Suriye'de en büyük pürüz PKK/YPG
Suriye'de yönetimin el değiştirmesinin ardından başlayan ve belirsizliklerle dolu yeni sürecin en önemli düğümlerinden birini PKK/YPG'nin konumu ve geleceği oluşturuyor.
25.12.2024 22:10:00
HABER MERKEZİ
HABER MERKEZİ
Suriye'de silahlı tüm grupların silahlarını bırakacaklarını açıklaması, PKK-YPG'nin üzerindeki baskıyı artıracak bir gelişme olarak görülüyor. YPG için Ankara-Şam-Washington arasında yapılan ilk görüşmelerin henüz somut sonuç vermediği ve tarafların sahadaki pozisyonlarını koruduğu kaydediliyor. Ankara ve Şam'daki yeni yönetim, PKK/YPG dahil tüm silahlı grupların lağvedilmesi konusunda ortak bir dil kullanırken, ABD son günlerde bölgedeki asker sayısını artırdı ve sözde DEAŞ hedeflerine saldırılarını yoğunlaştırdı. Yeni Suriye'nin inşası sürecinde anayasa ve siyasi sistem kadar merak edilen diğer önemli bir konu, ana omurgasını PKK/YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) akıbeti. Bu grubun Fırat'ın doğusunda önemli bir toprak parçasını kontrol etmesi ve başta ABD olmak üzere önemli Batılı güçlerle ortaklık yapıyor olması YPG konusunu karmaşıklaştıran unsurlar.
DEAŞ kozu kullanılıyor!
YPG'nin DEAŞ ile sözde mücadeleyi sürdürüyor olması ve DEAŞ mensuplarının bulunduğu cezaevlerini ve ailelerinin bulunduğu kampları kontrol ediyor olması çözümü zorlaştıran diğer faktörler olarak görülüyor. 8 Aralık'tan itibaren ülkeyi idare eden HTŞ lideri Ahmed eş-Şara'nın üst düzey ilk konukları Ankara'dandı. Şara'nın, 12 Aralık'ta MİT Başkanı İbrahim Kalın ve 22 Aralık'ta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile yaptığı görüşmeler, Ankara-Şam arasında kurulan işbirliği düzeyini ve ele alınan konu başlıklarını göstermesi açısından önemli oldu. Fidan ile basın toplantısı düzenleyen Şara, "Hiçbir şekilde, hiçbir grubun gerek bizim kontrol ettiğimiz bölgelerde gerekse PKK/YPG'nin kontrol ettiği bölgeler dahil elinde silah bulundurmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Bizim en öncelik verdiğimiz konu budur" ifadelerini kullanmıştı.
Şara'nın bu açıklamaları Ankara'nın PKK/YPG çizgisiyle büyük paralellikler gösteriyor ancak Ankara'dan farklı olarak güç kullanma tehdidinde bulunmuyor. Suriye'nin yeni lideri, çatışmacı bir dil yerine kurulacak yeni Savunma Bakanlığı'na ve orduya dikkat çekiyor ve ülkedeki tüm gruplara sürece olumlu katkıda bulunma çağrısında bulunuyor. Bu açıklamalar, yeni liderliğin Suriye'de yeni anayasa ve siyasi süreçle ilgili çalışmalara geçmeden ülkedeki silahlı grupların kendilerini tasfiye etmelerini önemli bir öncelik olarak gördüğü değerlendirmelerine neden oluyor.
Muhalif grupların silahlarını bırakacakları açıklaması da bunun somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Sorunun çözümü açısından en yakından takip edilen hat Şam ile YPG liderliği arasındaki temaslar. Tarafların nasıl bir plan ya da formül üzerinde konuşacakları hakkında bir bilgi yok. Buna paralel olarak Ankara'nın Washington ile temasları da dikkatle takip edilse de 20 Ocak'tan itibaren ABD'de yeni bir yönetimin iş başına gelecek olması bugünkü diyaloğu önemsiz kılıyor. Ankara, ikinci Trump döneminde Suriye konusunda daha farklı bir tutum izleneceği konusunda ümitli olduğunu saklamıyor.