Suriye'deki gelişmeler Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında adım adım ilerliyor. Projenin amacı neydi? Bölge devletlerinde istikrarsızlık yaratmak, etnik ve mezhepsel çatışmalar çıkarmak ve jeopolitik bölünmeler oluşturmak. Bunu yaparken demokratikleşme kelimesini adeta şifre olarak kullandılar. Suriye'de özellikle mezhep çatışmaları ana eksen oturtuldu ve 10 yıl içinde ciddi bir mezhep çatışması yaşandı. İktidar, Alevi ve Şii grupların elinde muhalefet ise Sünni idi.
Esad'ın yanında Nusayri (Arap Alevi) Şebbiha milisler yer alırken HTŞ gibi Sünni gruplar üzerinden Esad'ın devrilmesi ve Suriye'deki yönetimin ele geçirilmesi hedeflenmişti. 2012 yılında BM Suriye'deki iç savaşın Nusayri Şebbiha milisleri ve Sünni muhalifler arasında süregelen mezhepsel savaş olduğunu rapor etmişti.
BOP kapsamındaki İslam ülkelerinde güdümlü mezhep çatışmaları bütün sıcaklığı ile devam ediyor. Bu konuda örnekler verelim.
Irak- 2003'teki ABD işgalinden sonra, Sünni ve Şii gruplar arasında
Yemen- 2015'ten beri devam eden Husi'ler (Şii) ile hükümet güçleri (Sünni) arasında
Lübnan- 1975-1990 yıllarındaki iç savaş ve sonrasındaki iç çatışmalar
Bahreyn- 2011'deki Arap Baharında, Şii çoğunluk ile Sünni yönetim arasındaki çatışmalar…
ABD'nin desteği ile 2020 yılında İsrail, Sünni olan Arap ülkeleri ile yakınlaşma politikası başlattı. İbrahim Anlaşmaları adı ile İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Fas ve Sudan arasında antlaşma imzalandı. Bu şekilde hem Suriye yalnızlaştırıldı hem de İran'a karşı potansiyel ortak bir cephe oluşturuldu. Suriye'de sona gelindiğinde kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar neticesinde Esad yalnızlaştırıldı ve yönetim el değiştirdi. İşte tam da o sırada İsrail'in harekete geçmesiyle, hiçbir engelle karşılaşmadan bir tek askerinin burnu kanamadan Şam'a, Kuzeye doğru ilerlediğine şahit olduk.
Suriye'de büyük resme iyi bakmak gerekir. Bu yaşananlar ülke olarak almamız gereken dersleri gözler önüne seriyor. ABD'nin BOP sürecini hedefe ulaştırmasında önünde iki kilit devlet kaldı: İran ve Türkiye. Prof. Dr. Haydar Baş'ın ilk andan itibaren vurguladığı gibi, BOP'un finali Türkiye ile İran'ın çatıştırılmasıdır. Bu plan, mezhep çatışmaları üzerinden gerçekleştirilecektir. Mezhep olayı, İslam âleminin yumuşak karnıdır. Ülkemizde de Maraş, Çorum ve Sivas olaylarına baktığımızda, mezhep temelli çatışmaların acımasız sonuçlarına şahit olduk. Bu durum sadece bizim ülkemizde değil, İslam âleminde de yaygındır. Mısır, Hindistan, Afganistan gibi ülkelerde de benzer çatışmalar yaşanmaktadır. Nerede Müslüman varsa, mezhep temelli ayrılıklar ve çatışmaları kaşınmaktadır. Bu nedenle, mezhep çatışmalarına karşı tedbirli olmalı, iç bütünlüğümüzü ve güvenliğimizi sağlamalıyız.
İslam âleminin bütünlüğünü korumak ve küresel çatışmaları engellemek için bu çatışmaların önüne geçmek zorundayız. Haydar Baş Hocamızın önemli ve stratejik çalışmalarından birisi de bu konudaki uyarıları ve önerileridir. Arap Baharı Suriye'ye geldiğinde, ülkemizde bazı kişilerin Suriye'deki Şii gruplara karşı çatışmanın bir cihat olduğunu ifade eden açıklamalarına şahit olduk. Bu dönemde, Haydar Baş hocamız hızla pozisyon alarak "Tevhidin Merkezi Ehlibeyt Sempozyumları" düzenlemişti. Hocamız, İslam âleminin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu vurguladı. Bunun temininin ise Ehli Beyt paydasında bir beraber olmakla mümkün olacağını her platformda dile getirdi. Ehl-i Beyt sevgisi imanımızın gereği ve her müminin peygamber efendimize olan borcudur. Bu açılımdan sonra, ben de bir Sünni ailenin bireyi olarak Alevi ve Şii kardeşlerimi ayırt etmemeye başladım. Hepimiz Hazreti Ali'yi, Hazreti Fatıma'yı, İmam Hasan ve İmam Hüseyin'i seviyoruz. Ehl-i Beyt sevgisi, İslam âleminin birleştirici gücüdür. Bir neslin sosyal dönüşümü için iki-üç nesil geçmesi gerektiği söylenir. Oysa Haydar Hoca daha hayattayken bir neslin sosyal dönüşümünü başardı. Ehl-i Beyt paydasında Sünni, Şii ve Alevilerin bir ve beraber olmasını sağladı.
Ülke olarak kendi aramızda birlik ve beraberliği sağlamalı, mezhep ayrılıklarını bir zenginlik olarak kabul etmeliyiz. Bunu yaptığımızda kazanan taraf oluruz. Aksi takdirde, İsrail'in, Amerika'nın ve emperyalist güçlerin oyununa gelir, büyük çatışmaların içine düşeriz.
- Suriye’de büyük oyun / 20.12.2024
- Suriye'de Pandora'nın Kutusu Açıldı / 12.12.2024
- 12'ye 5 kala Esad ile barışma / 06.12.2024
- Bayrak çekilen gemiler bizi savaşa sürükledi / 05.12.2024
- Karışıklık Suriye ile mi sınırlı kalacak? / 04.12.2024
- Dikkat! Çözümün adresi / 30.11.2024
- NATO’nun oltasındaki yemler / 29.11.2024
- Birinci, İkinci derken şimdi de Üçüncü Dünya Savaşı / 28.11.2024
- Algı yönetimi ve Atatürk devrimlerine yönelik tartışmalar / 22.11.2024