Eğitim ve öğretim insan yaşamının olmazsa olmazıdır.
İnsan doğumundan itibaren 20 yıla yakın bir süre, eğitim hayatı içinde bulur kendisini.
Bir binanın temelinin ne kadar sağlam olması gerekirse, insanın da bebeklikten itibaren eğitim ve öğretime tabii olması o kadar gereklidir, ayrıca insani hakkıdır.
Genelde, üç yaşından itibaren kreşe veya gündüz bakım evine giden çocukların, okul öncesi aldıkları temel eğitim ve öğretim, birlikte oyun grupları, resim ve sanatsal çalışmalar, ruhsal ve kişisel gelişimlerinde daha paylaşımcı, uysal ve girişken olmalarına yardımcı olmaktadır.
Yaratıcı düşünme ve özgüvenli olma konusunda daha başarılı oldukları gözlenmekte.
Kreşe giden çocuklar, okul yaşamlarında da daha başarılı oldukları yadsınamaz bir gerçek.
Çalışan anneler mecburen çocuklarını kreşe ya da gündüz bakım evine bırakmak zorunda kalıyorlar.
Kreşlerin aile ekonomisine maliyeti çok yüksek maalesef.
Kreş fiyatlarının asgari ücret kadar olması nedeniyle birçok aile çocuklarını yazdıramıyor.
Yani paran varsa çocuğun eğitimli ve korunaklı bir yaşama kavuşurken, paran yoksa eğitim ve öğretim "olduğu kadar artık" anlayışı içinde devam ediyor.
Rahmetli Genel Başkanımız Prof . Dr . Haydar Baş'ın "annelik maaşı" projesi bu kapsamda kreş ve bakım evi sorununa çözüm niteliğinde.
Evde kalmak zorunda olan anneler için maaş desteği ile hem ekonomik olarak katkı sağlanmak istenmiştir, hem de eğitim ve öğrenim için çocuğa destek olmak amaçlanmıştır.
Gebze işçi kenti diye bilinir.
Fabrikaların ve işyerlerinin kanun kapsamında kreş ya da bakımevi açmaları için yasa da mevcut olmasına rağmen , cezai yaptırımı çok cüzi bir bedel olduğundan genelde fabrikalar ve işverenler cezayı öderiz.
Sıkıntı olmaz zihniyetindeler.
Bu, büyük bir kısırdöngünün oluşmasına sebep oluşturmakta.
Eğitim ve öğretim kalitesi düşük olduğunda, çocukların gelişimindeki bozukluklar neticesinde, sıkıntılı bir gençlik meydana geliyor.
Sigara, alkol ve uyuşturucu batağına düşen birçok genç, sosyal ve ekonomik olarak da belirli bir düzeye ulaşamadığında topluma sorun olarak geri dönüyor.
Haliyle aile de kuran bu gençler kendi çocuklarına yaşam kaliteleri ne ise onu verebiliyorlar.
Bu tarz yetişen gençlerin çocukları da kısırdöngünün devam etmesine zemin hazırlıyor.
Başta da dediğimiz gibi eğitim, eğitim, eğitim...
23 mahallede 6 yaş altı çocuk sayısı 5000 kadar. Bu da mahalle başına 210 çocuk demek...
Yani her mahaleye kreş demek, gelecek nesillerin daha iyi bir toplum olması konusundaki en değerli kazanımı demektir.
Bir kreş yapılırsa, çocukarımızın gelişimi ve eğitimlerine destek olunmuş olur.
Eskiden aileler kalabalık yaşarlardı.
Anneanne veya babaanne aileye destek olurlardı. Çocukların büyümesine katkıları inanılmazdı.
Sevgi ve hoşgörü ile aşk ile büyütürlerdi torunlarını...
Devir değişti, bu döneme ayak uydurmak için kamunun işe el atması zorunlu hale geldi.
Kaymakamlık ve belediyenin, çocuklarımızın gelişimi için kreşler ve bakım evlerine destek olmaları zorunlu hale gelmiştir.
Özel kreşlerin de olmasına karşı değilim.
Öğretmen ve diğer giderleri için Milli Eğitim Bakanlığı'nın yardımcı olması gerekmektedir.
Bu sayede giderleri azalacak ve halkın ödeyeceği para makul seviyeye gelecek.
Atatürk'ün 1935 yılında tavsiyesiyle temeli atılan ve 1937 yılında açılışı yapılan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası; kreş, okul, lise, kütüphane, tiyatro, sinema salonu, tramvay ve tren, orkestra, kendi elektriğini üreten santral tesisi ile hem Nazilli'ye hem de genç Türkiye Cumhuriyeti'ne önderlik etmiş bir tesistir.
1937'de sanayinin içinde yaşayan halk için nelerin yapıldığını görüyoruz. Çağının ötesinde bir anlayışla emekçilerine insanca bir yaşam kolaylığı sağlayan bir ideoloji...
Yıl 2025, aradan 90 yıl geçmiş ne metrosu, ne tramvayı, ne de doğru düzgün bir kreşi yok sanayi şehri olan Gebze'nin.
Gazi Mustafa Kemal'in de söylediği cümle gibi, "Bütün ümidim gençliktedir."
Geleceğimiz olan yavrularımıza kreşler ve eğitim yuvaları yapmak boynumuzun borcudur.
Çocuklarımız ve gençliğimiz için eğitim ve bakım ücretisiz olmalı.
Saygılarımla...
- Sazlıbosna / 23.04.2025
- Ehliyet / 22.04.2025
- Tepemanayır / 21.04.2025
- Buğday mı istersin, himmet mi? / 19.04.2025
- Piyasalar / 18.04.2025
- Zirai don / 17.04.2025
- Şam - p i y o n / 16.04.2025
- Yorgan için pireyi yakmak / 15.04.2025
- Gülhan / 13.04.2025