Seçim tarihi yaklaştıkça, hiç bir hazırlığı olmayan partiler, ittifak arayışlarına ve seçimi erteletme manevralarına hız verdiler.
Kamuoyu yoklamalarında %10'luk barajın altında seyreden bu partilerin bir dahaki dönemde meclise girmeleri imkansız görünüyor.
Fikir ve menfaat birliği içindeki bazı basın organlarının her gün başka isimler altında yayınladıkları sözde anketlerle bu partilere iktidar şansı vermesi de yeterli olmuyor.
Zira yıllarca vatandaştan hatta ülke meselelerinden uzak yaşayan bu siyasilerin bu dönemde dişe dokunur bir icraatlarına rastlanmadığı gibi, milli menfaatleri zedeleyen çok ciddi kararlara imza attıkları da bir hakikattir.
Bir AB sevdasıdır tutturmuş giden bu partilerden iktidardaki kanat, 1999 Helsinki'de Kıbrıs ve Ege meselelerinin Lahey'e bırakılmasını kabul etmekten çekinmemişti.
Helsinki ile başlayan süreç bugün anadilde eğitim ve yayın, idamın terör suçları için kaldırılması, yabancı cemaat vakıflarının mülk edinme hakkının verilmesi gibi bütünlüğümüzü ciddi manada tehdit eden noktalara kadar gelmiştir.
Katılım ortaklığı belgesinin kısa vadede halledilmesi gereken meseleler kapsamına aldığı, anadilde yayın ile orta vadede yapılması gerekenler bölümünde yer alan anadilde eğitim konuları ulusal program ilk hazırlandığında katılım ortaklığı belgesinde yer alan şekliyle kabul edilmemişti.
TBBM'nin kapanmasına kısa bir süre kala alelacele bir kısmı orta vadede yer alan bu maddelerin kanunlaştırılması düşündürücüdür.
AB'ye tam üyelik sürecinde pek çok ağır yükümlülüğün altına sokulan milletimiz, yapılan icraatların içeriği tam olarak anlatılmasa da üzerine oynanan oyunların farkındadır. Ve bazı iş çevreleri dışında AB'yi tek kurtuluş olarak görmedikleri için üyeliği istememektedir.
Dolayısıyla esas meselesi aş ve iş olan halkımız kendinden uzak bir siyaseti de istememektedir.
Bu sebeple ne kadar pompalanırsa pompalansın, partiler internet ortamındaki veya yapılan diğer anketlerde %1-8 arasında değişen oy oranlarıyla barajın çok altındadır.
StrategicResearches.com adlı sitenin geçen hafta yaptığı bir ankette: BTP % 44, CHP % 5, ANAP % 4, DYP % 8, MHP % 6, SP % 7, DSP % 1, YTP % 5 oranında oy potansiyeline sahip görünüyor.
Son olarak yapılan anketlerin tamamı ortalama aynı sonuçtadır.
Derviş'e umut bağlayan ama sonra yüzüstü bırakılan YTP veya Derviş'le ivme kazanacağı yazılan CHP'nin solda birlik çağrıları da işe yaramamıştır.
Sağda istikrarı sağlayacağını iddia eden DYP'nin ittifak arayışları da boş çıkmıştır.
Sağı ya da solu değil milletin tamamını kucaklayan ve sadece millet için var olduğunu söyleyen Bağımsız Türkiye Partisi yeni kurulmuş bir parti olmasına rağmen % 44 gibi açık bir farkla tek başına iktidara koşmaktadır.
Türk milleti sabır ehlidir. Ama artık sabrı kalmamıştır. Bugüne kadar defalarca denenen eskilerden halk artık bezmiştir.
BTP ise millete ve meselelerine değer verdiğini ispatlayan projeleriyle halkın güvenini kazanmış bir partidir.
% 10'luk seçim barajını % 20'ye çıkarmak istemesi de bu güvenden kaynaklanan gücünün ispatıdır.
Tek başına iktidarı kesin görünen bu partinin ülkeyi Atatürk'ün hedeflediği noktalara taşıyacağına ve vatandaşın tüm sorunlarına çare olacağına eminim.
Siyasette yepyeni bir soluk alan BTP'nin milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Kamuoyu yoklamalarında %10'luk barajın altında seyreden bu partilerin bir dahaki dönemde meclise girmeleri imkansız görünüyor.
Fikir ve menfaat birliği içindeki bazı basın organlarının her gün başka isimler altında yayınladıkları sözde anketlerle bu partilere iktidar şansı vermesi de yeterli olmuyor.
Zira yıllarca vatandaştan hatta ülke meselelerinden uzak yaşayan bu siyasilerin bu dönemde dişe dokunur bir icraatlarına rastlanmadığı gibi, milli menfaatleri zedeleyen çok ciddi kararlara imza attıkları da bir hakikattir.
Bir AB sevdasıdır tutturmuş giden bu partilerden iktidardaki kanat, 1999 Helsinki'de Kıbrıs ve Ege meselelerinin Lahey'e bırakılmasını kabul etmekten çekinmemişti.
Helsinki ile başlayan süreç bugün anadilde eğitim ve yayın, idamın terör suçları için kaldırılması, yabancı cemaat vakıflarının mülk edinme hakkının verilmesi gibi bütünlüğümüzü ciddi manada tehdit eden noktalara kadar gelmiştir.
Katılım ortaklığı belgesinin kısa vadede halledilmesi gereken meseleler kapsamına aldığı, anadilde yayın ile orta vadede yapılması gerekenler bölümünde yer alan anadilde eğitim konuları ulusal program ilk hazırlandığında katılım ortaklığı belgesinde yer alan şekliyle kabul edilmemişti.
TBBM'nin kapanmasına kısa bir süre kala alelacele bir kısmı orta vadede yer alan bu maddelerin kanunlaştırılması düşündürücüdür.
AB'ye tam üyelik sürecinde pek çok ağır yükümlülüğün altına sokulan milletimiz, yapılan icraatların içeriği tam olarak anlatılmasa da üzerine oynanan oyunların farkındadır. Ve bazı iş çevreleri dışında AB'yi tek kurtuluş olarak görmedikleri için üyeliği istememektedir.
Dolayısıyla esas meselesi aş ve iş olan halkımız kendinden uzak bir siyaseti de istememektedir.
Bu sebeple ne kadar pompalanırsa pompalansın, partiler internet ortamındaki veya yapılan diğer anketlerde %1-8 arasında değişen oy oranlarıyla barajın çok altındadır.
StrategicResearches.com adlı sitenin geçen hafta yaptığı bir ankette: BTP % 44, CHP % 5, ANAP % 4, DYP % 8, MHP % 6, SP % 7, DSP % 1, YTP % 5 oranında oy potansiyeline sahip görünüyor.
Son olarak yapılan anketlerin tamamı ortalama aynı sonuçtadır.
Derviş'e umut bağlayan ama sonra yüzüstü bırakılan YTP veya Derviş'le ivme kazanacağı yazılan CHP'nin solda birlik çağrıları da işe yaramamıştır.
Sağda istikrarı sağlayacağını iddia eden DYP'nin ittifak arayışları da boş çıkmıştır.
Sağı ya da solu değil milletin tamamını kucaklayan ve sadece millet için var olduğunu söyleyen Bağımsız Türkiye Partisi yeni kurulmuş bir parti olmasına rağmen % 44 gibi açık bir farkla tek başına iktidara koşmaktadır.
Türk milleti sabır ehlidir. Ama artık sabrı kalmamıştır. Bugüne kadar defalarca denenen eskilerden halk artık bezmiştir.
BTP ise millete ve meselelerine değer verdiğini ispatlayan projeleriyle halkın güvenini kazanmış bir partidir.
% 10'luk seçim barajını % 20'ye çıkarmak istemesi de bu güvenden kaynaklanan gücünün ispatıdır.
Tek başına iktidarı kesin görünen bu partinin ülkeyi Atatürk'ün hedeflediği noktalara taşıyacağına ve vatandaşın tüm sorunlarına çare olacağına eminim.
Siyasette yepyeni bir soluk alan BTP'nin milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Abdulkadir Baş / diğer yazıları
- Gerçekleri görebilmek / 05.11.2002
- Ezilen halklar Türk'ün adaletini bekliyor / 03.11.2002
- Türkiye'nin gerçek dostu var mı? / 02.11.2002
- AB, Türkiye'nin kurtuluşu değil, sonudur / 01.11.2002
- Çeçen eyleminin ardından / 31.10.2002
- Milli kaynakları hayata geçirecek irade, milletin iradesidir / 29.10.2002
- Türk'e Türk'te başka dost yoktur / 28.10.2002
- Basının esas görevi / 27.10.2002
- İnsan hakları meselesi / 26.10.2002
- Milletçe aradığımızı bulduk / 24.10.2002
- Ezilen halklar Türk'ün adaletini bekliyor / 03.11.2002
- Türkiye'nin gerçek dostu var mı? / 02.11.2002
- AB, Türkiye'nin kurtuluşu değil, sonudur / 01.11.2002
- Çeçen eyleminin ardından / 31.10.2002
- Milli kaynakları hayata geçirecek irade, milletin iradesidir / 29.10.2002
- Türk'e Türk'te başka dost yoktur / 28.10.2002
- Basının esas görevi / 27.10.2002
- İnsan hakları meselesi / 26.10.2002
- Milletçe aradığımızı bulduk / 24.10.2002