Her gün şehit, her gün şivan, her gün gözyaşı!
Şehitlere rahmet, ailelerine sabırlar ve elbette vatan sağ olsun..
Ama artık bu işin de bitmesi, bitirilmesi gerek.
Aylardır; "Dünyanın hiç bir yerinde, tarihin hiç bir döneminde; kendi halkına karşı savaşan yönetimler başarılı olamamışlardır!" Dedik...
Ne yapmak gerekiyorsa yapacak bu iç çatışmayı, bitireceksiniz!...
"3 vilayet ve 12 ilçemizde açılan hendekleri, asker ve polislere değil; o bölgenin sakinlerine, insanlarına kapattıracaksınız!" Dedik...
Bunları söylerken, 1000 yıllık Kürt Komşularımızın doğup-büyüdükleri sokaklara "Beyaz bayrak"la çıkmalarının can acıtıcılığına dikkat çekerek, Devlet'i yönetmekle görevli Hükumet'e; "Bu uygulamayı behemahal kesmelisiniz" de dedik...
Dedik ama "Akademisyen" sıfatlı art niyetlilerin yaptıkları gibi Devlet'i asla katliamla falan suçlamadık!
"Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini ... talep ediyoruz" demek gibi bir devlet düşmanlığı propagandasına, art niyetli algı operasyonuna figüranlık yapmadık!
Biliyor musunuz? 14 yılda ilk defa Uzun Adam da -bilerek veya bilmeyerek- bu gürûha; "Câhil" diyerek, doğruyu söyledi!
Evet! Bunlar "Câhil", câhilin de önde gidenleri! Hem de, "Câhiliye Dönemi"nin müşriklerinden daha şedît câhiller! Çünkü onlar, ilk defa duydukları İslâmiyet hakkında bilgisizlerdi, nadanlardı. Bilmedikleri için atalarından gördüklerini savunarak câhillik ediyorlardı!
Ama bunlar, bu okumuş câhiller, 1.400 yıllık bilineni, bilerek inkâr edecek kadar câhil ve bir o kadar da nankör ve namertler!
Uzun Adam ve kurmaylarından, bütün samimiyetimle bir isteğim var: Akîl Adam diye ülkeyi dolaşmaları için bu; "âkil-yiyici"lere verilen bütün harcırahın, yasal faiziyle geri alınmasını da ben talep ediyorum!
Eminim ki bu isteğe epeyce katılan olur ve çoğullaştırarak biz de; "Talep ediyoruz." Kimse katılmasa da; Devletine ve milletine sâdık Türk bir vatandaş olarak ben talep ediyorum!
Yetkililer!
Yetkisizler!
İlgili bilgisizler!
Bilgisiz ilgililer!
Okuyanlar-okumayanlar!
Bakıp görmeyenler- görüp bakmayanlar!
Beğler!
Kıta Amerikasına her giden, Amerika'yı yeniden keşfetmez! Gide-gele yol olmuş yerleri yeniden keşfe gerek yok!
Ayıkın! Kafanıza akıl koyun! Akıllı olun!
Bu çark, her zaman böyle dönmez! Keşiş, her zaman pilav yemez!
Sırça köşkte oturanlar, komşu camına taş atmazlar, atmamalılar!
Türkiye seçmeninden, iki kişiden birinin oyunu almayı başaranlar; milleti kandırmamalılar!
Asker değilim ama "Süpürme Harekâtı"na ben komuta etsem; süpürme alanımda, bir ton patlayıcı pat-la-tı-la-maaaz!
Caydırıcılığı olmayan bir Ceza Yasası ile terörist, tedhişten vaz-geçirilemez!
Güdükleştirilmiş, komikleştirilmiş ceza yasalarıyla örgütün eline geçse kafasına sıkılarak infaz edilecek olan teröristin, göz-altına alındığında sevinmesine seyircilik yapılamaz!
Bilmeyenlere, bilip umursamayanlara, Türk Milletinin 3.500 yıllık dünyaya da öğrettiği Devletçilik-Devletlilik kurallarını, bir daha hatırlatalım:
1- Dışarıda, dört yanda düşman kalmayacak.
2- İçeride, başlı baş eğecek, dizli diz çökecek.
3- Başlıysa baş eğip dizliyse diz çökenlerden, yani vatandaş olanlardan; yoksullar bay edilecek, açlar doyurulacak, çıplaklar giydirilecek.
4- Yoksulken bay edilen, açken doyurulan, çıplakken giydirilenlerden; baş kaldıranın kellesi alınacak, ayaklanmaya niyetlenenin dizleri kırılacak!
Yani güncellersek; Meclis'te âcilen; "Teröriste hem de sür'atle idam cezası" yasalaştırılarak yürürlüğe sokulacak!
Geceyarısı, güvenlik güçlerimizin evlerine saldıran ve göz-altına alındığı duyurulan -suçlu- şerefsizler, göz-altına alındığı anda geberdiğini bilecek!
Suçluya, eşkıyaya, teröriste Devlet Erkinin caydırıcılığını hissettiremeyen Devletin devletliği sorgulanır!
Ne diyorsunuz Ya Hu!
Devlete sâdık, millete bağlı, Vatana âşık, yasalara saygılıyız diye, GÜCÜNÜZ BİZE Mİ YETİYOR?
Türk vatandaşlar olarak diyoruz ki:
Devlete sadakatimizden yasalara uyuyoruz diye aptal mıyız?
Dünya piyasasında değeri olmayan liramızla vergi ödediğimiz için zavallı mıyız?
Can ve mal güvenliğimiz olmadığı halde; dostunuzu dost, düşmanınızı düşman sayacak kadar yalaka mıyız?
Bilmez misiniz bu milletin ayranı kabarırsa neler yapar? O zaman da size kolay gelsin!
Siz devlet yönetmeyi, mahalle bakkalı işletmeye mi benzettiniz?
Hazineden maaş alıp, Devlet-millete-vatana ihânet eden her kişiden; tek tek siz sorumlusunuz!
Yeni Türkiye'nizi de, Yeni Osmanlı'nızı da, İleri Demokrasinizi de alın; bize Eski Türkiyemiz'i geri verin... Anlatabildim mi?
"BU VATAN BİZİMDİR,BİZİM KALACAK" Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...
Şehitlere rahmet, ailelerine sabırlar ve elbette vatan sağ olsun..
Ama artık bu işin de bitmesi, bitirilmesi gerek.
Aylardır; "Dünyanın hiç bir yerinde, tarihin hiç bir döneminde; kendi halkına karşı savaşan yönetimler başarılı olamamışlardır!" Dedik...
Ne yapmak gerekiyorsa yapacak bu iç çatışmayı, bitireceksiniz!...
"3 vilayet ve 12 ilçemizde açılan hendekleri, asker ve polislere değil; o bölgenin sakinlerine, insanlarına kapattıracaksınız!" Dedik...
Bunları söylerken, 1000 yıllık Kürt Komşularımızın doğup-büyüdükleri sokaklara "Beyaz bayrak"la çıkmalarının can acıtıcılığına dikkat çekerek, Devlet'i yönetmekle görevli Hükumet'e; "Bu uygulamayı behemahal kesmelisiniz" de dedik...
Dedik ama "Akademisyen" sıfatlı art niyetlilerin yaptıkları gibi Devlet'i asla katliamla falan suçlamadık!
"Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini ... talep ediyoruz" demek gibi bir devlet düşmanlığı propagandasına, art niyetli algı operasyonuna figüranlık yapmadık!
Biliyor musunuz? 14 yılda ilk defa Uzun Adam da -bilerek veya bilmeyerek- bu gürûha; "Câhil" diyerek, doğruyu söyledi!
Evet! Bunlar "Câhil", câhilin de önde gidenleri! Hem de, "Câhiliye Dönemi"nin müşriklerinden daha şedît câhiller! Çünkü onlar, ilk defa duydukları İslâmiyet hakkında bilgisizlerdi, nadanlardı. Bilmedikleri için atalarından gördüklerini savunarak câhillik ediyorlardı!
Ama bunlar, bu okumuş câhiller, 1.400 yıllık bilineni, bilerek inkâr edecek kadar câhil ve bir o kadar da nankör ve namertler!
Uzun Adam ve kurmaylarından, bütün samimiyetimle bir isteğim var: Akîl Adam diye ülkeyi dolaşmaları için bu; "âkil-yiyici"lere verilen bütün harcırahın, yasal faiziyle geri alınmasını da ben talep ediyorum!
Eminim ki bu isteğe epeyce katılan olur ve çoğullaştırarak biz de; "Talep ediyoruz." Kimse katılmasa da; Devletine ve milletine sâdık Türk bir vatandaş olarak ben talep ediyorum!
Yetkililer!
Yetkisizler!
İlgili bilgisizler!
Bilgisiz ilgililer!
Okuyanlar-okumayanlar!
Bakıp görmeyenler- görüp bakmayanlar!
Beğler!
Kıta Amerikasına her giden, Amerika'yı yeniden keşfetmez! Gide-gele yol olmuş yerleri yeniden keşfe gerek yok!
Ayıkın! Kafanıza akıl koyun! Akıllı olun!
Bu çark, her zaman böyle dönmez! Keşiş, her zaman pilav yemez!
Sırça köşkte oturanlar, komşu camına taş atmazlar, atmamalılar!
Türkiye seçmeninden, iki kişiden birinin oyunu almayı başaranlar; milleti kandırmamalılar!
Asker değilim ama "Süpürme Harekâtı"na ben komuta etsem; süpürme alanımda, bir ton patlayıcı pat-la-tı-la-maaaz!
Caydırıcılığı olmayan bir Ceza Yasası ile terörist, tedhişten vaz-geçirilemez!
Güdükleştirilmiş, komikleştirilmiş ceza yasalarıyla örgütün eline geçse kafasına sıkılarak infaz edilecek olan teröristin, göz-altına alındığında sevinmesine seyircilik yapılamaz!
Bilmeyenlere, bilip umursamayanlara, Türk Milletinin 3.500 yıllık dünyaya da öğrettiği Devletçilik-Devletlilik kurallarını, bir daha hatırlatalım:
1- Dışarıda, dört yanda düşman kalmayacak.
2- İçeride, başlı baş eğecek, dizli diz çökecek.
3- Başlıysa baş eğip dizliyse diz çökenlerden, yani vatandaş olanlardan; yoksullar bay edilecek, açlar doyurulacak, çıplaklar giydirilecek.
4- Yoksulken bay edilen, açken doyurulan, çıplakken giydirilenlerden; baş kaldıranın kellesi alınacak, ayaklanmaya niyetlenenin dizleri kırılacak!
Yani güncellersek; Meclis'te âcilen; "Teröriste hem de sür'atle idam cezası" yasalaştırılarak yürürlüğe sokulacak!
Geceyarısı, güvenlik güçlerimizin evlerine saldıran ve göz-altına alındığı duyurulan -suçlu- şerefsizler, göz-altına alındığı anda geberdiğini bilecek!
Suçluya, eşkıyaya, teröriste Devlet Erkinin caydırıcılığını hissettiremeyen Devletin devletliği sorgulanır!
Ne diyorsunuz Ya Hu!
Devlete sâdık, millete bağlı, Vatana âşık, yasalara saygılıyız diye, GÜCÜNÜZ BİZE Mİ YETİYOR?
Türk vatandaşlar olarak diyoruz ki:
Devlete sadakatimizden yasalara uyuyoruz diye aptal mıyız?
Dünya piyasasında değeri olmayan liramızla vergi ödediğimiz için zavallı mıyız?
Can ve mal güvenliğimiz olmadığı halde; dostunuzu dost, düşmanınızı düşman sayacak kadar yalaka mıyız?
Bilmez misiniz bu milletin ayranı kabarırsa neler yapar? O zaman da size kolay gelsin!
Siz devlet yönetmeyi, mahalle bakkalı işletmeye mi benzettiniz?
Hazineden maaş alıp, Devlet-millete-vatana ihânet eden her kişiden; tek tek siz sorumlusunuz!
Yeni Türkiye'nizi de, Yeni Osmanlı'nızı da, İleri Demokrasinizi de alın; bize Eski Türkiyemiz'i geri verin... Anlatabildim mi?
"BU VATAN BİZİMDİR,BİZİM KALACAK" Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017