Önce Peşmerge Mesut Barzani bir adım öne çıktı ve haykırdı:
Kürdistan, 1. Dünya Savaşı sonrasında Kürtlerin arzusu dışında bölüşüldü. Musul-Kerkük merkezli mücavir alanlardaki "tarihi miras"ımızın gereği olarak Kürdistan kurulacaktır. Bu, şimdilik konjonktüre göre "federal" yahut "konfederal"... her neyse olacak; ama kademeli olarak "devlet"leşecektir.
Barzani, tüm dünyanın gözü önünde ve Türkiye'nin de gözünün içine baka baka bunu deklare etti. Irak Geçici Yönetim Konseyi'ne "Parlamenter Federal Irak" tasarısını sundu.
Bu arada Barzani ile Talabani, partilerinin tek çatı altında birleşmesi mutabakatına vardılar.
Barzani ve Talabani'nin bu oluşumuna, şu bizim hükümetin tezkere oyunları oynadığı zamanlarda İsrail'den Kuzey Irak'a "80 bini aşkın Yahudi Peşmerge" gönderen Ariel Şaron da tam destek çıkıyor.
Barzani'nin "tarihi miras eksenli Kürdistan"ının güneydoğumuz başta olmak üzere "nerelere kadar varacağı"nı kestirmek hiç de zor değil. Türkiye'nin kimi etkili ve yetkilileri "Amerikan aymazlığı"yla ma'lul olmaları hasebiyle bu vahim gelişmeyi kulak ardı etseler de, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Barış Gönüllüleri"nin 69'larda güneydoğumuza dadandığı yıllardan beri bu "vahim tehlike"nin ısrarla altını çizdi, çiziyor. Hatta 1. Körfez Savaşı'nda ve sonrasında bu bağlamda "çok ciddi uyarı"larda bulundu, bulunuyor.
Ankara'daki aymazlarımız ise "AB-ABD al gülüm-ver gülüm" politik tiyatrosu oynamayı sürdürüyor.
Barzani'nin bu çıkışına Ankara, "bakalım Amerika ne tepki verecek" diye aylak aylak bakıyor; Amerika'ya göre vaziyet alacağız çünkü. Allah Allaaah... Bu kadar da aymazlık olmaz.
ABD, İsrailli Şaron'un da tam destek verdiği bu "Kürdistan projesi"ne ne mi diyor?
Açık konuşuyor... ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Richard Boucher, önceki gün kendisine "Iraklı Kürtlerin etnik temele dayalı federasyon talepleri" konusunda "Beyazsaray'ın görüşü" sorulduğunda, "Biz Iraklıları destekliyoruz" diyor.
"Biz, Iraklıları destekliyoruz." Daha ne diyeceklerdi Amerikalılar?
Bu cümleden olarak ABD'nin, M. Kemal Atatürk'ün yeraltı kaynaklarımızın işletim hakkını kendilerine peşkeş çekmediği için "Lozan Anlaşması'yla belirlenen Güneydoğu sınırlarımızı kabul etmediği" göz önünde tutulursa; Barzani'nin Kürdistan projesinin "şahsi cüreti" değil, bilakis "Şaron ve Bush'un da içinde bulunduğu bir konsorsiyum yapımı" olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.
Görünen köy kılavuz istemediği gibi, "görünen şu planın ve işgal talebinin nereye varacağı" da kılavuz istemez.
BTP Genel Başkanı'nın ikazlarını kulak ardı edenlerin Türkiye'yi sürükledikleri vahim nokta şimdilik burası... Ya sonrası?
Allah muhafaza etsin... "Kuzey Irak'ta bileğlenen şu hançer" Barzani'nin "tarihi miras" gerekçesiyle "güneydoğumuza bilfiil dayandığı zaman" iş işten geçmiş olacak.
Öte yandan ABD'nin yörüngesindeki tezkereli AKP ve dolayısıyla "tezkereli Türkiye" için bölgede "bu Kürdistan projesiyle entegre" önemli bir başka gelişme daha var.
İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz, sürpriz biçimde "İran'ı vururuz" diyor. Yahudi Mofaz, kendinden mi konuşuyor zannediyorsunuz. W. Bush'un İran'a yönelik birkaç ay önceki tehdit cümlelerini hatırlayın. İngiltere'nin Daily Telegrapf gazetesi de diplomatik kaynaklara dayanarak "Sırada İran ve Suriye var" diye manşet atıyor.
Irak'a çöreklenen işgalciler ve yatakçıları, bölgede İran ve sair ülkelerinin de suyunu ısıtıyorlar. Yoksa ateş olmayan yerden böylesi tehdit, böylesi manşet, böylesi duman çıkmaz.
İran Cumhurbaşkanı Hatemî de, "İsrail halt etmiş, Amerika'ya gelince önce Irak'ta yarattığı fırtınadan sağ çıkmayı başarsın" diyor. İran eski Cumhurbaşkanı Rafsancani, "Cevabımız çok sert olur" diyor. İran Hava Kuvvetleri Komutanı General Rıza Pardis ise "Kendi mezarlarını kazmış olurlar" diyor.
İşgalcilerin "vahşi beyanları" ve bu "karşı restler" basit cümleler değil. Bir bakarsınız ki, ne var, ne oldu derken, İran'a da dalmışlar.
Böylesi bir durumda Amerikan yörüngesindeki tezkereli AKP'li hükümetin başı yine Amerika'dan yana düşer.
Çünkü başka alternatif düşünemiyorlar. Düşünebilseler; bölge de kurtulacak, KKTC de, Türkiye de.
Irak'ta da bu kronik Amerikancılığı yaşadık. Kuzey Irak'ta da, Kıbrıs'ta da... Yani görünen AKP başka kılavuz istemez.
Böyle bir hükümetin "Barzani-Şaron-Bush konsorsiyumu yapımı Kürdistan" oluşumuna karşı çıkabileceğini düşünüyorsanız; kendinizi aldatıyorsunuz. Aldana aldana bu hale geldik; lütfen artık aldanmayalım.
Bıçak kemiğe dayandı; aldanma lüksümüz yok. Görünen işgal kılavuz istemez çünkü.
Kürdistan, 1. Dünya Savaşı sonrasında Kürtlerin arzusu dışında bölüşüldü. Musul-Kerkük merkezli mücavir alanlardaki "tarihi miras"ımızın gereği olarak Kürdistan kurulacaktır. Bu, şimdilik konjonktüre göre "federal" yahut "konfederal"... her neyse olacak; ama kademeli olarak "devlet"leşecektir.
Barzani, tüm dünyanın gözü önünde ve Türkiye'nin de gözünün içine baka baka bunu deklare etti. Irak Geçici Yönetim Konseyi'ne "Parlamenter Federal Irak" tasarısını sundu.
Bu arada Barzani ile Talabani, partilerinin tek çatı altında birleşmesi mutabakatına vardılar.
Barzani ve Talabani'nin bu oluşumuna, şu bizim hükümetin tezkere oyunları oynadığı zamanlarda İsrail'den Kuzey Irak'a "80 bini aşkın Yahudi Peşmerge" gönderen Ariel Şaron da tam destek çıkıyor.
Barzani'nin "tarihi miras eksenli Kürdistan"ının güneydoğumuz başta olmak üzere "nerelere kadar varacağı"nı kestirmek hiç de zor değil. Türkiye'nin kimi etkili ve yetkilileri "Amerikan aymazlığı"yla ma'lul olmaları hasebiyle bu vahim gelişmeyi kulak ardı etseler de, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Barış Gönüllüleri"nin 69'larda güneydoğumuza dadandığı yıllardan beri bu "vahim tehlike"nin ısrarla altını çizdi, çiziyor. Hatta 1. Körfez Savaşı'nda ve sonrasında bu bağlamda "çok ciddi uyarı"larda bulundu, bulunuyor.
Ankara'daki aymazlarımız ise "AB-ABD al gülüm-ver gülüm" politik tiyatrosu oynamayı sürdürüyor.
Barzani'nin bu çıkışına Ankara, "bakalım Amerika ne tepki verecek" diye aylak aylak bakıyor; Amerika'ya göre vaziyet alacağız çünkü. Allah Allaaah... Bu kadar da aymazlık olmaz.
ABD, İsrailli Şaron'un da tam destek verdiği bu "Kürdistan projesi"ne ne mi diyor?
Açık konuşuyor... ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Richard Boucher, önceki gün kendisine "Iraklı Kürtlerin etnik temele dayalı federasyon talepleri" konusunda "Beyazsaray'ın görüşü" sorulduğunda, "Biz Iraklıları destekliyoruz" diyor.
"Biz, Iraklıları destekliyoruz." Daha ne diyeceklerdi Amerikalılar?
Bu cümleden olarak ABD'nin, M. Kemal Atatürk'ün yeraltı kaynaklarımızın işletim hakkını kendilerine peşkeş çekmediği için "Lozan Anlaşması'yla belirlenen Güneydoğu sınırlarımızı kabul etmediği" göz önünde tutulursa; Barzani'nin Kürdistan projesinin "şahsi cüreti" değil, bilakis "Şaron ve Bush'un da içinde bulunduğu bir konsorsiyum yapımı" olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.
Görünen köy kılavuz istemediği gibi, "görünen şu planın ve işgal talebinin nereye varacağı" da kılavuz istemez.
BTP Genel Başkanı'nın ikazlarını kulak ardı edenlerin Türkiye'yi sürükledikleri vahim nokta şimdilik burası... Ya sonrası?
Allah muhafaza etsin... "Kuzey Irak'ta bileğlenen şu hançer" Barzani'nin "tarihi miras" gerekçesiyle "güneydoğumuza bilfiil dayandığı zaman" iş işten geçmiş olacak.
Öte yandan ABD'nin yörüngesindeki tezkereli AKP ve dolayısıyla "tezkereli Türkiye" için bölgede "bu Kürdistan projesiyle entegre" önemli bir başka gelişme daha var.
İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz, sürpriz biçimde "İran'ı vururuz" diyor. Yahudi Mofaz, kendinden mi konuşuyor zannediyorsunuz. W. Bush'un İran'a yönelik birkaç ay önceki tehdit cümlelerini hatırlayın. İngiltere'nin Daily Telegrapf gazetesi de diplomatik kaynaklara dayanarak "Sırada İran ve Suriye var" diye manşet atıyor.
Irak'a çöreklenen işgalciler ve yatakçıları, bölgede İran ve sair ülkelerinin de suyunu ısıtıyorlar. Yoksa ateş olmayan yerden böylesi tehdit, böylesi manşet, böylesi duman çıkmaz.
İran Cumhurbaşkanı Hatemî de, "İsrail halt etmiş, Amerika'ya gelince önce Irak'ta yarattığı fırtınadan sağ çıkmayı başarsın" diyor. İran eski Cumhurbaşkanı Rafsancani, "Cevabımız çok sert olur" diyor. İran Hava Kuvvetleri Komutanı General Rıza Pardis ise "Kendi mezarlarını kazmış olurlar" diyor.
İşgalcilerin "vahşi beyanları" ve bu "karşı restler" basit cümleler değil. Bir bakarsınız ki, ne var, ne oldu derken, İran'a da dalmışlar.
Böylesi bir durumda Amerikan yörüngesindeki tezkereli AKP'li hükümetin başı yine Amerika'dan yana düşer.
Çünkü başka alternatif düşünemiyorlar. Düşünebilseler; bölge de kurtulacak, KKTC de, Türkiye de.
Irak'ta da bu kronik Amerikancılığı yaşadık. Kuzey Irak'ta da, Kıbrıs'ta da... Yani görünen AKP başka kılavuz istemez.
Böyle bir hükümetin "Barzani-Şaron-Bush konsorsiyumu yapımı Kürdistan" oluşumuna karşı çıkabileceğini düşünüyorsanız; kendinizi aldatıyorsunuz. Aldana aldana bu hale geldik; lütfen artık aldanmayalım.
Bıçak kemiğe dayandı; aldanma lüksümüz yok. Görünen işgal kılavuz istemez çünkü.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019