarak Denizli Göleti, Darlık Barajı ve Ömerli Barajı arasında sulak alanları olan bir arazi.
Bölge, İSKİ ve İSU proje alanı kapsamında.
Civarın göz bebeği konumunda.
Fakat aynı zamanda hayvancılık faaliyetlerinin de yoğun yapıldığı bir çevre.
Hayvan çiftliklerinin atıkları ve gübreleri gelişi güzel bir biçimde dereler vasıtasıyla suya karıştırılıyor.
Düzensiz ve plansız bir şekilde yapılan hayvancılık faaliyetleri, yeterli denetimlerin yapılmaması, cezaların ve yaptırımların yetersiz olması, seracılık ve sebze meyve üretimi yapan rençberlerin ürünlerine zarar vermektedir.
Belediye ve diğer yetkililer geliyor, fofoğraf çekiyor, çok cılız cezalar yazıp gidiyorlar.
Caydırıcı cezalar verilmesi, bu sıkıntıları yaratan kişi ve kurumlarla mücadele edilmesi gerekmektedir.
Zirai donun bizim üretimini yaptığımız ürünlere ciddi manada etkisi olmadı.
Ama suyumuza karışan hayvan atıkları neticesinde üretim kalitemiz ve rekoltemiz düşmektedir, dediler.
Doğal bir eğime sahip olması neticesinde suyun geldiği dereler Allah'ın bölgemiz için bir lütfu.
Kocaeli yarımadasının en zengin sulak arazisi konumunda.
Gelişi güzel fabrikalaşma neticesinde tarım alanları çok azaldı.
Sanayinin doğaya bıraktığı zehirli gazlar, atıklar ve kimyasallar suyumuza açık bir tehdit maalesef.
Fabrika ve sanayi gelsin de nasıl gelirse gelsin anlayışı.
Köylünün tarla olan arazilerinin birden çok değerlenmesi ve köylünün satması neticesinde, on yıllardır kirlenen ve tahrip olan bölgemiz, gitgide kan kaybediyor ve yok olmaya yüz tutmuş durumda.
Haliyle tarımın zarar görmesi aldığımız sebze ve meyvenin fiyatlarının da yükselmesi demek.
Daha fazla para ödemek zorunda kalınması ve devamı halinde üretimin tümden yok olması demek.
Sayın Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve il , ilçe tarım müdürlüklerine duyurulur.
Sanayinin orta yerinde hayat ve yaşam mücadelesi veren bir avuç tarım emekçisinin dertleri ve sıkıntılarına kayıtsız kalmayın.
Hayvancılık da bizim tarım da bizim.
Gerekli düzenlemeleri ve denetlemeleri uygulamaya koymanızı, bu gibi sıkıntıları fırsata dönüştürmenizi, halkın derdine derman olmanızı rica ediyorum.
Ayrıca; eğer tedbir ve önlem alınmazsa gelecek hiç de hoş gelmeyecek.
ÇED raporu hazırlayan masa başı memurlarına duyurulur.
Saygılarımla...
- Piyasalar / 18.04.2025
- Zirai don / 17.04.2025
- Şam - p i y o n / 16.04.2025
- Yorgan için pireyi yakmak / 15.04.2025
- Gülhan / 13.04.2025
- Kirazpınar / 11.04.2025
- Kreş / 10.04.2025
- Tavşanlı Köyü / 09.04.2025
- Dört ayaklı canlılar / 08.04.2025